EĞİTİM PROGRAMI MODELLERİ

Eğitim Bilimleri - Prof. Dr. Ali Balcı

EĞİTİM PROGRAMI MODELLERİ

Prof. Dr. Ali Balcı

Giriş

Eğitim programı[1] ( curriculum) öğrenci ihtiyaç, yetenek ve ilgilerine ve toplumun doğasına uygun öğrenme deneyimlerinin seçilmesi, örgütlenmesi ve değerlendirilmesi süreçleri bütünü olarak tanımlanabilir. Eğitim programı , okul tarafından planlanan, okul içinde veya dışında, bireysel veya grup faaliyetlerini tanımlar. Program içeriği, öğrenilecek bilgi, beceri, yeterlik ve tutumları kapsar; ses, metin veya video gibi çeşitli şekillerde olabilir. İçeriğin seçilmesinde öğrencilerin hayatlarına uygunluk, çeşitlilik, geçerlik, ilgi, fayda ve uygulanabilirlik gibi kriterler esas alınır. Eğitim programları, eğitim programı modelleri temel alınarak geliştirilir. Eğitim programı modelleri, belirli bir öğrenci grubuna yönelik öğretim ve öğrenme yaklaşımları, yöntemleri ve prosedürlerinin betimlenmesi olarak tanımlanabilir. Eğitim programı modelleri konu merkezli veya öğrenci merkezli, geleneksel veya yenilikçi, konu bazlı veya yeterlilik bazlı olabilir. Bu modellerin dört geniş kategorisinden söz edilebilir: Geleneksel, öğrenci merkezli, eleştirel ve yapısal (Mishra, uk.). Kısaca eğitim programı modelleri, esas olarak eğitim programlarının tasarlanması ve sunulmasına rehberlik eden çerçevelerdir. Bu modeller öğretmenlere ve yöneticilere, öğrenciler için uyumlu ve etkili bir öğrenme deneyimleri yaratmalarına yardımcı olmayı hedefler. Eğitim programı modellerinin sağladıkları şöyle sıralanabilir (Hameed ve Hameed, 2023 ):

  • Öğretimin, öğrencilerin ihtiyaçları ve hedefleri ile uyumlu olması,
  • Daha iyi akademik sonuçlar sağlayarak öğrencilerin sahiplenme ve motive olmasını sağlaması,
  • İlgililerin katılımını teşvik etmesi,
  • Öğretmenlere, öğrencilerin ilerlemesini değerlendirmeleri ve kendi durumlarını ayarlamalarına yardımcı bir yapı sağlaması.

Kısaca eğitim programı modelleri anlamlı ve etkili öğrenme deneyimlerinin yaratılmasına yardımcı vazgeçilmez bir araçtır. Eğitim programı modelleri, eğitimcilerin eğitim programlarını tasarlama ve yapılandırmalarında dayanak aldıkları çerçeveler olarak belirtilebilir. Bu modeller temelde neyin öğretilmesi gerektiği, nasıl öğretilmesi gerektiği ve ne zaman öğretilmesi gerektiği konusunda bir plan sağlarlar. Bu modeller özünde eğitim kuramlarına ve araştırmalarına dayanır; öğrenme hedeflerine sistematik ve örgütli bir şekilde ulaşılmasını sağlamayı hedefler. Pek tabii ki her bir modelin kendine özgü güçlü ve zayıf yönleri vardır.

Bir program modelinin seçiminde öncelikle öğrencilerin ihtiyaçları, programın amaçları ve ilgili diğer faktörler esas alınır. Bu noktada öğrencilerin zorlandığı, sorun yaşadığı alanları, ihtiyaç duydukları desteği saptamak üzere bir ihtiyaç değerlemesi yapmak önemli bir yaklaşım olabilir. Bu uygulama spesifik ihtiyaçlara hitap edecek program modelinin seçilmesine rehberlik edebilir. Bu çerçevede amaç öğrencileri diyelim yüksek öğretime hazırlamaksa, konu (subject) merkezli model uygun olabilir. Amaç, öğrencilerde eleştirel düşünme becerilerin geliştirmekse problem merkezli model etkili olabilir. Bunlar yanında ders kitapları, teknoloji, öğretmen uzmanlığı gibi uygun kaynaklar program modeli seçiminde göz önünde bulundurulur. Eğitimcilerden beklenen, bu farklı modeller arasından öğrencilerinin ihtiyaçlarına en uygun olanının seçilip uygulanmasıdır. Özetle program modelleri öğrencilerin öğrenme ve katılımlarını(sahiplenme, bağlılık) güçlendirmede gereklidir. İyi tasarlanmış bir program modeli yoluyla eğitimciler tutarlı ve etkili öğrenme deneyimleri sağlayarak öğrencilerin ihtiyaçlarını sağlayabilirler. Pek tabii ki bir program modelinin uygulanmasında sürekli değerleme ve uyumlama (adaptation) zorunludur. Zira sürekli ilerlemeyi değerleme ve öğrencilerin sürece katılımını sağlama başarıyı ortaya koyabilir. Uygun program modelini kullanarak gelişmeyi ve büyümeyi sağlayıcı dinamik ve sahiplenici bir öğrenme çevresi yaratılabilir.

