ÖĞRETMEN EMEK DEMEKTİR!

Fikir Yazıları - SERPİL ARI YILMAZ

ÖĞRETMEN EMEK DEMEKTİR!

Minicik bir elin üstünde kafası kafasına deydi değecek ve ilk çizilen doğru çizgilerle, dünyayı tekrar fethetmişçesine gelen mutluluk.

-Aferinnn!!

sözünün, üç saniyelik uzatılması...

Gözleriyle mutluluk ve enerji verdiği, tahta sıranın içinde kaybolmuş o minicik bedende yaşattığı çoşku...

Gözlerinin içi gülen bir çocuk!

Üstelik bir yabancının çocuğu, ne kan bağı var aranda ne de sosyal bağ...

Varsa yoksa can bağıdır bunun adı.

Bir yabancının çocuğunun şube kodunu almasıyla beraber gelen aidiyetliği.

Kendinden büyük çantasıyla sınıfına ürkerek girdiği an, o görünmez bağ ile artık öğretmenine ait ve emanet olması.

Öğrencilerine öğrettikleriyle, öğrenenden daha mutlu olan tek meslektir öğretmenlik.

Sabır işidir en başta

Karşılıksız ve çıkarsız sevebilmenin, tek örnek teşkil ettiği meslektir.

Menfaat yoktur hiçbir sınıf ortamında, çıkar yoktur, haksızlık, adaletsiz yoktur. Hepsi elin çocuğudur ama dedim ya can bağı ile bağlar zaman birbirine öğretmen ve öğrencileri.

Eşitliğin temsilcisidir öğretmen. Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitimde fırsat eşitliği ilkesini benimsemiştir çünkü.

En yüksek mevkideki insanın çocuğuyla, en alt seviyede yaşam süren insanların çocuklarının o sınıf ortamında salt eşit haklara sahip olmasıdır,onun inancı.

Özgürlükçüdür öğretmenler, öğrencilerinin şekline, şemaline, sokağına, evine bakmadan fikirlerini beyan etmelerini destekler.

İdealisttir öğretmen; öğrenci konuşurken sabırla dinler ve sonucu nereye bağlayacağını merak eder.

Yanlış bir bilgiyse bu hemen düzeltir, komik bir şeyse hep birlikte güler.

Her dersin ayrı bir faydası olduğunu bilir ve buna göre de fikir sahibi olur öğrencileri hakkında .

Hayal güçlerini kullanmalarını ister öğrencilerden.

"- Çıkarın resim defterlerinizi ve serbest bir resim çizin" diye seslendiğinde, "Ne geçiyor acaba beyinlerinde, ne biriktirmişler bilinçaltlarında ? "diye tek tek çizilenleri kontrol eder.

Ve fikir sahibi olur o minicik bedenle ilgili. Çizdikleri her resim iç dünyalarıdır çocukların bunu bilir.

& quot;

& quot;

Şarkı söyletir öğrencilerine müzik derslerinde. Kimin ne yeteneği var bilmek ister. Söyledikleri şarkılarla yaşamları hakkında fikir sahibi olmayı hedefler. İnsanların acılarının, sevinçlerinin , yaşam tarzlarının ne olduğunu anlatır çünkü bize şarkılar, türküler...

Bir konu açarlar bazen pat diye öğretmen, beyin fırtınası yaşamlarını hedefler ve bununla beraber yine öğrencinin yaşadığı sosyal hayatın sinyallerini alır.

Çünkü bilmek ister öğretmen, zil çaldığında çantalarını sırtlayıp gittikleri evde neler yaşadıklarını...

Yırtık ayakkabılarını, küçülmüş kıyafetlerini, eskimiş çantalarını kendine dert eder.

Karınları aç mı tok mu diye endişelenir öğrencileri için.

Teneffüslerde bile nöbettedir öğretmen..

Çocukluğunda olmasını istediği ve imkanları gereği olmayan ya da olduğunda hayal gibi gelen şeylerin başkalarıyla da paylaşması gerektiğini düşündüğü için seçmiştir insanlar öğretmenlik mesleğini.

Özeldir öğretmenlik mesleği, kutsaldır, kanından olmayan bir çocuğu candan sevebilmektir.

Herhangi bir bağın olmayan, dışarıda yabancı diye adlandırılan bireylerin, okulda öğrencin olması bir anda her şeyi değiştiriverir.

Öğrencilerine faydalı olacağını düşündüğü her şeyi anlatır öğretmen.

Bir anne ya da bir babanın güzel bir şey yaşadığında çocuklarının da bunu yaşamasını istediği gibi öğretmenler de faydalı olarak gördüğü her şeyi yaşanmalarını ve öğrenmelerini ister öğrencilerinden.

& quot;

Bilinçlidir öğretmen, akılın yolunu kullanır. Düşünmelerini sağlamaya çalışır öğrencilerinin, sorgulamalarını ister, körü körüne bağlanılan şeylerden toplumun ne kadar zarar gördüğünü anlatmaya çalışır çocuklara.

Topluma ne kadar faydalıysak o kadar insanlık değerimizin artacağını aşılamaya çalışır.

Kötülüklerden uzak iyi birer birey olmaları için çabalar öğrencilerinin.

Adaletin olmayacağı bir yerde hiç bir şeyin olmayacağı bilincini yerleştirir öğrencilerine.

Dürüstlüğün en büyük zenginlik olduğunu anlatır.

Ayrı ayrı evlerden, ayrı ayrı yerlerden gelen her öğrenciye aynı davranır sınıfta. Ki öğrenci eşitliği görsün, yaşasın diye.

Hasta olan öğrencisine üzülür gece yarısı aklına geldiğinde endişelenir merak eder.

Başka hiç bir meslek grubunda olmayan hassasiyetlere sahiptir öğretmen. Farklı sıkıntılar çeken öğrencilerini bilir onun için ne yapabilirim diye düşünür ve çabalar.

Dedim ya kutsaldır öğretmenlik diye

Ne doktor, ne mühendis, ne mimar, ne bankacı gelen müşterilerin ayakkabılarıyla ilgilenmez mesela

Ama bir öğretmen ayakkabısı olmadığını gördüğü bir öğrencinin derdine düşer hemen.

Bu kadar emeğe rağmen hak ettiği değeri de bulamaz toplumda bir türlü.

Herkes yarım gün çalıştığını, haftasonları çalışmadığını,üç ay tatil yaptığını iddia eder durur. Halbuki işin iç yüzü hiçte öyle değildir.

Aldığı maaş herkesin kanayan yarasıdır.

Bütün işsizlerin ezeli düşmanıdır öğretmen. Ekonomik ne kadar kriz varsa ülke de bütün sorumlusu öğretmenlermiş gibi görür herkes.

Halbuki yıllarca çalışıp bir evin ya da bir arabanın kredi borçlarıyla cebelleşip durur.

Çoğu zaman ay sonunun getiremeyecek olmanın kaygısı ile zora ki gülümser ama kimselere de belli etmez.

Öğrenci psikolojisi diye diye yaygara çıkarıp halka şirin görünmeye çalışan yetkililer, konu öğretmenlere gelince Psikolojisini darman duman ederler.

Hak etmeyen bir çok muamele ile karşılaşır çalıştığı okullarda.

Fikirlerinden ötürü ötekileştirilir.

Farklıysa eğer, farklı olmak suçtur, bunun cezasını çeker.


Ama direnir öğretmen, asla pes etmez!

& quot;

Öğretmen toplumun aydınlık yüzüdür.

Kimseye boyun eğmez!

Öğretmen Boyun Eğmez!

24 Kasım Öğretmenler Günümüz Kutlu olsun??