Eğitimde Sivil Toplum Kuruluşlarının Önemi

Eğitim Bilimleri - Nazmiye HAZAR

 

Sivil toplum kuruluşları (STK) devletin el uzatamadığı veya devletin gözünden kaçan ihtiyaçların giderilmesi durumunda devreye giren çatı kuruluşudurlar. Resmi kurumların dışında ve resmi kurumlardan bağımsız olarak çalışan sivil toplum kuruluşları sosyal, politik, kültürel, hukuki ya da çevresel amaçlar doğrultusunda lobi çalışmaları yapmakla birlikte, kuruluş amaçları ile ilgili toplumu ikna etme ve bu yönde eylemsel çalışmalar üreterek var olan üyeleri ve çalışanlarını gönüllüğü esas alırlar. Kar amacı gütmemekle birlikte bağış ya da üyelerin aylık üyelik aidat ödemeleri ile gelir kaynağı oluştururlar.  Dört farklı alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını vakıflar, dernekler, odalar ve sendikalar olarak gruplayabiliriz. Vakıf ve dernekler toplum adına yararlı işler yapan yasal örgütlerdirler. Sivil toplum kuruluşları devletten bağımsız olarak özel kişilerin girişimi ile kurulmuş olan yasal kuruluşlardır. Sivil toplum örgütlerini kısa ismi ile STK olarak adlandırabiliriz. STK’ların STK olma özelliğini kaybetmemeleri için devlet yetkililerinin elinde olmaması gerekir.

Türkiye’de uzun yıllardır bilinen TEMA, Akut, Kızılay, Yeşilay, LÖSEV, TEV gibi STK’lar farklı vizyonları ile kendilerini topluma tanıtmış STK’lardır. Bunların dışında kökleşmiş bilinen pek çok vakıflar da mevuttur (RENKLINOT, 2010). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’de yer alan STK’lar özel amaçlı vakıflar, sendikalar, dernekler, birlikler, cemiyetler, meslek odaları, federasyonlar, Şirketler Yasası uyarınca “kar amacı gütmeyen kuruluş” statüsündeki şirketler ve benzeri örgütlerden oluşmaktadırlar. KKTC nüfusuna göre sivil toplum örgütlerinin sayısı nüfusun oranına göre oldukça yüksek bir orana sahipken, yeni kurulmuş bir devlet adına bu sayının çokluğu başta hoş görünse de sosyo- kültürel kalkınmayı da yansıtan bu gelişmede maalesef sivil toplum örgütleri için çağdaş ve etkin bir mevzuatın olmaması, kayıtlı örgütlerin sayısı ile aktif örgütlerin sayısı bakımından da değerlendirildiğinde durumun pek de iç açıcı bir durum niteliği taşımadığı basın medyada yer alan haberlerde vurgulanmaktadır (Saydam, 2013). KKTC’de Lefkoşa bölgesinde 945, Girne’de 173,  Gazimağusa’da 246,  Güzelyurt’ta 24, İskele ilçesinde ise 150 adet olmak üzere toplamda 1538 Dernek –kulüp sivil toplum kuruluşunun aktif sivil toplum kuruluşu olarak var olduğu ve Gazimağusa bölgesinde 70 sivil toplum kuruluşunun ise faal olmadığı KKTC İçişleri Bakanlığı’na ait resmi web sayfası bilgileri doğrultusunda yer almaktadır (KKTC İçişleri Bakanlığı, 2020).

Kendi içinde gruplara ayrılarak yardım, düşünce, siyasi, kültür- sanat alanlarında hizmetler veren dernek sayısının ülke nüfusuna göre yüksek oluğu apaçık meydandadır. STK’lar devletin yetişemediği durumlarda ihtiyaç olunması halinde halkın nabzını tuttuğu gibi gereken durumlarda da maddi ve manevi anlamda muhtaç olanlara da herhangi bir karşılık beklemeden yardımlar sağlar. Daha da önemlisi tek bir kişinin savunması ile ses bulmayan düşünceler STK’lar aracılığı toplumda inovasyonlar yaratarak toplumu etkileyebilme gücüne de sahiptirler. Bu yönde STK’ların toplum farkındalığını arttırma eylemlerinin yanı sıra toplumsal açıdan önyargı ve olumsuz algıların değişmesine de katkı sağlayabildiklerini belirtmekte fayda var. Toplumun bilinçlenmesinde bilinçli bireylerin oluşmasına katkı sağlayan STK’lar herhangi bir doğal afetten önce önlem alma, kan bağışı yapma, depremle yaşama gibi konularla ilgili toplumu eğitmektedirler.  Nitekim STK’lar okullarda uygulanmakta olan eğitimden formal olmayan yapısıyla farklı olsa da toplumu birleştirici özelliği ile oldukça önemlidir (Visal Group, 2017).  

