Yalnızlık Aydınların Kaderi Olmamalı

Sosyoloji - Hasan GÜNEŞ

Elbette yalnızlık üzerine farklı bakış açıları mevcuttur. Genellikle yalnız olmama durumu kalabalıkla bir olma durumu ele alınmaktadır. Ancak, kalabalıkla birlikte olup da yalnız çok insan vardır. Çünkü bireyin yalnız olmama durumu onun duygu ve düşüncelerini yaşama ile mümkündür.

Burada, kişiler açından  sorunlar yaşanmaktadır. Yalnızlık sorunun yaşayanların başında aydınlar gelmektedir. Başka bir ifadeyle, Türkiye’de gerçek  aydınlar duygu ve düşüncelerini yaşayamadığı için yalnızlık duygusu ile karşı karşıyadırlar.

Aslında, aydınları yalnızlığa iten genel anlamda edindikleri düşüncelerin karşılığı olmamasındadır. Bunun nedeni çok genel anlamda aydınların düşüncelerinin karşılığı olacak halk kesimlerinin yeterli bilgi ve donanıma sahip olmamasıdır. Bu anlamda gerçek   aydınlar mutsuz oldukları aşikârdır.

Aslında sorun aydınların olduğu gibi halk kesimlerinin de sorunudur. Çünkü bilinç düzeyi düşük olan yurttaşlar kaliteli yaşamdan mahrum kalmaktadır. Yine, yalnızlık sorununun temeli  eğitim sisteminin dayattığı olumsuzluklardan da aranmalıdır Yani, Türk eğitim sistemi yeterli bilinç alanına sahip yurttaşlar yetiştirememektedir. Bu durumda aydınların düşünce ve duygularının anlam bulacağı muhatapları sınırlı olduğundan topluma yabancılaşmakta ve yalnızlaşmaktadır.

Düşünsel anlamda yeterli olmayan bir yurttaşın yaşam alanlarına uyum sağlaması olası değildir. Yani bazı yurttaşlarda yalnızdır. Yine aydınları anlayabilecek içerikten yoksun bazı halk kesimlerin mutsuzluğu aynı zamanda aydınların işlevlerini sınırladığı içinde onların yalnızlık duygusuna kapılmalarına neden olmaktadır. Bunun sonucu da topluma yabancılaşmadır.

Oysa bir aydının yetişmesi devlete ve ailelere maliyeti fazla olmaktadır. . Çözüm olarak, şunu söyleyebiliriz: halk kesimlerinin bilinç düzeylerini arttıracak kaynaklara yatırım ve dünya standartlarında eğitim verilmelidir. Aile kültürünün gelişimi için çabalara yer verilmelidir.