CEMİLE MUSLU
Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 18 Temmuz 2021 11:41 - Okunma sayısı: 1.011
KURAK KIŞLAR DAHA SICAK YAZLAR
Mevsimlerin eskisi gibi olmadığını, eski yaz ve kışların şimdikine benzemediğini, iklimlerin değiştiğini her geçen gün daha fazla kişiden duyar olduk. Aslında iklim değişikliği yaşlı dünyamız için bilinmedik bir şey değil. Jeolojik devirler boyunca dünyamız doğal nedenlerle defalarca iklim değişikliğine maruz kaldı. Ama ilk defa insan kaynaklı, yapay ve hızlı bir iklim değişikliği tehlikesi altındayız.
İklim değişikliği, “nedeni ne olursa olsun iklimin ortalama durumunda ya da değişkenliğinde onlarca yıl ya da daha uzun süre boyunca gerçekleşen değişiklikler” şeklinde tanımlanmaktadır.
Dünyamızı saran atmosferi bir sera gibi düşünebiliriz. Yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının önemli bir kısmı dünyamızdan tekrar uzaya yansır. Atmosferimizde bulunan sera gazı da dediğimiz karbondioksit, metan, su buharı, ozon, azot gibi gazlar tıpkı bir örtü vazifesi görerek yeryüzünden yansıyan güneş ışınlarının bir bölümünü tekrar yeryüzüne gönderir ve böylece ihtiyacımız olan ısı ve ışınları temin etmiş oluruz. Sera gazlarının bu doğal etkisi “sera gazı etkisi” olarak isimlendirilir. Ancak sera gazlarının olması gerekenden çok daha fazla artması, ormanların tahrip edilmesi, ekolojik gereksinimleri göz ardı eden bir sanayileşme, şehirleşme nedeniyle oluşan ısı adaları ve benzeri nedenler küresel ısınmaya bu da iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya kalmamıza neden olmaktadır. Atmosferdeki sera gazlarının oranı, 18. Yüzyılda başlayan sanayi devrimi sonrasında artmaya başlamış, özellikle karbondioksit oranı %40’lık bir artış göstermiştir.
Küresel ısınma ve beraberinde iklim değişikliği nelere yol açar? Ülkemiz için konuşacak olursak; sadece 2°C’lik bir ortalama sıcaklık artışının, sıcak hava dalgalarına, beklenmedik hava olaylarına, orman yangınlarında artışa, canlı çeşitliliğinde azalmaya, tarımsal verimde düşüşe ve kuraklığa yol açabileceğini söyleyebiliriz.
Fosil yakıtların kullanılması atmosferdeki sera gazı salınımının en büyük kaynağıdır. Tarım alanları, katı atık depolama sahaları, fabrika ve atölyeler, motorlu taşıtlar hatta evlerde kullanılan buzdolabı ve klimalar bile sera gazı miktarını arttırmaktadır. Tarım amaçlı kullanım için yeni araziler oluşturulması, koyu renkli yüzeyin miktarını artırmakta ve sonuç olarak gelen güneş ışınları daha çok emilmektedir. Ormanların tahrip edilmesi karbondioksiti dönüştüren ağaç ve bitkilerin azalması anlamına gelmektedir. Şehirleşme nedeniyle ısı adaları oluşmaktadır.
Küresel ısınma ve bunun beraberinde getirdiği iklim değişikliği tehdidi her zamankinden daha fazla hissedilmekte, ülkemizde ve dünyada birçok kişi, kurum ve kuruluş yaklaşan tehdide dikkat çekmeye çalışmaktadır. Küresel ısınma ve iklim değişikliği konularında uluslararası anlaşmalar yapılmakta, ülkeler birçok yasal düzenlemeyle önlem almaya gayret göstermektedir. Dünya vatandaşı olarak bizlere bu konuda önemli görevler düşüyor. Vakit çok geçmeden farkındalığımızı ve duyarlılığımızı arttırmalıyız. Küresel ısınma ve iklim değişikliği doğa ve insanlık için bir felakete dönüşmeden önce orman kaybını engellemeli; sera gazı salınımını azaltma, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji konularına daha fazla kafa yormalıyız.
01 Kasım 2024 14:01
07 Kasım 2024 20:34
01 Kasım 2024 14:27
12 Kasım 2024 20:27
03 Kasım 2024 21:01
05 Kasım 2024 20:23
20 Kasım 2024 20:01
09 Kasım 2024 12:57
01 Kasım 2024 21:43
18 Kasım 2024 20:06