Eğitim Programı Modelleri

Literatürde ( Techers Institüte, uk.; Woods, 1988 ; Paudel, 2022 gibi ) çok farklı eğitim programı türlerinden söz edildiği görülür. Bir makale hacmi içinde bu çalışmada bunlardan görece genelde bilinen ve uygulananlar tartışılmaktadır. Bu modeller büyük ölçüde Hameed ve Hamide’nin ( 2023 ) görece de O’Neill’in ( 2010) ve Munna ve Kalam’ın (2021) çalışmalarından özetlenmiştir.

Tyler Modeli

Tyler Modeli, eğitim programı tasarımı ve değerlendirilmesi için bir çerçeve oluşturur. Bu model Ralph Tyler tarafından geliştirilmiştir. Model dört ana bileşenden oluşur: Hedefler, öğrenme deneyimleri, örgütleme-organizasyon ve değerlendirme. Hedefler, eğitimcilerin öğrencilerde ulaşmayı hedefledikleri bilişsel, duygusal ve pisikomotor kategorilere ayrılır. Öğrenme deneyimleri, bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak etkinlikler ve materyalleri içerir. Örgütlenme, bu deneyimlerin yapılandırılması ve sıralanmasıdır. Değerlendirme, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının belirlenmesi ve programda düzenlemeler yapılmasını kapsar.

Tyler Modeli'nin avantajları arasında;

  • Mantıksal ve açık bir çerçeve sunması,
  • Eğitim amaç ve hedefleriyle ilişkili değerlendirmelerin önemini vurgulaması sayılabilir.

Dezavantajları ise:

  • Öğrenme sürecinden ziyade sonuca odaklanması,
  • Esnek olmaması ve bireysel öğrenci ihtiyaçlarını yeterince dikkate almaması olarak belirtilebilir.

Kısaca Model eğitimin doğrusal ve öngörülebilir bir süreç olduğu varsayımına dayanır; oysa gerçek öğrenme süreci genellikle karmaşıktır ve beklenmedik sapmalar içerebilir.

Taba Modeli

Taba Modeli, 1960'ların başında Hilda Taba tarafından geliştirilen ve öğrenci merkezli öğrenme ve eleştirel düşünmeyi vurgulayan bir eğitim programı tasarımı modelidir. Model, geleneksel ezber ve tekrar odaklı yaklaşımların aksine, öğrencilerin ihtiyaç ve ilgilerine dayanır ve onların öğrenme sürecine aktif katılımını teşvik eder. Modelin temel bileşenleri şöyle sıralanabilir

  • Öğrencilerin ihtiyaç ve ilgilerinin belirlenmesi,
  • Bu ilgi ve ihtiyaçlar doğrultusunda öğrenme hedeflerinin geliştirilmesi,
  • Uygun içerik ve öğretim stratejilerinin seçilmesi,
  • İçeriğin anlamlı birimler veya modüller halinde yapılandırılması ve
  • Biçimlendirici (formative) ve sonuçlandırıcı(sumative) değerlendirmelerle etkinliklerin yapılması ve gerektiğinde programda düzenlemeler yapılması.

Modelin avantajları şöyle sıralanabilir:

  • Öğrenci merkezli ve esnektir.
  • Eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirir.
  • Öğrencilerin materyali derinlemesine anlamalarını teşvik eder.
  • Disiplinler arası bağlantılara odaklanır.

Modelin dezavantajları ise şöyle sıralanabilir:

  • Uygulanması zaman alıcı ve kaynak yoğun olabilir.
  • Tüm eğitim bağlamlarına uygun olmayabilir.
  • Sürekli değerlendirme ve revizyon gerektirir, bu da bazı eğitimciler için zor olabilir.

