EĞİTİMDE BİRİNCİ MESELE MÜFREDAT MI?

Fikir Yazıları - Eğitimde birinci mesele olarak müfredat görülüyor. MEB de böyle görüyor ki zırt pırt müfredat değiştiriyor. 2017 yılında müfredat değişmişti, şimdi liselerde ders sayıları azaltılıyor, yani programlar değişiyor.

EĞİTİMDE BİRİNCİ MESELE MÜFREDAT MI?


Eğitimde birinci mesele olarak müfredat görülüyor. MEB de böyle görüyor ki zırt pırt müfredat değiştiriyor. 2017 yılında müfredat değişmişti, şimdi liselerde ders sayıları azaltılıyor, yani programlar değişiyor. Müfredat kavramının doğrusu eğitim programıdır. Millî Eğitim Bakanlığı son yıllarda eğitimin çöküşünü kabul ve itiraf ettiğinden arayışa girdi. Sınav sistemleri ve eğitim programları değişiyor, fakat sorun çözülmüyor. Çünkü mesele eğitim programı veya sınav sistemi değildir.

Eğitimi salt kültür aktarımı olarak görenler eğitim programlarına laiklik/gericilik açısından bakıyorlar. Eğitim programları laik ve bilimsel olsa tüm sorun çözülecek. Mevcut sistemde eğitim programları niçin laik ve bilimsel değil? Meselenin özü buradadır. Mevcut iktisadî/siyasî sistem bilim dışılığı üretiyor. Bu sistemde laik ve bilimsel eğitim programları "altı kaval üstü şişhane" misâli uyumsuz olur. Laiklik ve bilim üretimle gelişir. Üretimden kopmuş, emperyalist tekellerin tüketicisi olmuş bir toplum için laik ve bilimsel programlar gereksiz ve geçersizdir. Bu nedenle mevcut sistem içinde laiklik de bilimsellik olması gerektiği gibi uygulanamaz, kendine yaşam alanı bulamaz. 

Üretim salt bir iktisadî gereklilik değil, bir felsefedir. Üretim laikliği ve bilimselliği dayatır. Üretebilmek için araştırma, bilimsel buluşlar geliştirme gerekir. İnsan aklının tüm dogmalardan özgürleşmesi yani, üretmek için "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" nesiller gerekir. 

Türkiye'nin eğitim sorunları mevcut sistem içinde çözülemez. Mevcut sistem her alanda çıkmazdadır. Üreten bir iktisadî temelde üretimin ihtiyaçları doğrultusunda yapılandırılacak bir eğitime ihtiyaç vardır. Niçin eğitim sorusuna cevap verilmeden eğitimin içeriği konuşulamaz. Eğitim bireyleri hayata hazırlama, ilgi ve yeteneklere uygun iş ve meslek kazandırma sürecidir. Bireylere iş ve meslek kazandırıcı bir eğitim ekonomi ile ve ekonomik hayatın ihtiyaçlarıyla iç içe olmak zorundadır. Bireyler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda toplumun ihtiyaç duyduğu iş ve mesleklere yönlendirilirler. Eğitim programları da bu ihtiyaca göre şekillendirilir.

Her öğrenci mutlaka aynı tedrisattan geçmek zorunda değildir. Belirli dersler ortak ve zorunlu olabilir, olmalıdır, bunun dışındaki dersler alanın ihtiyaç duyduğu derslerle uygulama ağırlıklı belirlenmelidir. Öğrenciler ilkokuldan itibaren yöneltme ilkesine uygun olarak  gözlenmeli; ölçme değerlendirme sonuçları yöneltme için kullanılmalıdır.