Prof. Dr. Ersin Altıntaş ile “Hayata Dair”
Aygül Balkın: Hocam öncelikle “Hayata Dair ”söyleşimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.
Aygül Balkın: Antik çağlardan günümüze değin hemen her düşünür“Yaşamın Anlamı ‘’üzerine görüşlerini dile getirmiştir. Hocam sizce “Yaşamın Anlamı” nedir ve21.yüzyılda yaşayan günümüz insanının “Yaşamın Anlamı”ndan anladığı nedir?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş: Tarihi insanlaşma sürecinde, yaşamın anlamı da değişmiştir. Avcı ve toplayıcı toplumda, yaşamın anlamı hayatta kalmaktır. Neolotik ya da tarım kültürlerinde yaşamın anlamı bitki ve hayvan yetiştirmekti. Sanayi çağında, fabrikalarda bol üretimdi. Bilgi çağında bilgiye ulaşmak ve üretime katkıda bulunmaktır. Kısacası yaşamın anlamı içinde yaşanan çağ ve kültürlere göre değişir. Psikolojik ya da bireysel anlamda da, yaşamın anlamı kişiden kişiye değişir. Kimi bilgiyi, kimi parayı, kimi gücü, kimi estetiği, kimi yardımlaşmayı, kimi de manevi yaşamı anlamlı bulur.özetle,insanın anlam arayışında,bireysel farklar vardır.
Aygül Balkın: Dünyaya gelen her çocuk doğuştan bir takım yetenekleri beraberinde getirir. Ama bu yeteneklerle hangi hedefler için çaba harcayacağı konusunda özgür olduğunu söylemek pek mümkün değil? Bireysel özgürlüğümüzü nasıl elde edebiliriz?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş: İnsanlar doğuştan yetenekle değil, gizil güçle Dünyaya gelir. Hangi gizilgüçler ya da potansiyeller açığa çıkarsa yetenek olur. Eğitimin amacı da, kendi gerçekleştirmek, yani, tam kapasiteyle işlev yapmaktır. Açığa çıkanlar yetenek, çıkmayanlar açılmayan şemsiye gibi gizilgüç olarak kalır.
Yetenekleri özgürce ortaya koymak, Davranışçı psikolojin şartlanmalarına göre değil, seçim kuramına göre olur. Kuramın öncüsü William Glasser'dir. Öğrenci özgürce kendini ifade eder. Kendi kararlarını kendi verir. Tercih etmesini öğrenir.
Aygül Balkın: Hocam neden bazı insanlar başarılı olabilirken bazı insanlar başarılı olamıyor? Ailemizin eğitim ve ekonomik durumunun, okuduğumuz okulların, öğretmenlerimizin ve bizi biz yapan genlerimizin başarılı olmamız üzerinde etkisi olduğu söylenebilir mi? Sizce başarının sırrı nedir?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş:
Başarıda biyolojik temel olarak zeka vardır. Ama, başarıda zeka dışı etmenlerin oranı yüzde yetmiştir. Bunlar, benlik kavramı, arkadaşlar, aile vs. etmenlerdir.
Aygül Balkın: Kararlarımızda daha çok duygularımızın mı? Yoksa düşüncelerimizin mi etkisinde kalıyoruz? Ve bu bizim hayat kalitemizi nasıl etkiliyor?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş: Yaşamsal kararda evlilik, mesleki kararlarda duygusallık olmaz. Akılcı, rasyonel olmak şarttır. Kararlar verilere ve geleceğe göre verilmelidir.
Aygül Balkın: Gelişen teknolojilerin hayatımızı kolaylaştırdığı bir gerçek fakat beraberinde getirdiği sorunları düşünürsek insanoğlunu nasıl bir gelecek bekliyor?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş: Gelişen teknoloji gerçekten yaşamı kolaylaştırıyor. Ama, getirdiği sorunlar, insanı doğaya yabancılaştırıyor. Binlerce fabrika ve taşıt uçak egzosları doğayı bitiriyor. Geri dönmeyiz ama, kirlilik yapmayan, yenilenen enerjileri tercih etmeliyiz. Güneş ve elektrik enerjili gibi.
Aygül Balkın: Gün geçtikçe daha çok bireyselleşen günümüz insanına toplum duygusunun gelişimi için ebeveynlere, okula ve öğretmenlere nasıl görevler düşmektedir?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş: Kapitalizm yarışma, sosyalizm dayanışma odaklıdır. Yarışma kişiyi toplumdan koparır. Dayanışma bireyselliği yok eder. Gençler geleceğe hem yarışmacı, hem de dayanışmacı olarak yetiştirilmelidir. Yani, hem bireysellik, hem de toplumsallık. Ama eğitim sistemi üretken insanı hedeflemelidir.
Yaşamı anlamak da, eğitimin amacı olmalıdır.
Aygül Balkın: Hayatı yeteri kadar anlayabiliyor muyuz yoksa bize ezberletilen bir hayat var onu mu yaşıyoruz? Sizce gelecek nesli bugünden hayata nasıl hazırlamalıyız?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş: Ezberci eğitim yaşamı anlamaya katkı yapmaz.
Araştırma ve sorgulama odaklı eğitim geleceğin eğitimi olur.
Aygül Balkın: Son sorumu günümüzde ülkemizi de içine alan ve bütün dünyayı saran corona virüsü ile ilgili sormak isterim. İlk olarak1960’lı yıllarda görülen ve Çin’de başlayıp yeni yılla beraber üç ay içinde bütün dünyaya yayılan, tüm insanları eve kapatan, hayatı durma noktasına getiren ölümcül virüsle ilgili mücadele de bizleri sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak neler bekliyor?
Prof. Dr. Ersin Altıntaş: Bilgi çağında bilgi de, salgınlar da küreseldir. Küresel olduğu için pandemi deniyor. Dünya trafiği ulaşım araçları sayesinde çok hızlıdır. Taşıyıcılar da virüsü çok hızlı yayıyor. Bireysel Anlamda kaygı ve strese kapılmadan gerekli önlemler alınmalıdır. Böyle durumlarda psikolojik sağlamlık çok önemlidir. Toplumsal olarak sosyal statik duruma geldik. Caddeler, okullar işyerleri boşaldı. Oysa, toplum dinamik, işleyendir. Ekonomik olarak üretim bitme noktasına gelmiş, çalışanlar zor durumda kalmıştır.Böyle durumlarda devlet hazırlıklı olur.Vatandaşına sahip çıkar.Açıklama fırsatı verdiğiniz için teşekkürler.
Aygül Balkın: Hocam değerleri görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.