EĞİTİMİN NABZI ÖĞRETMEN ODALARINDA ATIYOR 

Fikir Yazıları - Eğitim sistemindeki sorunlardan her paydaş nasibini almakla birlikte, eğitim alt sisteminin kilit unsuru diyebileceğimiz öğretmenin mesleki motivasyonu, önemle üzerinde durulması gereken bir husustur. Sınıf içinde, okul bahçesinde, nöbette ve her türlü et

EĞİTİMİN NABZI ÖĞRETMEN ODALARINDA ATIYOR 

         Eğitim sistemindeki sorunlardan her paydaş nasibini almakla birlikte, eğitim alt sisteminin kilit unsuru diyebileceğimiz öğretmenin mesleki motivasyonu, önemle üzerinde durulması gereken bir husustur. Sınıf içinde, okul bahçesinde, nöbette ve her türlü etkinlikte öğretmen-öğrenci ilişkisi öne çıkmakta bu ilişki eğitimin motor gücünü oluşturmaktadır. Mevcut her sorun, öğretmenin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Peki, bugün için öğretmenlerin moral ve motivasyonu hakkında ne söylenebilir?

          Öğretmen; toplumun kültürel değerlerini benimsemiş, içindeki potansiyeli keşfederek ülkesi için yararlı olabilecek bir mesleğe yönelmiş, medeni davranışlar sergileyen bireyler yetiştirmek ister. Peki, mevcut eğitim sistemimiz buna uygun mu? Öğretmene faydalı ve başarılı olduğu hissini verecek bir ortam sunuyor mu? Maalesef öğretmenlerin çoğu, bu ortamdan uzaktır.

           Türk eğitim sistemindeki hangi sorunu dile getirmeye çalışsanız “Bu da var!” diye domino taşı misali yıkılan matruşka gibi içinden başka problemlerin çıktığı bir sorunlar yumağıyla karşılaşıyorsunuz. Hal böyle olunca problemlerin ifadesi de güçleşiyor. Ekonomi kötü olunca Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılamıyor. Uzmanlık mesleği olan öğretmenliğin kanunu olmayınca sürekli yönetmelik değişiklikleri ile her şey muallakta kalıyor. Örneğin okul yöneticiliği bir yıl yazılı sınav, diğer yıl mülakat, ondan sonraki yıl hem yazılı sınav hem de sözlü sınav usulüne bağlanırken akıllarda acaba gelecek yıl ne olacak sorusu oluşuyor. Gerçek okul liderlerine ulaşılamayan bu yöntemlerle okullarda öğretmenler de kaderine terk ediliyor. Kısacası öğretmenler, bir belirsizlik içinde bırakılıyor. Bence eğitim sistemimizin en büyük sorunu, “sorunların çözümüne nereden başlanacağına” doğru karar verilememesidir. En temel meseleler ortada dururken önlük, etkileşimli tahtalar, yeni nesil öğretmen odaları gibi yeniliklerle(!) eğitimde atılım sağlanacağını düşünmek öğretmenin dünyasından ne denli uzak olunduğunun göstergesidir. Sorunlara el uzatılmak isteniyorsa öğretmen odalarının gerçek gündemi üzerinde durulmalı, samimiyetle öğretmenin sesine kulak verilmelidir. Çünkü eğitimin nabzı, öğretmen odalarında atıyor.

           Öğretmen odasına gidin, öğretmenlerle konuşun. Bir kulak verin anlattıklarına. Önlük neymiş, yeni nesil öğretmen odaları neymiş dinleyin. İkili eğitim verilen okullarda okula giriş ve çıkışlarda yaşanan izdihamı dinleyin, derslik yetersizliğinden yapılamayan sosyal etkinlikleri öğrenin, ders saatleri fazlalığı nedeniyle geç saatte okuldan çıkan öğrencilerin yorgun yüzlerini görün anlatılanlarda. Nitelikli liselere yerleşecek sınırlı sayıdaki öğrencilerin dışında kalan yavrularımızın içlerindeki cevheri keşfedecek ortamlardan yoksun bırakılarak başarısızlığa mahkum edilişin öyküsüne tanık olun. Ailelerin tek umutları olan çocuklarını iyi bir liseye yerleştirebilmek için döktükleri serveti dinleyin. Bu sistem içinde tutunmaya çalışan öğretmenin bulunduğu yere yakından, öğretmenler odasından bakın bir de.

           Gündemi öğretmenler odasından uzak olanlar, özde değil sözde çözümlerle sorunları büyütmenin ötesine geçemezler. 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları da bu açıdan büyük oranda önemini yitirmiş durumdadır. Öğretmenlerin kendi aralarında yemeğe giderek kutladıkları bu özel gün, eminiz ki bir tek kutlamaların yapıldığı işletmelerin yüzünü güldürmektedir. Eğitimin sorunları üzerine düşünen her öğretmen ve yönetici, bu durumun farkındadır ve bu durumdan büyük üzüntü duymaktadır. Bununla birlikte öğrenci ve vatan sevgisini yüreğinde hisseden her eğitimci, sorunlar karşısında yılmadan kararlılıkla çalışmaya devam edecektir. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı geleceğe hazırlama görevinin bilincinde olarak diyoruz ki sorunları görüyor, fakat pes etmeden çalışmaya devam ediyoruz