Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Deprem: Ulusumuzun Başı Sağolsun

Dr. Cemil Kurt

Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 03 Mayıs 2023 10:21 - Okunma sayısı: 2.491

Deprem: Ulusumuzun Başı Sağolsun

Deprem: Ulusumuzun Başı Sağ Olsun

  1. TESPİTLER

Anadolu coğrafyamız yüzyıllar içerisinde nice badireler atlattı. Defalarca yandı yıkıldı ama her defasında küllerinden ayağa kalkmasını bildi. Anadolu’nun tekrarlayan tarihi süreçlerinden birinin yaşandığı zaman dilimine hep birlikte şahit olduk/oluyoruz. Son 50 yıla baktığımda defalarca afetlere, saldırılara, toplumu bölecek, parçalayacak veya yaşam kalitesini azaltacak olaylara şahit olduk. Özellikle milletimizin zekâsı, becerisi, kabiliyeti ve toplumsal duyarlılığıyla yaşanılan olumsuzlukların üzerinden gelebildik. Deprem sonrası oluşan tüm olumsuzlukları yine milletimiz sayesinde atlatıyoruz. İnşallah devletimizin yönetim unsurları da milletimizin yıkıma karşı gösterdiği hızlı reflekse yetişir. Böylece her şey daha da kolaylaşır.

Bilim ve teknolojinin çok gelişmiş olduğunu söylesek de depremin nerede ve ne zaman olacağını bilmek mümkün görünmüyor. O zaman bu alandaki bilim daha çok ders çalışmalıdır. Bununla birlikte doğanın en yıkıcı afetlerinden olan depremi önlemek de mümkün değildir. Fakat depremin yol açtığı can kayıplarını, maddi hasarları ve psikolojik travmaları azaltmak mümkündür. Öyleyse imkân dâhilinde olan ve müdahale edebileceğimiz şeylere odaklanmak daha makul bir yol olacaktır.

Depremle kalıcı mücadele ancak bilimle, eğitimle ve daha da önemlisi zihniyetle mümkündür. O zihniyet ki içinde yaşadığımız mekân ve nesillerimizin, içinde yaşayacağı mekânların yapısıyla, yaşam alanlarıyla ve dair içeriğiyle şekillenmelidir. Şu değil mi sonuç? Depremin ne zaman olacağını tahmin etmek henüz mümkün değil ama depremin yıkıcı etkilerini ve olası can kayıplarını azaltmak hala mümkündür. Tasa-keder-kaygı-kabulleniş ve dair hikâyeler içerisinde beklemek yerine harekete geçmek daha makul ve mantıklı bir seçenek olarak önümüzde duruyor.

Bu sefer yaşadığımız deprem sürecinden ders ÇIKARMAMALIYIZ. Çünkü ders çıkarma zamanımız geçti, maalesef karnemiz kırıklarla dolu. Artık çıkardığımız dersleri zamanını kaçırmış olsak da uygulamaya geçirme zamanıdır.

Türkiye’me bir kez daha taziyelerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Çok büyük bir felaket yaşadık. Değerlerimiz, devletimiz, ulusumuz, umudumuz, dayanışmamız ve kardeşliğimiz büyüktür. Bu zor günleri hep birlikte aşacağız. Umutsuzluk yoktur, yaşıyorsak ümit vardır. Çocuklarımız, ulusumuz ve geleceğimiz için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz…

  1. DEPREME DAİR OKUL TEMELLİ ÖNERİLER VE MÜCADELE STRATEJİLERİ

Ülkemizde yaşanan deprem son olmayacaktır. Öyleyse bu gerçek üzerinden olası kayıpları en aza indirgeyebileceğimiz stratejilere odaklanmalıyız. Uzmanlar deprem önerilerini üç temel üzerine toplamaktadır. Bu öneriler; deprem öncesi, deprem anında ve deprem sonrası yapılması gerekenlerdir. Bu önerilerden en kolayı hiç can kaybına yol açmayan ve ekonomik olan, deprem öncesi yapılması gerekenlerdir. Bu kapsamda tüm ülkemiz depreme karşı bir zihniyet dönüşümü içerisine girmelidir. Bu zihniyet değişiminde devlet bileşenleri öncü olmalıdır. Devlet, toplum katmanları arasında eş güdüm ve geçişkenliği bir model doğrultusunda çalışmalıdır.

Okul, depremle mücadelenin ilk ve en önemli kısmı olmalıdır. Okul düzeylerine baktığımızda; okul öncesi eğitim programında doğal afetlerle ilgili herhangi bir içerik bulunmamaktadır (MEB, 2013). Buna karşın okul öncesi eğitim kurumlarında belirli gün ve haftaların kutlanmasında afetlere yönelik çeşitli etkinlikler ve deprem tatbikatları yapılmaktadır. Fakat araştırma sonuçları bu eğitimlerin ve tatbikatların istenilen faydayı sağlamadığını göstermektedir. Ancak çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar doğal afetleri farkında olduklarını, okul öncesi eğitim sınıflarında yapılan etkinliklerin çocukların deprem kavramı hakkındaki bilgi ve farkındalık düzeylerini artırdığını ortaya koymaktadır.

İlkokul müfredatına bakıldığında; 2. ve 3. sınıf Hayat Bilgisi ile 4. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitaplarında doğal afetler konusuna yer verilmektedir. Ortaokulda, Sosyal Bilgiler ve Fen Bilimleri ders programlarında afetler ve afet bilinci oluşturulmasına yönelik içeriklerin bulunduğu görülmektedir. Yapılan araştırmalar müfredatın ve uygulamaların yeterli bilinç düzeyini oluşturmadığını göstermektedir. Özellikle ders kitaplarının ciddi düzeyde iyileştirilmeye ihtiyacı olduğu araştırmacılar tarafından önerilmektedir.

