Cahit Bulut Korku ve İnsan

Fikir Yazıları - Korku kavramı, görülen veya görünmeyen; hayali ya da gerçek bize zarar vereceğini sandığımız herhangi bir tehdit karşısında duyulan tedirginlik duygusu veya bazı durumlarda heyecanı ifade eder

KORKU ve İNSAN

Korku kavramı, görülen veya görünmeyen;hayali ya da gerçek bize zarar vereceğini sandığımız herhangi bir tehdit karşısında duyulan tedirginlik duygusu veya bazı durumlarda duyulan heyecanı ifade eder.

Ayrıca Hahadeo Dağlarında yaşayan yaklaşık 300.000 kişinin konuştuğu Munda diline de '' KORKU'' deniyor. İlginç değil mi :Korku Dili !

Korkuyoruz ve bizi korku yönetiyor,korkudan korkuyoruz ve bütün yaşantımızı bu duygu dili yönetiyor.

Duygularımızı ifade etmekten,düşüncelerimizi ortaya koymaktan,sevgi ve nefretimizi belirtmekten korkuyoruz.

Eleştiri üstelik olumlu bir eleştiri yapmaktan bile çekiniyoruz. Örnek mi ? Sevdiğiniz kız veya erkeğe içimizden geldiği gibi '' Çok güzel,çok yakışıklısınız,sizi çok seviyorum! '' diyemezsiniz kolay kolay bu ülkede.
Yasalar vardır,çevreleyen,korkutan.Onların çerçevelediği eylemlerin dışına çıkınca alırsın paradan,yasaktan tutun da ölüm cezasına kadar..!

Bırakalım devlet büyüklerini,sosyal yaşam çarkını çevirsinler, hayatını kolaylaştırsınlar diye seçtiğiniz bürokratlardan,amir ve memurlardan tırsıyoruz. Öyle insanlar tanıyorum ki devlet dairesindeki haklarını takip edip almaktan çekinir duruma gelmiş. . Gelecekten korkuyoruz,var olana dört elle sarılıyoruz,eski köye yeni adet istemiyoruz!

Korkudan çalıp çırpiyoruz,

Devletin malını deniz olarak görmek bile korkudan,,

Her yetkilinin elinde -Ki herkes bir yetkili- bir demoklesin Kılıcı, gerek amir olsun gerek yaş bakımından olsun,gerek cinsiyet açısından olsun kendisinden zayıf olanlara sallıyor.Emirler,yasaklar,gelenek-görenekler,yasalar,yönetmenlikler..vs.vs. hepsi birer kılıç gibi sallanıyor insanların tepesinde !

Bize hizmet versin diye parasını verdiğimiz avukatımızdan,doktorumuzdan,işlerimizi yapmakla görevlendirilmiş, maaşını ödediğimiz vergilerden alan bir memurdan,hasta bakıcıdan,hatta hastahanelerdeki temizlik görevlisinden bile korkuyoruz !

Sendika,derneklerden korkuyoruz,

Bizim gibi düşünmeyenlerden ödümüz kopuyor.

O kadar toplumsal korkularımız var ki saymakla bitmez,bizi korku yönetiyor,çünkü bizi KORKANLAR YÖNETİYOR! Korkanlar bir korku imparatorluğu yaratacaklar ki herkes birbirinden korksun,güven ortamı yok olsun,insanlar ses veren iki el gibi bir araya gelemesin!

Boşa dememiş atalar '' Korku dağları bekletir .'' diye.

Bir de vatanına ihanet edenlerin.vatanın varlıklarını yabancılara peşkeş çekenlerin, devleti babasının çiftliği gibi yönetenlerin korkusu var ki bu korku hiç bir korkuya benzemez ,korkuların en büyüğü.
Nazım Hikmet bunlar için şöyle diyor:

'' Yüz Türkiye olsa
elinizden de gelse
yüzünü de zincire vurur
yüz kere satarsınız.
Milletin en talihsiz gecesi
ana rahmine düştüğün gecedir.''

dedikten sonra bu şiirin devamı sayılacak '' KORKU '' adlı şiirinde:

''Hiç bir şeye benzemez Halkını satanların korkusu. '' diyor.

Evet halkından kopan bütün yöneticiler korkaktır,belki de korktukları için topluma baskı yapıp onları korkutuyor ve korku ortamı oluşturuyor,küçükken bizi öcülerle korkutan anne ve ninelerimiz gibi onlar da toplum için ÖCÜLER yaratıyor. Y.Emre '' Değer mi bir avuç toprak için

Bu kadar kil-ü kal Ey kerimi zülcelâl !diye haykırıyor ta 13. yüzyıldan.O zamanlar zenginlik parayla ,altınla değil toprakla ölçülüyor .

Korku imparatorluğu kuran diktatörlerin kaçı kendi eceli ile ve huzur içinde öldü,bilen var mı acaba ?

Eninde sonunda '' Ağır elleriyle toprağa basıp '' yekinen halk karşısında kaçacak delik aramışlardır.

Çok uzatmak istemiyorum ama bir de çok sevdiğimiz insanlar vardır korkudan Barış Manço'nun Dağlar Dağlar parçasında dediği gibi bir görünüp bir yok olan,serap misali !Kendilerini özletmek mi istiyorlar ne..!
Neden böyle yapıyorsun? diye sorduğunda '' Aslına bakarsan korkuyorum,seninle yazıştığım anlaşılırsa hiç de iyi olmaz'' deniliyor.

Korku,korku...!

Korku yönetiyor bizi dedim ya,

korkudan korkuyoruz,

Ne zaman korkudan korkmaz duruma gelirsek o zaman özgür olacağız,ve her şey o zaman yerli yerine oturacak,bir şeyi korktuğumuz için değil sadece sevdiğimiz ve hoşlandığımız için yapmış olacağız ve sevdiğimizi korkmadan sevmiş olacağız !

Gerçek özgürlük dediğimiz olgu, tam da budur işte !

Cahit BULUT