Özetle Taba Modeli, öğrencilerin ihtiyaçlarına duyarlı ve eleştirel düşünmeyi teşvik eden bir program oluşturmak isteyen eğitimciler için güçlü bir araçtır. Ancak, uygulama sürecinde zaman ve kaynak gereksinimleri dikkate alınmalıdır.

Wheeler Modeli

Yirminci Yüzyılın başlarında, David Snedden ve W. W. Charters gibi eğitimciler, program planlamasına daha uyumlu ve dinamik bir yaklaşım ihtiyacına yanıt olarak Wheeler Program Geliştirme Modeli'ni geliştirdiler. Bu model, eğitimde esneklik, sürekli uyum ve alaka vurgusu yapmaktadır. O dönemde yaygın olan katı, tek tip programın aksine, Wheeler Modeli öğrencilerin ve toplumun değişen ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde evrilen bir programı öngörmektedir.

Wheeler Modeli, dört ana aşamadan oluşan döngüsel bir program geliştirme yaklaşımı ile karakterize edilir: Planlama, uygulama, değerlendirme ve revizyon. Bu model, uyum sağlama ve sürekli evrim geçirme üzerinde güçlü bir vurgu yapar. Bu modeli kullanan eğitimciler, program geliştirmeyi sürekli ve yinelemeli bir süreç olarak görür. Programın güncel ve etkili kalmasını sağlamak üzere düzenli değerlendirmeler ve geri bildirim mekanizmalarını gerektirir. Wheeler Modeli'nin pratik uygulaması, açıkça sürekli bir program geliştirme döngüsünü içerir. Bu, eğitimciler, öğrenciler ve diğer paydaşları içeren düzenli değerlendirme ve geri bildirim döngülerini gerektirir. Programın etkinliğini sürekli izleyerek kurumlar programın öğrencilere uygun ve ilgi çekici kalmasını sağlamak için zamanında ayarlamalar yapmalıdır. Wheeler Modeli'nin başarılı uygulamalarına ilişkin örnekolay çalışmaları (case study) , modelin pratikliği hakkında değerli içgörüler sunmuştur.

Avantajlar. Wheeler Modeli, birçok önemli fayda sunar. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Esneklik; eğitim kurumlarının değişen öğrenci ihtiyaçlarına ve gelişen eğitim hedeflerine uyum sağlamasına olanak tanır.
  • Uyarlanabilirlik; programın güncel kalmasını ve gerçek dünya talepleriyle uyumlu olmasını sağlar. Anlam duygusu yaratma; Öğrencileri güncel konular ve zorluklarla meşgul ederek eğitimlerine aktif katılmalarını sağlar.
  • Değerlendirme ve sürekli iyileştirme önem verme; programın etkinliğini düzenli olarak değerlendirerek ve geri bildirimlere dayanarak ayarlamalar yaparak öğretim yöntemlerinin her zaman güncel ve mevcut eğitim ihtiyaçlarına uygun olmasını sağlayabilir.

Görüleceği üzere bu yaklaşım, hem öğrenciler hem de öğretmenler için sürekli öğrenme ve iyileştirme kültürünü teşvik eder.

Dezavantajlar. Wheeler Modeli beraberinde bazı zorlukları da getirir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Modelin uygulanmasının sürekli izleme ve ayarlama gerektirmesi,
  • Programın öğretmenler arasında tutarsız bir şekilde sunulma potansiyelinin olması; sonunda öğrenci deneyimlerinde farklılıklara yol açabilmesi.
  • Eleştirmenler, standartlaştırılmış hedeflerin ve ölçütlerin eksikliğinden, ayrıca bu kadar esnek bir yaklaşımı öngörmesinden eğitim programının istikrarı ve sürekliliği konusundaki endişelerden yaratma potansiyelinin olması.

Geriye Dönük Tasarım Modeli

Geriye Dönük Tasarım Modeli; program planlamasında istenen sonuçları önceden belirleyerek, bu sonuçlarla uyumlu öğrenme deneyimleri ve öğretim tasarlamaya odaklanan bir yaklaşımdır. Bu model, eğitimcilerin net hedefler belirlemesini ve bu hedeflere ulaşmayı amaçlayan kasıtlı-planlı ve amaçlı adımlar atmalarını sağlar. Modelin adımları şöyle sıralanabilir:

  • Sonu düşünerek program tasarımına başlamak; istenilen sonuçları veya çıktıları belirlemek. Eğitimcilerin, öğrencilerin ulaşmasını istedikleri hedefleri açıkça tanımlaması.
  • Kabul edilebilir kanıtları belirlemek; öğrencilerin istenen sonuçlara ulaştığını gösteren kanıtları tanımlamak. Hedeflerle uyumlu değerlendirme araçları ve yöntemleri belirlemek.
  • Öğrenme deneyimlerini tasarlamak; belirlenen hedefler ve kanıtlarla uyumlu öğrenme etkinlikleri ve öğretim planları oluşturmak. Öğrencilere hedeflere ulaşmaları için anlamlı öğrenme deneyimleri sunmak.

