ZAFER İNCEBACAK
Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 06 Ocak 2021 19:57 - Okunma sayısı: 908
ÖĞRENME Mİ ÖĞRETME Mİ?
Öğrenme ve öğretme aynı kökten gelse de aralarında önemli bir fark var. Türkçede -t eki fiillere ettirgenlik katar. Meselâ, “Annesi bebeği uyuttu.” dediğimizde bebe?i edilgen bir konuma itiyoruz. Oysa uyumak fiili onun üzerinde gerçekleşiyor. Bebek uyudu, dediğimizde bebeğe etkin bir konum veriyoruz. Öğrenme ve öğretme fiillerinde de benzer bir durum var.
Öğrenme öğrenin gerçekleştirdiği, dolayısıyla etkin olduğu bir durumken öğretmede öğreten etkindir, öğrenci edilgendir. Oysa eğitim bilimciler öğretim yöntem ve tekniklerinden bahsediyor, her gün yeni yöntem ve teknikler geliştiriyorlar. Eğer yöntem öğretim yöntemi ise en sonunda hepsinde öğrenen edilgen değil mi? Öğretenin ögretim işini gerçekleştirmesi öğrenenin öğrendiği anlamına gelir mi?
Öğrenme dışardan aktarma ile gerçekleşmez, yaparak, yaşayarak gerçekleşir. Ögrenme tecrübe etmektir. Yaşadıklarını anlamlandırmak, ondan sonuçlar çıkarmaktır. O hâlde eğitim sisteminin görevi öğrenciye tecrübe etme fırsatı, ortamı sağlamaktır. Bu ise dört duvar arasından çıkmayı, kitabî bilgileri aşıp hakikati hayatın içinde aramayı gerektirir.
Eğitim dört duvar arasına hapsolmasın derken salgın sürecinde dört köşeli ekrana hapsoldu. Bu asla eğitim de değildir, öğrenme de değildir. Salgın sürecindeki zaruret uzaktan eğitimi kalıcılaştırmamalıdır. Uzaktan eğitim olmaz. Bunu savunanlar eğitimi ezber bilgi aktarımına indirgeyenlerdir.
01 Kasım 2024 14:01
07 Kasım 2024 20:34
01 Kasım 2024 14:27
12 Kasım 2024 20:27
03 Kasım 2024 21:01
05 Kasım 2024 20:23
09 Kasım 2024 12:57
01 Kasım 2024 21:43
20 Kasım 2024 20:01
03 Kasım 2024 20:23