Yarın, aslında bugündür?

Yaşam Bilimleri - Uğur ÖZEREN

YARIN, ASLINDA BUGÜNDÜR?
2020-2021 eğitim-öğretim yılı uzaktan eğitimle tüm hızıyla devam ediyor. Öğrencilerimizle yüz yüze iletişimin sınırlandığı bu dönemde öğrencilerimizin gelişimini devam ettirmek, çalışmalarımızı uygun olarak planlamak ve dönüştürmek için bazı hazırlıklar yapıyor ve uyguluyoruz. Bu süreçte önem kazanacak olan yaklaşım herhalde, öğrencilerimizle öğrenme deneyimini ve öğrenme paylaşımlarını hep birlikte yaşamak olacaktır.
Öğrencilerimiz şu anda tam olarak okullarımızda değiller, evden uzaktan eğitimlerine ve okullarında haftada 2 gün yüzyüze eğitim-öğretim çalışmalarına katılıyorlar. Bizlerde okullarımızda öğrencilerimiz için yaptığımız çalışmaları paylaşarak, nasıl yaptığımızdan bahsetmek, deneyimlerimizi paylaşmak, biraz da öğrencilerimizin bilgi alma kanalları ve araçlarını birlikte farketmeye ve farkettirme gayreti içerisindeyiz.
Öğrencilerimiz okullarından ve akranlarından uzakta nasıl öğreniyorlar ?
Öğrencilerimizin, evde geçirdikleri süreçte duygularını, ihtiyaçlarını ve deneyimlerini okul rehberlik servisimizle konuşarak onlara nasıl ulaşılabilir ve bunu nasıl yapabiliriz diye düşünmeye başlamamız gerekiyor. Öğrencilerimizin akranlarından, okullarından uzak kaldıkları bu dönemde nasıl hissettiklerini, ne tür güçlükler ve ne tür güçlenmeler yaşadıklarını ve bizlerin neler yapabileceğine yönelmeliyiz.
Bu düşünceler ile neler yapmamız gerektiğini konuşurken, aklımıza ortak bir cümle gelmelidir.O da hababam sınıfında Mahmut Hocanın unutulmaz repliği:
''Mahmut Hoca : Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.
Tulum Hayri: Allah aşkına hocam, bu okulda insan ne öğrenir?
Mahmut Hoca: Yaşamayı, mücadele etmeyi, doğa ile savaşmayı öğrenirsiniz. Bilgili olmayı, en önemlisi kendinize karşı saygıyı öğrenirsiniz. Bu saydıklarım eğer bir okulda yoksa, orada sadece bir taş yığını vardır.''
Neler yapabileceğimize karar vermeye çalışırken önümüzde birçok soru vardır. Öğrencilere nasıl ulaşabiliriz, hangi sınıfa yönelik, nasıl bir araç kullanabiliriz, yetişkin desteği olmadan öğrencilere bilgi ve beceri aktarabiliriz? gibi birçok konuyu uzun uzun düşünmeye başlamalıyız. Salgın sürecinin devam ettiğini düşünürek internet erişimi olmayan öğrencilerle iletişim kurma, haber alma kanalları için yeni araçlar, yöntemler ya da sağlanacak hizmetler için Milli Eğitim Bakanlığımızın uygulamaya koyduğu Ebatv ve Eba.gov.tr zengin seçenekler sunmaktadır.
Bizlerde öğrencilerin sınıfta öğrenir gibi duygularını yaşamalarının, o an hissettikleriyle ve anlatım izlerken kafasında oluşturduğu sorularla öğrenme arasında güçlü bağ kurmalarını desteklemek için youtube kanalı açmalı ve kanal üzerinden sosyal sorumluluk çalışması da içeren kazanım odaklı ders yayınlarını yapmalıyız. Youtube üzerinden açık kaynak haline gelen yayınları öğrencilerimiz internet yayını olan bir yerde indirerek istedikleri zamanda kullanabilecekleri gibi, tek bir cihaz üzerinde biriktirilen yayınlar ile istedikleri zaman kullanma hakkınada sahip olabileceklerdir. Kısacası dijital bir kütüphane ile yanlarında olabiliriz.
Kayıt altına aldığımız bu dersler ile öğrencilerimiz, öğretmenleri ile bağ kurarken , aynı zamanda kendi duygularını fark etmeleri ve tanımaları, yaşadıkları anı ve süreci ifade edebilmelerinin gelişimleri açısından oldukça kıymetli olduğunu fark etmelerini sağlamalıyız.
Öğrencilerimizda bağlantı, hareket ve özerklik ihtiyaçlarını yeteri kadar nasıl sağlarız?
Öğrencilerimizin günlerini nasıl geçirdikleri, neleri yapmayı sevip, sevmedikleri, neleri özledikleri, sahip oldukları olanaklar ve desteklerimizin neler olabileceğine dair sorularla rehberlik çalışmalarımızı devam ettirken, sosyal çevrelerinden yani arkadaşlarından uzak kalmanın onlar için özellikle fiziksel temas ve hareket içeren eylemlerinin kısıtlanması anlamına geldiğini ve bu durumun onları zorladığını fark ederek zoom üzerinden yaptığımız dersleri onların katkıları ve istekleri ile zenginleştireceğimiz bir irtibat, soru sorma isteğini, anlatma ve ifade etme becerisinin gelişimini sağlamayı kısacası bir sınıf ortamı gibi etkili kullanmanın daha doğru olacağı düşüncesi ile canlı dersleri soru çözüm ve soru sorma platformuna dönüştürmeliyiz. Oluşturacağımız online dijital platform ile öğrencilerin zengin bir soru bankasına erişimini sağlarken, online test ve kazanım değerlendirme çalışmalarını zenginleştirmeliyiz. Sosyal medya hesaplarımızdan yapacağımız bilgi-kazanım postları ile o haftanın konularının anahtar kelimeleri ve kısa bilgilendirmeleri devreye alabiliriz.
Sürdüreceğimiz çalışmalarla bu süreçte oldukça dikkat çekici sonuçlar ile karşılaşacağız, öğrencilerimizin hemen hepsi için bu süreçte bağlantı, hareket ve özerklik ihtiyaçları online olsa bile karşılanacaktır. Üstelik, öğrencilerimiz bu üç ihtiyacın birbiriyle iç içe girdiğini fark edeceğiz. Örneğin “ Basit bir oyun” bir öğrenci için sadece hareket ihtiyacını değil, yetişkinin sınırlarının dışında olduğu için özerklik ihtiyacını ve arkadaşlarıyla birlikte olduğu için bağlantı ihtiyacını da karşılamayı sağlayan bir eylem olarak dikkatimizi çekecektir.
Öğrencilerimizle yüz yüze ilişkilerimizin sınırlandığı bu süreçte öğrencilerimizin her alanda gelişimlerini takip etmek, çalışmalarımızı bu duruma uygun olarak planlamak ve dönüştürmek vazgeçilmez bir isteğimiz haline gelmelidir.
Öğrencilerimizle yapacağımız etkinlik, interaktif öğrenme ve proje çalışmalarımızın niteliğinin artması dileğiyle, sağlıklı ve güzel günler diliyorum.

Uğur ÖZEREN

& quot;