Harun Tepe ile İnsan Hakları Gündemi
1.- Ben merkezli olmama ile insan hakları arasında bir bağ kurar mısınız?
Ben merkezli olmama ile insan hakları arasında doğrudan bir bağ yoktur. İkisi arasındaki ancak dolaylı olarak etik ya da etik olma üzerinden bir bağ kurulabilir. İnsan hakları denilen haklar, eğer gerçekten insan hakları ise etik ilkelerdir. Sadece insan olmayı temele alan, insanın değerini korumaya yönelik olarak türetilen etik ilkeler genel-geçer ya da evrensel olabilir. İnsan hakları bu türden ilkelerdir veya öyle olmaları gerekir.
Ben merkezli olmamadan anlaşılan şey egoist olmama, alturist (özgeci, diğerkâm) olma ise bu, etik eylemin ya da etik olmanın olmazsa olmazıdır. Özgeci olmayan, yapıp etmelerinde hep kendi çıkarlarını merkeze alan bir insanın eylemlerinin etik olması, o kişinin de etik bir kişi olması beklenemez. Etik eylem için ben merkezli olmama yeterli olmasa da, kimi zaman ben merkezli olmayan eylemler de etik olmayabilse de, kişisel çıkarları esas alan, bunun gerçekleşmesi için başka insanları araçsallaştıran (kullanan) eylemlerin etik olması mümkün değildir. Bu tür eylemlerin insan hakları ihlallerine yol açması da şaşırtıcı olmaz.
2- Değerlerle insan hakları arasındabir bağ kurar mısınız?
İnsan hakları insanın değerini koruma talepleridir. İnsan haklarını ihlal eden her eylem insanın değerine zarar veren, insanları harcayan eylemdir. İnsan hakları fikrinin kökeninde insanın değerliliği düşüncesi yatar. İnsan değerli bir varlık olduğu için kimi hakları olduğu düşünülmektedir. İnsanı değerli kılan özelliklerin ne olduğuna ilişkin farklı görüşler olsa da insan hakları fikrinin kökeninde insanın değerli olduğu düşüncesi bulunur. I. Kant’a göre insanı değerli kılan onun akıl sahibi olması ve akıldan gelen bir yasaya göre eylemde bulunabilmesi, İ. Kuçuradi’ye göre insanın değerler, etik ve antropolojik değerler, üretebilmesidir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ise bu özellikler insanın akıl ve vicdan sahibi olmasıdır.
İnsan hakları ise insanın, ama her insanın değerini koruma, insan onuruna yakışır bir yaşam sürmesini sağlama talepleridir. Gerek kişilere eylemde bulunurken gerekse devletlere yasal ve toplumsal düzenlemeler yaparken dayanmaları gereken etik ilkelerdir insan haklar. Kişiler eylemde bulunurken bu etik ilkelere uygun davranırsa, devletler toplumsal ilişkileri insan haklarını esas alarak oluşturursa, insanların ama her bir insanın insan onuruna yakışır bir yaşam sürme şansı artar.
3- İnsan haklarının gelişiminde aile eğitiminin yeri ve önemine değinir misiniz?
Kişilerin karakterlerinin oluşmasında en önemli evrenin çocukluk, özellikle okul öncesi evre olduğu yaygın bir bilimsel görüştür. Kişilik, etik değerleri içselleştirme büyük oranda çocuklukta oluşmaktadır. Bu nedenle etik değerler eğitimi en başta ailede başlar; insana, doğaya ve diğer canlılara saygı büyük oranda aile ortamında öğrenilir. Bu da sözlerden, öğütlerden, tavsiyelerden ziyade davranışlarla olur. Çocuk ebeveynlerinin insan ilişkilerinde etik eylemlerde bulunup bulunmadıklarına bakarak, onları yaşayarak kendi kişiliğini geliştirir, kendisi olur. Bu çocukluk sonrası değerler eğitiminin gereksiz olduğu anlamına gelmez. Sadece çocukluk döneminde aile ortamında yaşanarak öğrenilen şeylerin daha etkili ve kalıcı oldukları düşünülmektedir.
Ailede insan hakları eğitiminden ziyade, dolaylı olarak insan hakları eğitimi de sayılabilecek etik ve değer eğitimi verilir. Ama insan haklarının etik ilkeler olduğu, etiğin değerlere dayandığı, etik ilkelerin de değerleri korumaya yönelik önermeler olduğu akılda tutulursa, aslında her değerler ve etik eğitiminin dolaylı olarak insan hakları eğitimi de olduğu söylenebilir. Değerlere önem verilen, değerli eylemler sergilenen, değerli eylemin ödüllendirildiği bir aile ortamında yetişen bireylerin ileriki yaşamlarında başka insanlarla ilişkilerinde etik davranma, diğer insanların haklarına saygılı olma olasılıkları yüksek olacaktır. Bu da onun insan hakları ihlalleri yapmama konusunda daha duyarlı olmasını getirecektir. Kuşkusuz bu duyarlılığın bilgiyle desteklenmesi, neden insan hakları ihlalleri yapmamaları, neden tüm insanlara saygılı davranmaları gerektiği konusunda kişilerin değer bilgisiyle donatılması gerekecektir.