Avantajları. Modelin başlıca avantajları şöyle sıralanabilir:

  • Uyum sağlama; öğrenme hedefleri ve sonuçları ile uyumlu bir eğitim sağlama,
  • Öğrenci merkezli öğrenme; öğrenci ihtiyaçları ve ilgi alanlarına uygun öğrenme deneyimleri yaratma, öğrenci katılımını ve motivasyonunu artırma,
  • Etkili ölçme ve değerlendirme; öğrencilerin istenen öğrenme sonuçlarına ulaştığını doğru bir şekilde ölçmeyi ve değerlendirmeyi sağlama.

Dezavantajları. Modelin dezavantajları da şöyle sıralanabilir:

  • Zaman ve çaba; planlama sürecinin zaman alıcı ve emek yoğun olması,
  • Sürekli değerlendirme; öğrenci ilerlemesini sürekli değerlendirme ve öğretimi buna göre ayarlama gerekliliği,
  • İşbirliği; öğretmenler arasında sürekli işbirliği ve mesleki gelişmenin bağlılık gerektirmesi.

Görüleceği üzere Geriye Dönük Tasarım Modeli, program planlamasında net hedeflere ulaşmayı amaçlayan, öğrenci merkezli ve uyumlu bir yaklaşımdır. Ancak, bu modelin uygulanması zaman ve sürekli değerlendirme gerektirir.

Sosyal Yeniden Yapılandırmacı Model

Sosyal Yeniden Yapılandırmacı Program Modeli, özünde toplumsal sorunları, sınıfta ele almayı vurgulayan bir eğitim felsefesidir. Bu model eğitimi, toplumsal değişimi teşvik etmek ve daha adil bir toplum yaratmak için bir araç olarak görür. Modelin temel özellikleri şöyle sıralanabilir:

  • Eleştirel düşünme; öğrencilerin toplumsal normları ve değerleri sorgulamalarını teşvik eder.
  • Problem çözme; karmaşık toplumsal sorunları anlama ve ele alma becerilerini geliştirir.
  • Sosyal farkındalık; öğrencilerin, toplumdaki eşitsizlik ve ayrımcılığı tanıyarak daha iyi bir dünya yaratma konusunda fikirler geliştirmelerini sağlar.

Modelin ana hedefleri iki noktada toplanabilir: (1) Topluluk katılımı; öğrencilerin aktif ve katılımcı topluluk üyeleri olmalarına yardımcı olur. (2) Pozitif etki; öğrencilerin, bilgi ve becerilerini dünyaya olumlu bir etki yapmak için kullanmalarını teşvik eder. Modelin eğitimdeki rolü de şu üç başlıkta özetlenebilir: (1) Eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerinin önemini vurgulaması. (2) Öğrencilerin sosyal sorumluluk duygusu geliştirmelerini sağlaması. (3) Öğretmenlerin, sosyal değişime bağlı, güvenli ve kapsayıcı öğrenme ortamları yaratmaları. Görülen o ki Model, geleneksel güç yapılarının zorlamasını ve eşit öğrenme ortamları yaratılmasını savunmaktadır.

Avantajları-Faydaları. Modeli avantajları şöyle özetlenebilir:

  • Sosyal adalet; eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini teşvik ederek, öğrencilerin sosyal eşitsizlikleri tanımasını ve sorgulamasını öğrenmelerini sağlaması,
  • Eleştirel düşünme gelişiminin; gerçek dünya sorunlarıyla uğraşarak, yaratıcı düşünme ve yenilikçi çözümler geliştirme yeteneklerini artırması,
  • Bağımsız öğrenme; öğrencilerin daha özgüvenli ve bağımsız öğreniciler olmalarına yardımcı olarak, kariyer ve kişisel yaşamlarında başarılarını artırması.

Dezavantajları- uygulama zorlukları. Modelin dezavantajları özellikle de uygulanma zorlukları şöyle sıralanabilir:

  • Direnç; öğrenciler veya ebeveynlerden gelen dirençle karşılaşılması,
  • Öğretmenlerin bağlılığı; öğretmenlerin sosyal değişime tamamen bağlı ve kapsayıcı bir öğrenme ortamı yaratmalarına imkan vermesi. Bu da her halde önemli bir çaba ve bağlılık gerektirir.

