Monosodyum Glutamat (MSG, E-621)

Sağlık Bilimleri - Ali ÖZDEMİR

30 yıldır eğitimcilik yapıyorum. Lise çağındaki çocukların yüzde 99’unun en çok sevdiği şeyler: Asitli içecekler, şekerlemeler, çipsler, hamburger ve pizzalar. Okul kantinlerinde bunlar yasak ama dışarıda serbest. Ne yaparsak yapalım bunları yemelerini önleyemiyoruz. Telefon ile dışarıdan sipariş ediyorlar. Okulun duvarının arkasından paketi teslim alıp hemen yutuyorlar.

Kantinlerde satılan kuruyemiş, meyve türü şeylerin yüzüne bakan pek yok. Bu neden böyle oluyor?

Çünkü çocuk evinde doğumundan itibaren ne görüyorsa okulda da aynısını talep ediyor. Defalarca anlatsak da, konferans versek de etkisi olmuyor. Gençler evde ne görürse onu icra ediyor. Bu itibarla ana-babaları düzeltmeden çocukları düzeltemeyeceğiz.

Çocukların en çok istediği ürünlerin tümünde monosodyum glutamat, fruktoz, glikoz, sukroz, margarin, rafine tuz, boyalar, aromalar var. Bunların hepsi bünyede damarları, kalbi, ciğerleri, beyni bozucu etki yapıyor. Kanserin artmasının birinci etkeni de yediklerimizdir.

Bakınız, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu MSG ile ilgili ne diyor:

Bilim adamlarının önemli bir kısmının MSG’nin beden, özellikle sinir sistemi için toksik bir madde olduğunu, vücutta iltihabi reaksiyonları tetikleyebileceğini söylediğine dikkat çeken Müftüoğlu, “Alzheimer’dan parkinsona, öğrenme bozukluklarından baş ağrılarına, bulantı, çarpıntı, nefes darlığı, yüz, boyun, ense ve kollarda yanma ile ortaya çıkan nöbetlere, hatta kilo almaya ve şeker hastalığına neden olabileceğini ileri sürüyorlar. Alerjileri tetikleyebileceğini, gözlerde harabiyete yol açabileceğini, insülin direncini hızlandırabileceğini ileri sürenler var.

 MSG Çin mutfağında, özellikle Çin restoranlarında yaygın tüketilen bir lezzet verici. Zaten başlangıçta Çin lokantasında yemek yiyenlerde ortaya çıkan ağır sağlık sorunlarına yol açması nedeniyle dikkat çekmiş bir madde. MSG ‘aklanıncaya kadar uzak durulması gereken bir kimyasal’.

 Zaten böyle olduğu için de hazır çorba üreticilerinin çoğu ‘zararsızdır’ dedikleri MSG’yi ürünlerinden çıkardılar. Bize göre aklanana kadar hiçbir yiyecek maddesine konulmaması gereken bir gıda katkısı bu.

Ben şahsen içinde MSG bulunan hiçbir ürünü kullanmıyorum. Japon ve Çin lokantaları çok kullanır. Tokluk hissini engelliyor, açlık hissini tetikliyor. Bir ülkenin sağlığı söz konusu ise yasak talebini doğru buluyorum.”

İçinde MSG, tatlandırıcı vb. gibi katkılar bulunan ürünlerin paketine KANSER YAPAR, HASTA EDER yazılmalı ve bunlara çok yüksek vergiler konmalıdır.

Üzülerek ifade ediyorum: Toplu yemek yapan birçok firma, lezzet artırmak için sulu yemeklerine MSG ilave etmektedir.

Gıdaların raf ömrünü uzatmak, lezzetini artırmak, maliyeti düşürmek, görüntüsünü güzelleştirmek için eklenen E-…. serisi tüm ürünler yasak olmalıdır. Sigara kullananlardan da daha yüksek sigorta primi kesintisi yapılmalıdır.