Canım Öğretmenim!

Eğitim Felsefesi - Kadir Bayşu

24 Kasım 1995,

Bundan tam 30 yıl önce, daha dün gibi sanki ve hatıralarda kaldı her anı. Görevine yeni başlamış, çiçeği burnunda bir köy öğretmeniyim. Ve ilk öğretmenler günü kutlaması için köyden, ilçeye gideceğiz. Okulumuzda 3 öğretmeniz ve lojmanda kalıyoruz. Sabah kalktık ki çok kar yağmış ve yollar kapalı, ancak ve muhakkak programa gitmeliyiz. Düştük yollara ve komandolar gibi tek sıra intikal eder gibi, karşımıza çıkacak kurtlardan korkarak ulaştık. İlçe küçük ve köy - kasabalardan gelen öğretmenler bir arada. Programda; konuşmalar, şiirler ve bir yılını tamamlamış öğretmenlerin yemin töreni ve adaylıklarının kaldırılması derken tören bitti.

Hediyeler veya çiçekler yok. Gözlerde mutluluk, yüzlerde tebessüm ve içten kutlamalar var.

İnsanların içtenliği ve samimiyeti, bir de “Bizim de bir yılımız geçer ve biz de yemin edebilecek miyiz?” dediğim, kaldı aklımda.

Değil bir yıl tam 30 yıl geçti aradan ve her geçen gün iyi ki öğretmen olmuşum diyorum.

24 Kasım 2016,

8 yıl önce bugün, o yıllardan bir öğrencimin gönderdiği mesajı da daha dün gibi hatırlıyorum. Gözlerimden akan yaşların ve duygularımda bıraktığı izleri ise hala duruyor benliğimde.

Herkes öğretir, herkes öğretmen olur ancak herkes duygulara ve gönüllere dokunamaz. Yüzlerde açtırdığınız gülümsemeler, yüreklerde bıraktığınız izler ve yol gösterici enerjiniz hiç bitmesin.

Canım Öğretmenim,

Öğretmenler Günün Kutlu Olsun!