Eğitim programları ile MEB ders kitaplarındaki içeriklere ilave olarak, MEB tarafından afetlere yönelik okul tatbikatları; Dünya Afet Azaltma Günü, Kızılay Haftası, Afet Eğitimi Hazırlık Günü, Trafik ve İlkyardım Haftası gibi belirli gün ve haftaların kutlanmasına yönelik çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. 2022 yılında ülke genelinde yapılan çök-kapan-tutun tatbikatlarının değerli olduğu söylenilebilir. Yine MEB ile Japonya UİA arasında imzalanan ‘Okul Tabanlı Afet Eğitimi Projesi’ anlaşması önemli projelerden biridir.

AFAD başta olmak üzere MEB, İçişleri Bakanlığı ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi çok sayıda kurum afet eğitimiyle ilgili önemli çalışmalar ve projeler yürütmektedir. Bu konuda son yıllarda önemli projeler hayata geçirilmiştir. Bu çalışmalar düzeyinde çok değişkenli sorunlar olduğu, özellikle son depremde yaşanılan süreçte ortaya çıkmıştır. Bunları eşgüdüm halinde toparlamak ülkemizin bölgesel özellikleri de dikkate alınarak “Ulusal Afet Eğitimi” altında birleştirilmek önemli bir yaklaşım olacaktır.

  1. ULUSAL AFET EĞİTİMİ

Ülkemizde Acil ve Afet eğitimlerinin başarısını yüzyılın afeti dediğimiz depremde test ettik. En önemli değerlendirme çıktımız depremdeki performansımız olmuştur. Geçmişin öğretileri bu depreme yeterince hazırlanamadığımızı ortaya koymuştur. O zaman yeni şeyler söylemek gerekmektedir.

Eğitim, bireylerin bilgi ve becerilerini artırmak, algılarını ve inançlarını değiştirmek, güvenli bir gelişme, güvenli bir toplum, özellikle dirençli ve sürdürülebilir bir toplum için gereklidir. Eğitim bireylerin ve toplumların zarar görebilirliğini azaltan temel bir faktördür.

Acil durumlar genellikle öngörülemez olsa da etkilerini önlemek veya azaltmak ve risk altındaki toplulukların yanıt kapasitesini güçlendirmek için yapılması gereken birçok şey vardır. Acil ve afet durumlarının bilincinde olmak, acil eylem planlarının basamaklı bir şekilde ve işbirliği içerisinde uygulanması, acıların ve afetin etkilerinin azaltılması veya önlenmesi açısından önem taşımaktadır.

Afet ve acil durum müdahalesinde bulunacakların eğitim ve öğretimini standartlaştırmak için birçok model oluşturulmuş ancak takım performansını geliştirmek ve test etmekten ziyade bireylerin kişisel mesleki gelişimine odaklanılmıştır. Sivil toplum kuruluşlarının acil müdahale ekipleri, askeri birlikler, arama kurtarma ekipleri, ambulans veya hastane ekipleri her ne kadar kendi deneyimlerinden yeterince ders almış olsalar bile afet bölgesinde ortak bir dil konuşulmadığından ve benzer eğitimler alınmadığından koordinasyon ve iletişimdeki sorunlar büyük engel teşkil etmektedir.

Bu noktada Ulusal afet eğitimi ne olmamalıdır? Ulusal afet eğitimi toplumda küçük bir grubun teorik ve teknik kapasitesinin güçlendirilerek diğer tüm yurttaşların kenara konulduğu bir çalışma olmamalıdır. Son depremlerde bunu çok kötü deneyimledik.

Afet sonrası ilk 24-48 saatlik dönemde hafif arama kurtarma teknikleri ve temel yaşam desteği bilgisi ile sağlıkçı olmayan ve hayatta kalmış yerel halkın müdahalesi ile afetzedelerin büyük bir kısmı kurtarılabilir. Bu nedenle, standardize edilmiş ve kolay uygulanabilir, simülasyon bazlı ve tekrarlanabilir multidisipliner teorik ve pratik eğitim modeline ihtiyaç vardır. Alanında deneyimli eğiticiler tarafından, uygun teknikler kullanılarak bu eğitimler sürekli olarak topluma ve profesyonel takımlara verilmelidir. Bununla beraber yurttaşların okul hayatlarının tüm kademelerinde zorunlu ders olarak “Afet Eğitimi” dersi getirilmelidir. Yurttaşlar okul dışındaki hayatlarında da bu eğitimleri belli dönemlerde ve zorunlu olarak görmelidir.

Yorumlar (5)
Nuray Sincar - 06 Mayıs 2023 14:02
Sayın hocam bu önemli konuda farkındalık ve kamuoyu oluşturmak hepimizin görevi.?? Hassasiyetiniz için teşekkür ederim iyi ki varsıniz.
Ayşe Sezen - 05 Mayıs 2023 10:36
Hocam, keşke, keşke olsa. Çok can kaybı, çok acı... Daha ne kadar ders almamız lazım, anlamıyorum...
Mehmet Pars - 04 Mayıs 2023 17:10
Afet konusunu iyi toparladınız Cemil Hocam... Elinize emeğinize sağlık...
Mustafa Gökhan arslan - 04 Mayıs 2023 15:20
Afat yüksek okulu okuyorum Depremde Malatyaya gittim,durum vahim güzel ülkemizin deprem haritasi var, bahse konu bölgede deprem bölgesi, iki kat yerine 12-14 kat binalar yapılırsa sonuç bu.. eğitim şart _emeğinize_sağlık..
İlhan Kibaroğlu - 04 Mayıs 2023 13:05
Okulda ders alıp bilinçlenme daha önemli .
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Fikir Yazıları Yazıları