UNUTULMAYAN ÖĞRETMENLER

Fikir Yazıları - İlk öğretmenlerim annem ve babam….. Her birimizin hayatından nice nice öğretmenler geçti bugünlere gelene dek. Bazılarını sevdik, bazılarını örnek aldık, bazıları hayatımızı değiştirecek dokunuşlarda bulundu. Hepsinin yeri ayrı, özel ve saygı dolu oldu

UNUTULMAYAN ÖĞRETMENLER

İlk öğretmenlerim annem ve babam…..

Her birimizin hayatından nice nice öğretmenler geçti bugünlere gelene dek. Bazılarını sevdik, bazılarını örnek aldık, bazıları hayatımızı değiştirecek dokunuşlarda bulundu. Hepsinin yeri ayrı, özel ve saygı dolu oldu. Benim de öğrencilik hayatımda sevdiğim çok öğretmenim oldu. Mesleğe atılınca farklı birçok öğretmenimin gerek ders anlatışını gerek bizlerle ilgilenişini gerekse mesleğe aşkla sarılmalarını örnek aldım.

24 Kasım 2011 günü telefonum çaldı. Rehberimde ekli olmayan bir numaraydı arayan. Açtım :

Öğrencim: Hocam beni hatırladınız mı? Ben İngilizce öğretmeni oldum. Hiç düşünmemiştim bu branşı ta ki siz İngilizce yeteneğimin olduğunu söyleyene kadar. Aynı zamanda Yüksek Lisansım devam ediyor. Size teşekkür etmek için aradım. Ne mutlu bana ki sizi tanıdım ne mutlu bana ki sizin hem meslektaşınız hem de branştaşınızım. “dedi.

Epey konuştuk. Telefonu kapadıktan sonra kendi kendime şunu sordum. Beni yetiştiren öğretmenlerimi ne kadar aradım ne kadar sordum. Peki, hiç teşekkür etmiş miydim? Birkaçı ile bağlantımız kopmamıştı ama o kadar değildi ki bana dokunan. O senesi ulaşabildiğim tüm öğretmenlerime ulaştım ve önemsemediğim, ’aman arasam hatırlar mı ki’ diye yıllarca ötelediğim için kendime çok kızdım.

Mesleklerinde tanınmış kişilerin de öğretmenleri hayatlarına dokunmuş ve kendilerini unutulmaz kılmış. Ve o öğretmenlerin öğrencisine dokunuşlarını okudukça kendimi sorguladım...

İsmail Hakkı Tonguç’u bakın öğrencisi nasıl anlatmış: “ Hasanoğlan’da son iki yıl “İş eğitimi ve eğitimbilim tarihi öğretmenimizdi. Konuşur konuşturur, arar buldururdu. Her dersi forum gibiydi. Ezberletmez, dikte ettirmez ama konuya her açıdan bakmayı sağlardı. Bilgilerin iş haline gelmesi, insanın üretici olması, üretici insanın ilgi alanımıza girmesi üzerinde durduğu konulardı. ( Unutulmayan Öğretmenler Z.SARIHAN )

İbrahim Hilmi Konuralp’i de öğrencisi şöyle anlatıyor:” Geniş bilgisi, öğretme yöntemi, sevecenliği, kendi yaşamındaki davranışları… Kısacası, her biri bir öğretmen için büyük değer olan erdemlerin hepsi onun kişiliğinde toplanmıştı. Hangi derse girerse o dersin yüksek bir uzmanı gibiydi. Konuyu öyle sindirerek anlatırdı ki unutmak olanaksızdı. Ezberlemeyi yasaklamıştı. Öğrenmenin ezberlemekle değil anlamakla sağlanacağını, anladığımızı istediğimiz gibi anlatmamızı isterdi. ( Unutulmayan Öğretmenler Z.SARIHAN )

Fransızca Öğretmeni Vedat Örs’ü hiç unutmayan öğrencisinden dinleyelim: “Derslerinde sadece yabancı dil öğretmez, öğrencilerine titiz ve ciddi çalışma zevki vermeye çalışır, onları her şeye ilgi duymaya ve hoşgörü sahibi olmaya yöneltirdi. ( Unutulmayan Öğretmenler Z.SARIHAN )

Değerli eğitimci ve sendikacı Dr.Niyazi Altunya kendisinde iz bırakan Dr.Mitat Enç’i büyük bir gururla anıp; “Enç öğretmenimiz derslerine hep hazırlıklı gelirdi.Ders verdiği alanlarda tartışılmaz bir bilgi birikimi vardı. İki saatlik derslerinin büyük bölümünde konuyu kendisi anlatır,10-15 dakikalık soru ve tartışma bölümü ayırırdı.Ses tonu,vurgulamaları,söz

dağarcığı,oldukça uzun olan cümleleri mükemmeldi.Sözcüğün tam anlamıyla “kendini dinletirdi”. ( Unutulmayan Öğretmenler Z.SARIHAN )

Yine hepimizin yakından tanıdığı Prof. Dr. İlber Ortaylı tüm hocalarının çok değerli olduğunu kendini bu açıdan şanslı hissettiğini söyledikten sonra bir tanesinin yerinin ayrı olduğunu vurgulamadan geçemez ve der ki: “Edebiyat öğretmenimiz Türkan Bengisu. Milli Eğitimin yönergelerini ya kusursuz uyguladığından veya tersine hiç itibar etmediğinden olacak öğrencilerin yaratıcılığını ve kişilik kazanmasını teşvik eden özel bir ders programı uygulardı. Asi veya kaba tavırlı birkaç çocuğu kısa zamanda uyumlu, saygılı ve uygar davranışa sokardı. Öğrenciyi takdir eder. Bir şiir ya da öykü yazanı hemen dinler, eleştirir, över ve tartışırdı. Kısa sürede herkes edebiyatın bir alanı ile ilgilenmeye başlamıştı.” ( Unutulmayan Öğretmenler Z.SARIHAN )

Yukarıdakiler yüzlerce, binlerce hatta yüzbinlerce harika ,mesleğine aşık ve öğrencisinde iz bırakan öğretmenlerden sadece birkaçı. Hepsini anlatmaya satırlar yetmez.

Hepimiz şimdi bir düşünelim hayatımızda iz bırakan öğretmenlerimizi ve bunu onlara mutlaka söyleyelim. Biz öğretmenler her zaman okul bitince bizi arayıp soranlarda bıraktığımız izleri görürüz. Bazen bir gülümsemen etkilemiştir bazen ders anlatışın, bazen sadece “nasılsın” deyişin. Senin önemsiz gördüğün bir tavır, bir kelime öğrencimizde çok farklı izler bırakabilir. Ve bu izler hiç silinmez. Silinmeyen izler bırakmanız dileğimle:

Tüm cumhuriyet öğretmenleri gibi Başöğretmenimiz Atatürk’ün fikirleriyle aydınlanan yolumuzda yeni nesiller yetiştirmeye yüreklere dokunmaya devam saygıdeğer meslektaşlarım…