Öğretim Programı Bilişsel Modeli

Öğretim Programı Bilişsel Modeli, öğrencilerin nasıl öğrendiğini anlamayı vurgulayan bir eğitim yaklaşımıdır. Bu model, öğrenme sürecindeki zihinsel süreçlere, algılama, bellek ve problem çözme gibi unsurlara odaklanır ve bireyselleştirilmiş öğretimin önemini vurgular. Modelin temel özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Öğrencilerin önceki bilgi ile mevcut bilgilerini ve deneyimlerini öğrenme sürecine dahil etmesini sağlaması,
  • Özdenetimin; öğrencilere kendi düşünce ve öğrenme süreçlerini kontrol etmeyi öğretmesi,
  • Dönütün-geri bildirimin; öğrencilere performansları hakkında bilgi vererek, öğrenme süreçlerini iyileştirmelerine yardımcı olması.

Modele göre öğrencinin rolü şöyle belirtilebilir: Öğrenci, öğrenme sürecinde aktif bir katılımcıdır. Öğrenciler bilgiyi pasif olarak almak yerine, kendi deneyimleri ve çevreleriyle etkileşimleri yoluyla kendi anlayışlarını oluştururlar. Bu süreçte öğrenciler, önceki bilgilerini kullanır, eleştirel düşünme becerilerini geliştirir ve problem çözme sürecine aktif olarak katılırlar. Modele göre öğretmenin rolü de şöyle özetlenebilir: Öğretmen, bilgi dağıtıcısı olmaktan öğrenmeyi kolaylaştırıcıya dönüşür. Öğretmenler, öğrencilerin materyalle etkileşime geçmelerine ve mevcut bilgileriyle yeni bilgileri bağdaştırmalarına rehberlik ederler. Sorgulamaya dayalı öğrenme yoluyla öğretmenler, öğrencilerin sorular sorarak ve cevapları kendileri keşfederek eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olurlar.

Avantajları-Faydaları. Modelin başlıca avantajları şöyle sıralanabilir:

  • Önceki bilgiye vurgu; öğrencilerin mevcut bilgileriyle yeni bilgileri arasında bağlantı kurmalarına yardımcı olarak, daha derin bir öğrenme sağlaması,
  • Özdenetim; öğrencilere kendi öğrenmelerini kontrol etmeyi öğreterek böylece daha bağımsız öğreniciler olmasını sağlaması.

Dezavantajları- zorlukları. Modelin başlıca dezavantajları şöyle sıralanabilir:

  • Önceki bilginin yetersizliği; öğrencilerin gerekli önceki bilgiye sahip olmalarının zor olması,
  • Özdenetim stratejileri; öğrencilerin kendi öğrenmelerini izlemek için özdenetim stratejilerini etkili bir şekilde kullanmalarını sağlamasının zaman ve çaba gerektirmesi.

Özetle bu modeli uygularken öğretmenler, öğrencilerin mevcut bilgilerini belirlemek ve yeni bilgileri bunlarla bağdaştırmak için stratejiler kullanmalıdır. Ayrıca, öğrencilerin özdenetim becerilerini geliştirmeleri için destekleyici bir ortam sunmalıdır.

John Goodlad’ın Eğitim programı Geliştirme Modeli

Kanadalı bir teorisyen ve eğitim araştırmacısı olan John Goodlad, Goodlad’ın Modeli'ni kavramsallaştırmıştır. Bu model, eğitim sistemlerinin itici gücünün değerler veya hedefler olması gerektiği temel inancı üzerine kurulu özgün bir eğitim programı öngörür. Goodlad, değerleri veri kaynakları olarak değerlendirir. Goodlad, eğitim programı geliştirme modelinde dört veri kaynağına odaklanır. Bunlar şöyledir:

  • Değerler
  • Fonlanmış bilgi
  • Geleneksel bilgelik
  • Öğrencinin ihtiyaçları ve ilgi alanları

Goodlad’ın Modeli araştırmalardan gelen bilimsel bilgiyi tanır ve önemser. Veri kaynaklarına gelince, bu model açık değer ifadelerine dayanır. Model, eğitim programı geliştirme sürecinin tüm aşamalarında sürekli değerlendirmeyi önerir.