Ülkelerin sahip olduğu sosyoekonomik koşullar o ülkede yer alan sosyal örgütlerle birlikte gönüllü kuruluşların bu çerçevede oluşmasına bir etken olarak değerlendirilebilir. Yani her ne kadar kültürel, yerel değerleri çerçevesinde bir şekil oluşturulsa da her ülkenin mevcut sosyo- ekonomik yapısı SKT’ların şekillenmesinde temel unsur olmaktadır. yukarıda genel anlamda tanımlamasını yapmış olduğumuz STK tanımına ilişkin uluslararası ya da ulusal literatürde kavram kargaşası olduğunu da belirtmekte yarar vardır. Belirli bir tanımlama yapılsa bile STK tanımları anlam bakımından uluslararası ilişkiler, ulusal sistemlerde ve teori üzerinden yapılan tanımlamalarda anlam bakımından çatışma halindedir (Alpar, 2015).

STK’ların basın ve sosyal medyada yapmakta oldukları açıklamalar, toplantılar, sosyal ve kültürel organizasyonlar, sergiler ve daha pek çok etkinlik ve organizasyonlarının kamuoyunu doğrudan etkilemeye çalışmakta olduklarını da düşünecek olduğumuzda eğitimde STK’ların birer baskı unsuru niteliği de olabilecek gücü olduğunu da belirtebiliriz. Özellikle toplumsal değerlerle ilgili farkındalık ve kültür oluşturmada sivil toplum örgütlerinin okullara destek sağlayıcı unsurlar olduğunu görmekte fayda vardır.

Eraslan ve Erdoğan (2015), “Değerler, Gençlik, Sivil Toplum Kuruluşları” adlı çalışmalarının sonucunda üniversite öğrencilerinin katılımcı olduğu katılımcıların sivil toplum kuruluşlarının değer eğitimi sürecinde önemli bir yerinin olduğu sonucuna ulaşmıştır. Hatta araştırmacı yerel değerler olarak aile, din ve hoşgörüyü, evrensel değerler olarak barış, insan hakları ve özgürlüğü gördükleri, değerlerine oldukça önem verdikleri ve aile değerine özel bir anlam yükledikleri sonuçlarına da ulaşmıştırlar.

Oruç ve Sarıkaya (2010), “Kurumsal İtibar Oluşturmada Stratejik İşbirliği Olarak İşletme STK İlişkisi”  adlı çalışmaları sonucunda işletmelerin kurumsal itibara büyük önem verdiğini ve bu konuda yeni arayışlarda olduklarını ve bu arayışlar içinde son dönemlerde öne çıkanlardan birinin de gönüllü faaliyetler olduğunu belirtmektedirler. Bunun yanı sıra işletmelerin günümüzde daha fazla STK’ların faaliyetlerine katılmakta ve bu faaliyetleri desteklemekte olduğunu ve. Birçok sosyal alanda faaliyet gösteren STK’larla yapılan işbirlikleri, işletmelerin paydaşlarıyla güvene dayalı, sürdürülebilir ilişkiler kurmalarını sağlamakta olduğu ve kurumsal itibarlarını güçlendirebilmekte olduğu yönünde sonuçlanmıştır. Nitekim araştırmacılar işletmelerin kurumsal itibarlarına yönelik araştırmalarda işletme-STK işbirliğinin de dikkate alınmasının gerekliliğini ortaya koymuşturlar.

Bu bağlamda toplum temelli eğitim adı altında okulların iş birliği kurabilecek olduğu sahalar kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,  Türkiye’de ve dünyada gönüllü sivil toplum kuruluşlarının çoğalmasından ötürü bir avantaj olarak değerlendirilmelidir. Milli eğitimin amaçları esas alınarak okulların gerçekleştirmeyi hedeflemiş oldukları planlamalarına çevreyi de düşünerek sivil toplum kuruluşlarından fayda almayı amaç edinmeleri ekonomik anlamda kolaylaştırıcı bir unsur olduğu kadar iş birliği yapmayı hedefledikleri STK’ların amaçları ile doğrudan ya da dolaylı örtüşen durumları değerlendirmeye almaları çok önemlidir. İyi planlanmış projeler ile eğitim programlarında, tarih, kültür, sanat ve doğal afetler ile birlikte toplum değerleri, inançları ve sorunları eğitimdeki asıl hedeflerin gerçekleştirilmesini sağlayabilir.

