DİJİTAL OYUNLARLA KAYBOLAN YILLAR
Yağ satarım, bal satarım
Ustam ölmüş ben satarım
Ustamın kürkü sarıdır
Satsam on beş liradır
Zambak, zumbak dön arkana iyi bak
Parkta veya sokakta yukardaki cümleleri duymayalı yıllar oldu. Siz duydunuz mu hiç? Peki, saklambaç oynayan bir çocuk grubuyla en son ne zaman karşılaştınız?Birbirlerine bilmece soran çocuklar nerede, göreniniz oldu mu? Sahi ninelerinden masal dinlemek için başınızın etini yiyen çocuklar nerede? Yeni öğrendiği bilgileri arkadaşlarına ballandıra ballandıra anlatan öğrenciler nerede? Ya kitap okuyan gençlik…
Ben buldum onları, çoğu dijital dünyada… Bir kısmı babalarının ya da annelerinin akıllı telefonuyla PUBG oynuyor. Bazıları Minicraft oynuyor. Bazıları FORTNITE oynuyor. Bazıları PES oynuyor. Ve ismini söylemediğim daha nice oyunlar.
Dijital Oyun Bağımlılığı
Dijital oyun, çeşitli teknolojilerle programlanan ve kullanıcılara görsel bir ortamla birlikte kullanıcı girişi yapmayı sağlayan oyunlardır (Çetin, 2013).Alan yazında ulusal ve uluslararası birçok araştırmada dijital oyunların bağımlılık yaptığı görülmekte ve birçok psikolog da bunu teyit etmektedir. Sosyal olarak çocukları yalnızlaştırma, fiziksel olarak bilgisayar başında hareketsiz geçirilen sürelerden dolayı iskelet sisteminde dengesiz gelişimler, gözlerde bozulma ve daha birçok fiziksel sorun oluşturduğu bilinmektedir.
Anacak bu oyunların çocuklar üzerinde stratejik düşünme, hızlı karar verme gibi olumlu etkilerinin olduğu da söylenmektedir. Fakat olumsuz özellikleri yadsınamayacak ölçüde daha fazladır.
Dijital Çevrimiçi Oyunlarla Gerçek Sosyal ÇevredenSanal Sosyal Çevreye Geçiş
Artık çocukların parktaki veya sokaktaki arkadaşlıklar pek ilgilerini çekmiyor. Çünkü onların artık bir sanal sosyal çevreleri var. Saklambaç, ip atlama oyunu artık onlara basit geliyor. Onlar yeni sanal dünyadaki arkadaşlarıyla birlikte savaşmak istiyorlar. Artık fiziksel olarak mahalledeki arkadaşlarıyla futbol oynamak yerine, sanal çevredeki arkadaşlarıyla futbol oynamak daha ilgi çekici geliyor. Tabi bu sanal sosyal dünya, onları dijital oyunlara daha da bağımlı hale getiriyor.
Dijital Dünyanın Gölgesinde Geçip Giden Zaman
Zaman insanların en kıymetli unsurudur. Onun kaybını hiçbir şey telefiedemez. Hele öğrencilerin gelişimi için daha da önemlidir. İyi yetişmiş insan, hem birey açısından hem de ülke açısından iyi bir gelecek demektir. Fakat ne yazık ki genç kuşak zamanının büyük çoğunluğunu dijital oyunlarla boşa geçirmektedir. Hatta okullardaki öğle tatilinde bile internet kafelerin dolup taştığını bu oyunların oynandığını görmek mümkün. Günde saatlerce oyun oynayan bu oyunlara bağımlı hale gelen çocuklar, en önemli gelişim dönemlerini ve zamanlarını bu oyunlarla heba etmektedirler. En kıymetli zamanlar bu oyunlarla boşa harcanmaktadır. Kitap okumak şöyle dursun dersler bile çalışılmamaktadır. Hareketsiz yaşam çok şişman bir öğrenci kitlesi oluşturmaya başlamıştır.
Zaman oyunlarla eriyip giderken ailelerin bilinçlenmesi bir yana birçok ebeveyn çocuklarıyla birlikte bağımlılığa düşmüş vaziyettedir. Çözüm eğitim dünyasının bu konuya yoğunlaşıp toplumda oluşturacağı farkındalıkla mümkün olacaktır.
Muasır milletler seviyesine çıkmanın en temel yolu iyi yetişmiş insan unsuruyla mümkündür.
Metin BEŞALTI