Kerr’in Eğitim Programı Geliştirme Modeli

Kerr'in eğitim programı geliştirme modeli, İngiliz eğitim programı uzmanı John Kerr tarafından geliştirilmiştir. Model çeşitli bileşenlerin birbiriyle ilişkili olmasına vurgu yapar. Bu ilişkililik doğrudan veya dolaylı olabilir ve bileşenler arasındaki veri akışıyla sağlanır. Kerr, eğitim programı geliştirme modeli dört bileşenden oluşur:

  • Öğrenme Hedefleri
  • Bilgi
  • Okul Öğrenme Deneyimleri
  • Değerlendirme

Kerr’ın Modeli hedefleri; bilişsel, psikomotor ve duyuşsal olarak sınıflandırır. Ayrıca, bilginin düzenlenmesi, bütünleştirilmesi, sıralanması ve pekiştirilmesi gerektiğini vurgular. Bu model, öğrencilerin ihtiyaç ve ilgi alanlarına, sosyal koşulların ve okulun etkisine, ilave olarak öğrencilerin olgunluğuna odaklanır. Modelin bir açmazı öğretmen girdisine odaklanmamasıdır. Bu, temel eleştiri noktalarından birini oluşturur.

Tartışma ve Sonuçlar

Ornstein ve Hunkins (2009), eğitim programı geliştirme sürecinin, eğitim programının nasıl planlandığını, uygulandığını ve değerlendirildiğini, ayrıca bu sürece dahil olan insanları, süreçleri ve prosedürleri kapsadığını savunur. Eğitim programı modelleri, öğretim, öğrenme ve değerlendirme yaklaşımlarının sistematik ve şeffaf bir şekilde haritalandırılmasına yardımcı olur. Ancak, bu yazarlar bu modellerin genellikle insan faktörünü göz ardı ettiğini ve dolayısıyla bir reçete olarak kullanılmaması gerektiğini belirtirler. Eğitim programı modellerinin farklı bir kategorilendirme olarak “ürün modeli” ve “süreç modeli” olmak üzere iki ana grupta ele alındığı görülür. Ürün modeli, plan ve niyetlere odaklanırken, süreç modeli faaliyetlere ve etkilere odaklanır. Ürün Modeli esasen Tyler’in (1949) çalışmalarına dayanır ve Avrupa’daki yükseköğretimde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, bu modelin aşırı kuralcı olmasından kaçınılması gerektiği vurgulanır. Knight (2001, in Munna ve Kalam, 2021), ) süreç modeli'nin, “karmaşıklık teorisi”yle uyumlu olduğunu ve bu yaklaşımla eğitim programı planlamasının daha etkili olabileceğini savunur. Eğitim programı modelleri, farklı eğitim bağlamlarına göre teknik ve teknik olmayan yaklaşımlar olarak da sınıflandırılabilir. Teknik-bilimsel yaklaşım verimlilik ve mantık üzerine odaklanırken, Teknik olmayan yaklaşım öğrenci merkezlidir ve öğrenenin kişisel deneyimlerini vurgular (Ornstein ve Hunkins, 2004; O’Neill, 2010). Bu ayrımın, eğitim programı planlamasında esneklik ve öğrenci merkezliliğin önemini vurguladığı söylenebilir (O’Neill, 2010).

Eğitim programı modelleriyle ilgili su sonuçlara gidilebilir: Hiçbir model ideal değildir ve hiçbir model benimsenen bir programa tam olarak uygun olmayabilir. Ancak, bu modelleri iyi tanımlamak ve onlarla tutarlı olmak, eğitim programı uyum ve yaklaşımlarının netliğini desteklemeye yardımcı olacaktır. Örneğin, bazı fen ve sağlık bilimleri programlarında, ilk yıllarda daha teknik-bilimsel bir yaklaşım uygun iken , sonraki yıllarda daha deneyimsel bir yaklaşım benimsenebilir. Öte yandan öğrenci katılımı ile ilgili olarak bu modeller bir program boyunca daha bütünleşik (entegre) ve düzenli hale getirilebilir. Bu bağlamda bir programı gözden geçirmek ve örneğin üç yıl sonra bir mezunun neyi hatırlayacağını ve hala faydalı bulacağını sorgulamak değerli olabilir. Son söz olarak program ekibinin, bu farklı modelleri çok iyi analiz ederek bunları programı tasarlamak ve sunmak için kullanması, hem öğrenciler hem de bu programda ders veren personel için en iyi ve en tutarlı eğitim deneyimini elde etmeye yardımcı olabilir ( O’Neill, 2010).

