NİRVANA

Fikir Yazıları - Hint Teozofisi’nde ve Mistisizm’de  Nirvana, mutluluğa ulaşmak olarak tarif edilebilir.Kelime anlamı olarak Nirvana ;Sanskritçe’de yok olmak ,ateşin sönmesidir.

NİRVANA

Hint Teozofisi’nde ve Mistisizm’de  Nirvana, mutluluğa ulaşmak olarak tarif edilebilir.Kelime anlamı olarak Nirvana ;Sanskritçe’de yok olmak ,ateşin sönmesidir. “Nirvana” ile Tasavvuf’ta bir makam olan “fena fillah” arasında bir benzerlik bulunduğu söylenebilir.

        Nirvana; ölmeden önce dünyadaki yaşanan bir ruh aşaması olarak kabul edilmektedir. Burada bahsedilen,; tüm dünyevi arzulardan ve isteklerden arınarak tamamen bir dinginliğe ve iç huzuruna ulaşılması durumudur.

Nirvana, tek başına kullanımından çok, Nirvana’ya ulaşmak şeklinde kullanılmaktadır. Ve bu da mutluluğa ulaşmak ve bunların yöntemleri şeklinde bir görüşü ortaya çıkarmıştır.

Gautama (Gotama) Buda, M.Ö 563 – 483 arasında Hindistan’da yaşadığı tahmin edilen, Siddhartha adıyla da bilinen, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu aydınlanan ruhani öğretmen ve Budizm’in kurucusudur. Budacılık, GautamaSiddhartha denilen genç prensin baba ocağını terk edip de yaşamın acılarına çare aramaya çıkmasıyla başlar. Siddhartha, bir keşişten etkilenip, kimine göre kırk dokuz gün, kimine göre altı ay, kimine göre altı yıl süren bir züht (dünyevi olan her türlü nimetten uzak durma) hayatı yaşar. Buda, aşırı züht hayatından da memnun kalmaz, çünkü kişiyi gerçekten uzaklaştırdığını düşünür. Mayıs ayının dolunayındaBo ağacı denen, bir Hint incir ağacı altına oturup gerçeği aramak için derin düşünmeye dalar ve aydınlığa erişir bir Buda (Buddha) olur. Genel anlamda aydınlanmış kişiler için de kullanılan, Sanskritçe bir kelime olan ve uyanan, aydınlanan anlamına gelen Buda sözcüğü, daha çok Budizm’in kurucusu GautamaSiddhartha için kullanılan bir unvandır.

        Hayatta ki tüm olumsuzlukları bir kenara bırakıp, yaşamın olumlu yönleri ile mutlu olmayı başarabilmiş bir kahraman olan Pollyanna ,Buda ile özdeş- leştirilebilinir.

Buda, acıyı doğuran nedenler olarak, hırs ve arzuyu gösterir ve ancak arzuyu, hırsı yenmekle acının üstesinden gelinebileceğini söyler. Hırsın, arzunun ortadan kaldırılması için Buda, sekiz aşamalı yolu şöyle açıklar: Doğru Söz, Doğru Niyet, Doğru Görüş, Doğru Davranış, Doğru Geçim, Doğru Çaba, Doğru Düşünce, Doğru Konsantrasyon.

Acılarla dolu hayatta, aslında acıyı bağlarımız yüzünden çekeriz, bu acıyı sona erdirme yolunda çıkacağımız sekiz basamaklı yolculuğun ilk iki basamağı zihinsel işlevlerle ilgilidir. Yol, Doğru Görüş ve Doğru Niyetle başlar. Bu dünya ve kendimizle ilgili gerçekleri, acıları, değişimleri anlamak yola çıkmak için çok önemlidir. Dünyevi istek ve bağımlılıkların gelip geçiciliğini fark etmek aslında hem ilk hem de son basamaktır. İkinci basamak ise bu yolda devam edebilmek için kin, nefret, hırs gibi duygulardan kendimizi arındırmak konusundaki kararlılığımızdır. Öfke ve nefret gibi duygulara direnmektir. Bu basamağı Ahlaki ve zihinsel olgunlaşma olarak da kabul edebiliriz.

Sonraki dört basamak davranışlarımızla ilgilidir Budizm’in ahlak yasası olarak da kabul edilir.

Doğru sözlülük, doğru davranış, doğru yaşam biçimi, doğru çaba bu dört basamağı oluşturur.

İnsan, yalan, iftira ve hakaretten uzak durmalıdır. Yaptığı şeylerin mutlaka birine faydası dokunmalıdır. Dünyevi bağımlılıklarından kendini kurtarmış bir yaşam sürmelidir. Gerçek çaba adımı ise beden ile ilişkilendirilir. Doğru nefes alma, doğru egzersiz. İnsanın kendini kontrol edebilmesi bu basamağın bel kemiğidir.

Son iki basamak Tam Bilinç ve Tam Konsantrasyon meditasyonla ilişkilendirilir. Tam bilinç tüm algıların herhangi bir engel ile karşılaşmadan bilince ulaşması için gerekli hazırlığın yapılmasıdır.

Budist meditasyonunda kendinden geçme durumu söz konusu değildir tam tersine farkındalık çok yüksek olmalıdır. Bu yüzden nefes alıp verme ile başlayan bir meditasyon eğitimi gerektirir. Nefes alıp vermenin farkına varmak, nefesin vücudumuza giriş ve çıkışını takip edebilmek bizim yaşamsal enerjinize hâkim olmamız, ayrıca geçmiş ile gelecekteki kaygılarımızdan uzaklaşmamıza yardımcı olur. Tam Bilinçlilik gerçekleştirilince Tam Konsantrasyon ya da Tam Uyanıklık kendiliğinden gelir. Ben kavramının yok olduğu bu son basamakta Ben yerine mutlak mutluluk insanı kaplar ve Nirvana’nın kapıları açılır.

Kısaca doğrudan şaşma,yaptıklarından değil,yapmadıklarından pişman ol ,Ben’i yok say! Bilgi,erdem ve güçlerimizle sadeleşerek Ben’i yok edebiliriz.