LGS’nin 3 Yıllık Sayısal Analizi
Alaaddin Dinçer/Eğitimci
2017 yılının Eylül ayında bir gece ansızın alınan karar ile adı TEOG’tan LGS’ye dönüşen sınavın bu yıl üçüncüsü gerçekleştirildi. Sayın Selçuk sonuçların 16 Temmuz Perşembe günü açıklanacağını ifade etti. Sayın Bakanın açıkladığı 2020 yılında sınava giren öğrenci sayısına bakıldığında,sayının 2018 yılına göre 2019 ve 2020 yılında bir önceki Bakan Sayın Yılmaz tarafından ifade edildiği gibi azalmak bir yana artmakta olduğunu göstermektedir. .Sayısal artış,eğitim sisteminin merkezine sınavları koyan anlayışın değişimemekte, yenilenmemekte ve çocuklarımızı sınav baskısından kurtarmamakta kararlı olduğunu düşündüren sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Oysa TEOG’dan LGS’ye geçilirken en yetkili ağızlardan azalmaya dair büyük tezler ileri sürülmüştü.Böylece bu tezlerde çürümüş oldu.Tezlerin çürümesi bir yana, asıl önemli olan sınavların yarattığı sistemdeki çürümenin durdurulamamış olmasıdır.Sınava girenlerin sayısal artışı aynı zamanda okullar arasındaki eşitsizlik ve farklılıkların yeniden görünür olmasını sağladı.
Yıllara Göre LGS’ye Giren ve Girmeyen Öğrenci Sayıları
Yıl Toplam Öğrenci Sa Başvuran Öğrenci Sa Sınava Giren Ö S Liselerin Kontenjanı Sınava Giren % Sınava Gir
Meyen %
2018 1.204.623 1.009.260 971.657 120.000 80.66 %19.34
2019 1.210.112 1.074.013 1.029.555 139.660 85.08 14.92
2020 1.687.879 *??? 1.472.088 213.188 87.22 12.78
*Başvuran öğrenci sayısı açıklanmamıştır.Açıklandığında yazılacaktır.
*İlk başladığı yıl %10 olan kontenjan ikinci yılda %11.54’e üçüncü yılda ise %12.63!e çıkmış oldu.
*2019 yılına göre sınava girenlerin oranı %43 artarken kontenjan oranında %52.65 artış olmuştur.
*Sınava giren öğrenci oranında 3 yılda %6.66’lık artış gerçekleşti.
Sonuç olarak,korona salgını korkusu bile sınava olan bağımlılığı azaltmaya yetmedi.Sınava bağımlı eğitim sisteminin yurttaşlar üzerinde yarattığı çocukların geleceğine yönelik kaygı sınavlara yönelimin çıkış yolu olarak görülmesine neden oluyor.Önlenemeyen ve önüne geçilemeyen böyle bir bağımlılığın çocuk ve gençler üzerinde yarattığı yıpranmışlık, yorgunluk, bezginlik ve yozlaşma çocukların çocukluklarını yaşamamalarına, önce kendine ardından içinde yaşadığı topluma yabancılaşmaya yol açmaktadır.Her geçen yıl kötüleşen ve bozulan bir tablo ile karşılaşıyoruz.Kötü gidişi ve bozulmayı önlemek, durdurmak ve çocuklarımızı içine düştükleri çaresizlikten kurtarmak gerekmektedir.Öğrencilik yaşantısından iş yaşamına kadar insanlarımızı sınav cenderesine alan, fiziksel,biyolojik ve psikolojik anomalikler yaşatan sınav politikaları yerine,insan merkezli,sınavları insanlarımızın gündeminde olabildiğince azaltacak/rahatlatacak politikalara ihtiyaç olduğunu gören anlayış, mevzuat ve uygulama düzenlemeleri zaman kaybetmeden yaşama geçirilmelidir.14.07.2020
& quot;