Eğitim Yöneticilerinin Sorunları
25 yıllık bir eğitimci görevi başında bulunan bir okul yöneticisi olarak eğitim yöneticilerinin sorunlarına kısaca değineceğim. İşin mutfağında bulunan biri olarak görevini aşkla şevkle heyecanla yapan bir yönetici olarak yazacağım. Güzel Türkiye’mizde birçok fedakâr eğitimci olduğunu da biliyorum. Anadolu’da nice meçhul öğretmenler nice güzel çalışmalara imza atarken bizler de yine nasıl eğitim öğretime katkı sunarız anlayışından hareket ediyoruz.
Okulu eğitim öğretim hizmeti veren bir kamu örgütü olarak nitelendirirsek okul yönetimini de bu kamu örgütünü, belirlenmiş temel amaç ve ilkeler çerçevesinde organize eden, çekip çeviren birim olarak tanımlayabiliriz.
Okul yönetimi okul örgütünü oluşturan birimler arasında en önemli birimdir. Hatta bunu şu şekilde genelde tasvir ediyorum. Öğretmen odası okulun kalbi, okul yönetimi de, okulun beyni.
Temel amacı kamu yararını gerçekleştirmek olan kamu yönetiminin, bu temel amacı gerçekleştirmek için verdiği en önemli kamu hizmetlerinden birisi hiç kuşkusuz eğitim öğretim hizmetidir. Bu önemli kamu hizmetinin verildiği mekânlar ise istisnalar dışında okullarımızdır. Sistem yaklaşımı diliyle söyleyecek olursak okullar eğitim öğretimin üretildiği temel alt sistemlerdir. Eğitim öğretimin üretildiği temel alt sistemler olan okulları yöneten okul yöneticilerinin hizmet öncesi yetiştirilmesi, seçimi ve atanması yöntemi ile aynı şekilde okul yöneticilerinin hizmet içinde yetiştirilmesi, yönetim sorunlarının belirlemesi ve bu sorunların çözülmesi kuşkusuz çok önem arz etmektedir.
Eğitim öğretim kuşkusuz çok önemli, eğitim öğretim kurumlarını yöneten yöneticiler de aynı şekilde önem arz etmektedir. Hal böyle olunca okul yöneticilerinin atanma şeklide büyük önem arz etmektedir. Yönetici atamalarla ilgili de sayısız makale yazı yazılmıştır. Birçok tartışmalara konu olmuştur. Yazarlar yönetici atama da farklı atama yöntemi sunmuşlardır. Yönetici atamayla ilgili görüşlerimi yüzeysel olarak belirtmek istiyorum. Öncelikle belli bir süre öğretmenlik yapanlar arasından müdür yardımcısı ve yine belli süre müdür yardımcılığı yapanlar arasından okul müdürlüğü seçimi yapılması. Yine taşra teşkilatlarında yapılan görevlendirmeler için de belli bir süre müdürlük yapanlar arasından şube müdürlerinin görevlendirilmesi şeklinde hiyerarşik bir yapının izlenmesi çok yerinde olur diye düşünüyorum. Bunun yanında yöneticiler hangi kademede olursa olsun hizmet içi eğitimlerle desteklenmelidir.
Hani derler bir yerde gelişim ve değişim yoksa sorun da yoktur. Değişim ve gelişim beraberinde birtakım sorunları da getirir. Bu nedenle değişimin çok yaşandığı okullarımızın sorunsuz olması beklenmemelidir.
Okul yöneticileri birtakım sorunları hemen okul içerisinde çözebilmekte iken, birtakım sorunları da çözebilmesi için okulun bağlı olduğu milli eğitim müdürlüklerine bildirmektedirler. Okulların aynı zamanda yöneticilerin en önemli sorunu bütçe desek abartmamış oluruz kanaatindeyim. Lise ve mesleki eğitim düzeyindeki okulların bütçeleri büyük oranda ödenek gönderilerek çözülmekle birlikte, özellikle ilkokul ve ortaokul düzeyinde bütçe sorunu daha çok ön plana çıkmaktadır. İlkokul ve ortaokullarda gelir kaynağı olarak sadece kantin gelirleri bulunmaktadır. Kaldı ki Kırsalda köylerde bu da bulunmamaktadır. Kantin gelirleri de rutin giderleri karşılamaktan dahi uzaktır. Burada okul idareleri velilerden bağış toplama yoluna gitmektedir, bunu da yaparken çok zorlanmaktadırlar. Çünkü bağış zorunlu olmadığından ya çok az bağış toplanmaktadır yada hiç toplanamaktadır.
Önceki yıllarda okullarda öğretmen personel eksikliği de önemli bir sorundu. Son yıllarda personel ve öğretmen eksikliği çok büyük sorun olmamakla birlikte. Yardımcı personel görevlendirmeleri bazen geç yapıldığında okullarımızda temizlik sorunu ortaya çıkmaktadır. Bunun için yardımcı personel görevlendirmelerinin en geç 15 ağustos tarihinde okullar açılmadan yapılması gerekmektedir. Çünkü okullar açılmadan okullarımız eğitim öğretime hazır hale getirilmelidir, gereken temizlik yapılmalıdır. Bu konuda hastanelerdeki gibi bir sistem mi getirmek lazım acaba? Kuşkusuz hastanelerimizin tertemiz pırıl pırıl…
Okul yönetimlerini, okul müdürlerini kara kara düşündüren sorunlardan biri de okul binalarının yetersizliği derslik sorunudur. Özellikle büyük şehirlerimizde ve Suriye’ye yakın illerimizde ülkemize göç eden Suriyeli ailelerden dolayı sınıf mevcutları bir hayli artmış ve derslik sorunu baş göstermiştir. Bazı okullarımızın bahçelerine konteyner sınıflar konarak derslik sorunları çözülmeye çalışılmıştır. Bakanlığımız son yıllarda derslik ve okul binaları konusunda çok önemli çalışmalar yapmış ve çok güzel projeler uygulamaya koymuştur. Bunu memnuniyetle rahatlıkla ifade edebilirim.
Okul Müdürlerini ve yöneticileri rahatsız eden konulardan birisi de asılsız şikâyetlerdir. Bakanlığımız tarafından şikâyet hattı olarak algılanan alo 147 hattının kaldırılması eğitimciler arasında memnuniyetle karşılanmıştır.
Okul yöneticilerimiz bir taraftan fiziki imkânları iyi hale getirmek için uğraşırken bir taraftan da eğitim öğretim çalışmalarını iyi bir hale getirmek ve akademik başarıyı yükseltmek için de uğraşmaktadırlar.
Okul yöneticileri, öğretmen öğrenci motivasyonunu arttırıcı çalışmalara da imza atmaları gerekmektedir. Kuşkusuz öğretmen, öğrenci ve veliler okulu ne kadar çok sahiplenirlerse sorunlar da o nispette azalır.
Gözbebeğimiz, kuzularımız, geleceğimiz, öğrencilerimiz yine fedakâr yöneticilerimiz ve öğretmenlerimizle geleceğe en güzel şekilde hazırlanacaktır.
Okul yöneticiliği bir sevdadır fedakârlıktır tıpkı öğretmenlik gibi…
En derin saygı ve muhabbetlerimle
Mustafa YILDIRIM