Okul öncesi eğitimde ne kadar önceyiz?
Okul Öncesi eğitimin ne kadar önemli olduğunu birçoğumuz artık biliyoruz ve bunun farkındayız, fakat ne kadar ciddiye alınıp uygulandığı, hem üst makamlarca hem idarece hem de veliler gözüyle ne kadar öncelikli olduğu tartışılır...
Verilere göre ;17 yaşına kadar olan zihinsel gelişimin yüzde 50 sinin 4 yaşına kadar, yüzde 30 unun 4 yaşından 8 yaşına kadar, yüzde 20 sinin ise 8-17 yaşlarında elde edildiğini düşünürsek, 0-6 yaşlar için, çocuğun gelişiminin hızla yönlendiği yıllar diyebiliriz. Bu yıllarda temeli atılan beden sağlığının ve kişilik yapısının ileri yaşlarda aynı yönde gelişme şansı çok yüksektir. Bu yüzden çocuğun sağlıklı bir birey olması açısından okul öncesi eğitime önem verilmelidir. Ayrıca çocuğun okul öncesi yıllarda aldığı eğitim ve kazandığı deneyimlerin, ileriki yaşlarındaki öğrenme yeteneği ve akademik başarısıyla ilişkisi olduğu gözlenmiştir.
Gömleği iliklemeye ne yazık ki ilk düğmeden başlamıyor, yanlış yerden başladığımız için sürekli başarısız oluyor, suçlayacak hep birilerini arıyoruz. Okul ekolden gelir ve sorumluluğu vardır. Sadece okul açmakla yetinmemeliyiz; açılan okullarda ne kadar nitelikli eğitim veriliyor, fiziki şartları ne kadar uygun, çocuğun eğitim kurumundan alacağı pozitif dönüt nedir bunları da sormalıyız. Göstermelik işler yerine yaraya merhem olabilen ve okul öncesi eğitimin amacının ne olduğunu gözeten çözümler bulmamız lazım.
Bu zorunlu süreç gösteriyor ki özellikle okul öncesi eğitimi veren eğitim kurumlarının hepsinde eğitime yatırımlar yapılıp bu kurumların niteliği artırılmalı, “Öğrenci çok olsun gelsin gitsin.” Mantığından çok erken dönem eğitimi ciddiye alınmalı. Nicelik kadar niteliğe de önem verilmeli. Şu an zorunlu bir süreç içindeyiz, özellikle birçok okul ve kurum bünyesinde bulunan ana sınıflarını yük olarak görülüyor! “Öğretmen halletsin.” Mantığıyla hiçbir şekilde kimse elini suya sabuna sokmuyor, insiyatif kullanılmıyor, hal böyle olunca öğretmen hem fiziki şartları düzenlemeye hem eğitimi planlamaya hem de ekstra kaynaklar bulmaya çabalıyor. Okul öncesi eğitimin adeta bir kambur gibi görüldüğü kurumları görüyoruz duyuyoruz. Öğretmenlerimizin işi sürekli yokuşa sürülüyor. Okul öncesi eğitime başlanıldı fakat yine gözardı edilerek devam edildi...
Çocuklarımız için ne gerekiyorsa yapılmalı, erken çocukluk döneminde her çocuğun okul öncesi eğitime erişimi sağlanmalı, eğitim ortamlarını metrekarelerden kaçarak yapmak yerine daha geniş alanlar tasarlanmalı, ayrılan kaynaklar eşit dağıtılmalı...
Çocuklar evlerini okullardan daha konforlu bulmamalı. İllaki başarı bekleniyorsa ilime giden, üniversiteye giden yolun okul öncesi eğitimden geçtiği unutulmamalı. Okul öncesi eğitime ve öğretmenine değer verilmeli, görmezden gelinmemeli.