ÖĞRENCİLERİ SINAVA DEĞİL HAYATA HAZIRLAYALIM
Eğitim hayatın kendisidir. Birey eğitim sürecinden önce kendini tanır, ilgi ve yeteneklerini keşfeder, sonra çevresini, doğayı tanır. Bu süreçte kendi yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda bir hayata hazırlanır. Hem iş ve meslek edinir hem de toplum içinde bir görev edinmiş olur.
Dünyaya hâkim olan neoliberal sistem eğitimi esas işlevinden kopardı. Dünyada ve Türkiye’de eğitim bireyi hayata hazırlama süreci olmaktan çıktı, sınavlara hazırlama aracına dönüştü. Emperyalist tekellerin dayatmasıyla geliştirilen standart testler eğitim politikalarında belirleyici oldu. Ülkemizde eğitim politikaları belirlenirken de PİSA, TİMMS gibi sınavlar merkeze alınır ve eğitim bu sınavlarda başarı elde etme amacıyla yapılandırılır. Bu tür sınavlar üst düzey akademik bilgi ve becerileri ölçmektedir. Eğitimin sistemi bu sınavlara göre kurgulanıp değerlendirilince akademik eğitim öne çıkıyor. Tüm öğrencilerin bilgisi, becerisi, yeteneği, zekâsı bu sınavlarda elde edecekleri başarıya indirgeniyor. Bir yandan Gardner’in “Çoklu Zekâsı”na atıfta bulunulmakta öte yandan zekâ test başarısına indirgenmekte ve öğrenciler tek tiplileştirilmektedir.
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk sınava değil, hayata hazırlayan bir eğitimden söz etmekte, fakat kendi imzasıyla ortaya konan 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde akademik çıktılar üzerinden Öğrenci Başarı İzleme Sınavı yapılması öngörülmektedir. Hâlihazırda ABİDE, TİMMS gibi sınavlar uygulanmaktadır. Bunun yanında ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sınavlarla olmaktadır. Tüm bunlar eğitimin hayatla bağını koparmakta, okulları sınava hazırlık merkezine dönüştürmektedir. Toplumun da MEB’in de eğitimde başarı ölçütü bu sınavlardaki performansa indirgenmektedir. Bu bakımdan 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi sistem içidir ve eğitimin kronik hiçbir sorununa çözüm getirememektedir.
Neoliberal sistem dünya sathında krize girmiştir ve çökmektedir. Neoliberal sistemin krizi artık var olan durumun sürdürülebilir olmadığını göstermektedir. Önümüzdeki süreçte neoliberal sistemle onun eğitim anlayışı da çökecek ve yeni bir seçenek ortaya çıkacaktır. Neoliberalizm toplumları üretimden koparmıştı, önümüzdeki süreçte üretimin ön planda olacağı bir sisteme tanık olacağız. Eğitim sistemleri de üretici bir sistem içinde üreten, yaratıcı bireyler yetiştirmeye dönük olarak yeniden yapılandırılacaktır. Öğrencileri tek tiplileştirme yerine üretici sistem içindeilgi ve yeteneklerine göre toplumda görev ve sorumluluk üstlenmelerini sağlayacak, özgüven, başarma duygusu aşılayacak yeni bir seçeneği hep birlikte inşa edeceğiz.