“TÜRKİYE NASIL KURTARILABİLİR”…

Bilimsel Makaleler - “Eğitim sistemimiz; şahsiyet boğan, bir düşkünler nesli yetiştiren eğitim sistemidir.” “Eğitim sistemimiz; memurlar hiyerarşisini doğuran bir okullar hiyerarşisinden başka bir şey değildir.” Eğitim yeniden üretici ve girişken insan yeti

 

              “Eğitim sistemimiz; şahsiyet boğan, bir düşkünler nesli yetiştiren eğitim sistemidir.”

 

“Eğitim sistemimiz; memurlar hiyerarşisini doğuran bir okullar hiyerarşisinden başka bir şey değildir.”

 

             Eğitim yeniden üretici ve girişken insan yetiştirecek şekilde dizayn edilmelidir

 

 

 

1879-1948 yılları arasında yaşamış olan PRENS SABAHATTİN eğitim tarihimizin önemli isimlerinden biridir. “Türkiye Nasıl Kurtarılabilir” kitabının yazarı sosyolog Prens Sabahattin, sorunların nedeninin merkeziyetçi bir yapı olduğunu düşündüğü için aynen Fransız sosyolog Le Play gibi bireyci bir yapıya geçilmesini savunur. Eğitimi de bu ana yapının bir parçası olarak görür. Bu yönüyle Prens Sabahattin Meşrutiyet Dönemi eğitimini etkilemiş bir isimdir.

 

     Eğitim yeniden üretici ve girişken insan yetiştirecek şekilde dizayn edilmelidir

 

Ona göre “genel öğrenim teşkilatımız; Avrupa karşısında varlığımızın korunması zorunluluğuyla toplumumuzda doğal akımın eğitimdeki yansımasından başka bir şey değil; memurlar hiyerarşisini doğuran bir okullar hiyerarşisidir!” Okulların bu yönüyle yeni ile yeniden yapılandırılması gerektiğini savunan Prens Sabahattin, ülkedeki eğitimin istenilen nitelikte olmadığını, ezbere dayalı, bilimsellikten uzak bir yapının olduğunu, şahsiyet boğan bir düşkünler nesli yetiştiren eğitim sistemi olduğunu belirtmiştir(Doğan, 2010).Eğitime bu eleştirileri getirmiş olan Sabahattin eğitimin yeniden üretici ve girişken insan yetiştirecek şekilde dizayn edilmesi gerektiğini belirtir.

 

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Prens Sebahattin genel siyasi sistem ile eğitim arasındaki ilişkiyi vurgulamaktadır. O Türkiye'nin iyi bir eğitim ve kurulacak güçlü ve etkili siyasal sistemle başarılı olabileceğini savunur. Bunun yolu da adem-i merkeziyet yerine kişisel girişimdir(Doğan, 2010).Sabahattin bunları İngiltere ve Fransa örnekleri üzerinden temellendirir. İngiliz öğrencilerin Fransız öğrencilere göre liselerden daha az bilgi ile çıkmalarına rağmen, yaşamda daha başarılı olmalarını bireyci ve merkezi yapı üzerinden açıklayıp, bireyci yapının gençleri daha başarılı kıldığını ifade eder. Bu nedenle de ülkemizdeki eğitim sistemi de bireyci yapıya geçecek şekilde değiştirilmelidir, der. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…