Bunların yanı sıra STK’lar mesleki gelişim ve hizmet içi eğitimlerde belirlenen içeriklerdeki ortak özellikler de değerlendirildiğinde öğretmen yetiştirme ve geliştirmeye destek amacı için de Milli Eğitim Bakanlığı yaşam boyu öğrenme olanakları adına eğitim paydaşlarına fırsat sunabilir. Ancak eğitim yöneticilerinin öğrenci, veli ve öğretmen yetiştirme ve geliştirme programlarında faydalanmayı amaçladıkları dernek profesyonel çalışma disiplinine, yazı ile rapor tutma becerisine sahip olamayabilir. Bu nedenle başta eğitim yöneticilerinin ister okul müdürlerinin, ister daire müdürlerinin ve hatta öğretmenlerin STK’larda olası bir eksikliği formal amaçlarından ötürü planlamalarında profesyonelliğe önem vermeleri oluşabilecek tehdit unsurlarını öngörebilmeleri açısından çok önemlidir. Aksi takdirde amaçlardan uzaklaşan yaptırımlar toplum, aile ve öğrenci beklentilerinin yanı sıra Milli Eğitimin programın girdileri ve çıktılarında okullardan beklemiş oldukları beklentiler olumsuz sonuçlandığında güven sarsıntısı oluşabilir. Bazen gönüllülük esasına dayanarak hizmetler sunan dernekler amaçlarından sapmış bir durumda olabilirler. Bu gibi durumlarda okullar kendi amaçlarından saparak yanlış amaçlara alet olabilirler.  Özellikle şahsi cazibe otoritesi ile yönetilen ( demokrasi kültüründen yoksun), işbirliği yeteneği gelişmemiş, hizmetle ilgili bilgi alt yapısını ihmal eden, proje bazında işlerini yürütme yoksunluğu olan dernekler, ya da kuruldukları ülkenin coğrafyası ve kültüründen arındırılmış olan derneklerin kimler olduklarını doğru tanımlayabilecek değişim liderlerine( Ajanlarına) büyük görevler düşmektedir. Dernek adıyla şahsa özel bir kurummuş gibi topluma hizmet sağlarken gönüllülük esası adı altında hizmet satın almak durumunda olan derneklerin işi ticarete dökmeden belirlemiş oldukları hedeflere destek sağlayacak finansal yardımları toplayacak gönüllülerini yetiştirmesi dernek üyeleri ve başkanları ile yönetimler değişse de derneğin vizyonundan sapmadan topluma varlığını hissettirebilmesi için avantaj olacaktır. Okullar derneklerin bu özelliklerini dikkate aldıkları gibi değişim ve dönüşümde olumlu gelişmelere ışık olan STK’ların sivil topluma değil de siyasal topluma hizmet eden niteliklerin de olabileceği ayrımını da göz önünde bulundurmalıdırlar. Böylelikle ası altında sivil hizmet ile toplum ihtiyacı işbirliği ile sağlanmış olacaktır.

Kaynakça

Alpar, S. (2015). Kıbrıs'ta Sivil Tolum ve Sivil Toplum Kuruluşları. 11. Ankara, Türkiye.

Eraslan, L., & Erdoğan, E. (2015). Değerler, gençlik ve sivil toplum kuruluşları. Sakarya University Journal of Education, 5(2), 122-139.

KKTC İçişleri Bakanlığı. (2020). Şubat 01 , 2020  tarihinde KKTC İçişleri Bakanlığı: https://icisleri.gov.ct.tr/Bakanlık/Dernekler-ve-Birlikler adresinden alındı

ORUÇ, M. S. İ., & İlke, O. R. U. Ç. (2010). KURUMSAL İTİBAR OLUŞTURMADA STRATEJİK İŞBİRLİĞİ OLARAK İŞLETMESTK İLİŞKİSİ. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 2(2), 95-102.

Visal Group. (2017, Mayıs 14). Ocak  02, 2019 tarihinde Visal Group: http://visalgrup.com.tr/genel/stksivil-toplum-kuruluslarin-toplumda-etkileri-ve-onemi/ adresinden alındı

Saydam, G. (2013, Nisan 01). Kıbrıs Postası. Ocak  01, 2020 tarihinde Kıbrıs Postası: http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/1/col/167/art/17983/PageName/KIBRIS_POSTASI adresinden alındı.