Görünen o ki gene de bu bağlamda kapsayıcı (inclusive) eğitim programının savunulabilirliğinden söz edilebilir. Kapsayıcı eğitim programı bütün öğrencilere arzu ve niyet ettikleri şekilde bir derse erişim ve katılım imkânı tanıyabilir. Neden kapsayıcı eğitim programı? Geleneksel eğitim programı yaklaşımlarının dezavantajlı öğrencilere odaklandığı ve öğrenciler arası farklılıkları en aza indirmeyi amaçladığı anlaşılır. Ancak bu yaklaşımlar, fırsat sağlamaktan ziyade sorunu ve eksikliği bireyde konumlandırır. Özel eğitim ihtiyacı olan okullar ve bu tür programlar, öğrencilerin durumlarına ve görünür ihtiyaçlarına tepkisel (reaktif) yanıtlar sunabilir. Pek tabii ki bu durum öğrencileri damgalayabilir ve dışlayabilir. Buna karşın kapsayıcı eğitim programı tasarımı sürecinde, öğrencilerin çoklu kimliklerinin tanınması asıldır. Bu, sadece engelli öğrencilerle ilgili değil, tüm öğrencilerin haklarını göz önünde bulundurur. Böylece, kapsayıcı eğitim programı, eğitimsel, kişilik özellikleri, durumsal ve kültürel farklılık boyutlarına odaklanır (Queen Mary Academy, 2020). Eğitim programı modellerinin değerlendirilmesi ve geliştirilmesine gelince Neagley ve Evans (1967, in Munna ve Kalam, 2021) eğitim programını okullar tarafından öğrencilere sunulan planlı deneyimler olarak tanımlar. Bu doğrultuda eğitim programı modelleri, öğretim, öğrenme ve değerlendirme yaklaşımlarının belirgin ve sistemli bir şekilde haritalanmasına yardımcı olan yapılardır. Ancak Ornstein ve Hunkins’ın (2009) eleştirileri doğrultusunda bu modellerin, teknik yönlerin yanı sıra kişisel tutumlar, değerler ve duygular gibi insan unsurlarını karşılanması beklenir. Görüne o ki kapsayıcı bir eğitim programını görece en iyi temsil eden eğitim programı modelinin, "süreç modeli" olduğu söylenebilir. Zira bu model, öğretim ve öğrenim sürecine odaklanarak öğrencilerin farklı ihtiyaçlarını ve beklentilerini dikkate alır. Daha açık olarak süreç modelinin öğrenci merkezli olması, esnekliği öngörmesi, sürekli değerlendirme gerektirmesi, işbirlikçi öğrenmeyi önermesi ve çeşitlendirilmiş içeriği salık vermesi gibi özellikleri kapsayıcı eğitim programını destekler görünmektedir. Özetle süreç modelinin kapsayıcı eğitimi destekleyen bu özellikleri, öğrencilerin çeşitli gereksinimlerini ve yeteneklerini dikkate alarak daha adil ve eşitlikçi bir öğrenme ortamı sağlar.

Bu bağlamda iktidarın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” kapsamında şu sorular sorulabilir: Bu Maarif Modelinin dayandığı bir eğitim programı modeli var mıdır? Diğer bir deyişle bu model hangi eğitim programı modeli temel alınarak geliştirilmiştir? Bu temel model ne denli çağdaştır; çağdaş bireysel ve toplumsal ihtiyaçları ne denli karşılamaktadır? Eğitim programı bir ölçüde ülkenin ihtiyaç duyduğu insan modelini tanımlar. Bu yüzden de toplumun tüm kesimlerinde asgari düzeyde de olsa benimsenip kabul görmesi beklenir. Bu doğruysa sözü edilen Maarif Modeli için de aynı şey söylenebilir mi? Bu sorulara ne yazık ki “evet” diyebilmek mümkün görünmemektedir. Bu nedenle böyle bir program taslağının toplumun tüm kesinlerine sunulması, geniş bir zaman dilimi içinde onların görüşlerinin alınması; bu görüşler doğrultusunda son şeklini alması gerekirdi. Bu yapılmadığından söz konusu modelin ne yazık ki daha baştan benimsenirliği, uygulanırlığı sorgulanır, tartışılır hale gelmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar

Anderson, L. W., & Krathwohl, D. R. (2001). A taxonomy for Learning, Teaching, And Assessing: A Revision Of Bloom's Taxonomy Of Educational Objectives. New York: Longman.

Armstrong, P. (2016). Bloom's Taxonomy. Vanderbilt University Center for Teaching. Retrieved from https://cft.vanderbilt.edu/guides-sub-pages/blooms-taxonomy/

Banks, J. A. (1990). Multicultural education: Development, Dimensions and Challenges. Phi Delta Kappan, 71(5), 372-378.

Erickson, H. L. (2014). Concept-based Curriculum And İnstruction: Teaching Beyond The Facts. Corwin Press.

Ertmer, P. A., & Newby, T. J. (1993). Behaviorism, Cognitivism, Constructivism: Comparing Critical Features From An İnstructional Design Perspective. Performance Improvement Quarterly, 6(4), 50–71.

Giroux, H. A. (1988). Teachers as Intellectuals: Toward a Critical Pedagogy Of Learning. Granby, MA: Bergin & Garvey Publishers.

Hameed, U. ve Hameed, U. ( 2023 ). Curriculum Models. www.drumerhameed.com

Johnson, M. (2015). Implementing the Taba Model of Curriculum in a High School Setting. Educational Leadership, 72(4), 45-51.

Lee, S. (2018). Evaluation of the Taba Model of Curriculum in an Elementary School. Journal of Curriculum and Instruction, 12(3), 36-48.

Marsh, C. J. (1997). Key Concepts for Understanding Curriculum. Falmer Press.

Mishra, M. (uk. ). Models of Curriculum. https://www.slideshare.net/slideshow/models-of-curriculum-25907020/25907020

Munna, A. S ve Kalam, A. (2021). Application of Theories, Principles and Models of Curriculum. International Journal of Multidisciplinary and Current Educational Research (IJMCER), 3(1), 147-153

Neendoor, S. (2024 ). 5 Popular Curriculum Development Models You Should Know. Hurix.com https://www.hurix.com/popular-curriculum-development-models-you-should-know/#tyler

O’Neill, G (2010) . Programme Design Overview Of Programme Models. UCD Dublin . www.ucd.ie/teaching

Ornstein, A., & Hunkins, F. (2009) Curriculum Design. In Curriculum: Foundations, Principles and Issues (181-206). Boston, MA: Pearson/Allyn and Bacon.

Paudel, P. (2022). Models of Evaluating Curriculum for Language Education in Higher Education. WADHARANA : cjwf/0ff[ A Peer-Reviewed, Open Access Journal,7. 147-167

Posner, G. J. (1995). Analyzing the Curriculum. McGraw-Hill.

Queen Mary Academy (2020). A Guide to Inclusive Curriculum and Educational Practice. Queen Mary University of London. https://www.qmul.ac.uk/queenmaryacademy/educators/resources/inclusive-curriculum/inclusive-curriculum-guide/

Smith, J. (2010). The Taba Model of Curriculum: A Comprehensive Approach to Curriculum Development. Journal of Education, 85(2), 67-82.

Tanner, D., ve Tanner, L. N. (1980). Curriculum Development: Theory Into Practice. Macmillan Publishing Co.

Techers. Institüte, (uk. ). Comprehensive Overview of Curriculum Evaluation Models https://teachers.institute/education-nature-purposes/curriculum-evaluation-models-overview/

Tomlinson, C. A., & Moon, T. R. (2013). Assessment and Student Success in a Differentiated Classroom. ASCD. https://files.ascd.org/staticfiles/ascd/pdf/siteASCD/publications/assessment-and-di-whitepaper.pdf

Tyler, R. W. (1949). Basic Principles of Curriculum and Instruction. University of Chicago Press.

Wheeler, D. K. (1967). Curriculum Process. University of London Press.

Wiggins, G., & McTighe, J. (2005). Understanding by design. ASCD https://www.researchgate.net/journal/Colombian-Applied-Linguistics-Journal-2248-7085

Woods, J. D. (1988). Curriculum Evaluation Models : Practical Applications for Teachers. Australian Journal of Teacher Education, 13(1). https://doi.org/10.14221/ajte.1988v13n2.1

[1] Türk Eğitim Sistemi’nde eğitim programı karşılığında tarihsel olarak “müfredat “ terimi kullanılmaktadır. Ancak müfredat, sözcüğün gösterdiği gibi derslerin tek tek (ferd ferd) sıralanmasını ifade eder, dolayısıyla eğitim programını kapsamaktan uzaktır, eksiktir. Oysa eğitim programı; niçin, neyi, nasıl, hangi düzeyde? sorularına yanıt verir. Diğer bir deyişle bir eğitim programı amaç ve hedefleri, bu hedeflerin gerçekleştirilmesini sağlayacak içeriği, bu içeriğin nasıl sunulması gerektiği, son olarak da bu amaç ve hedeflere ne derecede ulaşılacağını belirtmeye yardımcı ölçme ve değerlendirme tekniklerinin bir bütünüdür.