Türkiye Cumhuriyeti

Fikir Yazıları - Yusuf İpekli

Türkiye Cumhuriyeti

Oldum olası Türkiye Cumhuriyetini T.C. diye telaffuz edenleri sev(e)medim.

Bilen bilir kimlik numaramı söylerken bile Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası derim. Birine kimlik numarası sormuş isem mutlaka Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numaranız nedir, diye sorarım.

Bu bir tavırdır.

Neyin tavrı?

Türkiye Cumhuriyetinden yana, ülkenin birlik ve bütünlüğünden yana, şehit ve gazilerimize olan saygım gereği ve en önemlisi eşsiz, ezeli ve ebedi liderimiz Atatürk'e bağlılığımın bir göstergesi olarak TeCe söylemini reddettim, reddederim.

Bu nedenle,

1. Kendini bilmez hainlerin ve bölücülerin,

2. Yerli iş birlikçilerin,

3. Atatürk düşmanlarının,

4. Cumhuriyet ile hesaplaşmak isteyen sapık zihniyet mensuplarının,

5. Osmanlı ve hilafet hayranlarının,

6. Kendini dev aynasında gören güya sosyalistlerin, salon solcularının,

7. Yetmez ama evet diyenlerin,

8. Siyasi ortamlardan faydalanıp çıkar devşiren soytarıların saldırısına uğradım.

Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün, kim hangi kara propagandayı yaparsa yapsın tavrım nettir. Yanım, yönüm Türkiye Cumhuriyetinden yanadır.

Duyuyorum, ortada höl yok, yumurta yokken nereden çıktı TeCe konusu diyorsunuz?

Açıklayalım.

Akp ne yazık ki, Ulus, Ulus Devlet, Türk, Türkmen, Türkçe, Türkiye kavramlarının içini boşalmış, Türk Silahlı Kuvvetlerini ergenekon, balyoz gibi uyduruk davalarla ve gerekçelerle etkisizleştirmişti.

Arap zihniyetini hakim kılmak için Suriyeli, Afgan, Iraklı arapları ülkeye doldurmuştu.

Eş başkanı olduğu Büyük Orta Doğu projesinin sözcülüğünü üslenmiş, ABD'ye teslim olmuş, saplandığı Suriye bataklığına ses bile çıkaramamıştı.

İşte tam da bu kaotik ortamda okullarda her sabah okunan andımız kaldırıldı.

Oysa AND'ta, "Türküm deniyordu, doğruluğa ve çalışkanlığa vurgu yapılıyordu. Küçükleri korumak ve büyükleri saymaktan söz ediliyordu. Ülkü yükselmek ve ileri gitmek olarak belirlenmişti. Bir adanmışlık söz konusuydu."

Öyle sanıyorum ki, çalışkan olmadıkları, doğruluktan saptıkları, topumun temelini oluşturan ahlaki ve etik değerlerden korktukları için, uluslararası güçlere verdikleri sözler uğruna vazgeçtiler. Doğru doğru her sabah minik yüreklerin Atatürk'e seslenişinden korktular.

Sonra, bakanlıkların, belediyelerin, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının isminde yer alan T.C. ibaresi kaldırıldı. Atatürk adı taşıyan yerler yıkılmaya başlandı. Atatürk adı stadyumlardan, havaalanlarından silindi. Yargı teröristlerin ayağına götürülüp çadır mahkemeleri kuruldu.

Şimdi ise yeni başlangıcın ertesindeyiz. 31 mart yerel seçimleri doğrusu aklı ve izana uygun tamamlandı.

Yeni seçilen belediye başkanları göreve başladıkları gün belediyenin başına yeniden TÜRKİYE CUMHURİYETİ _TC_ yazısını takıyor. Bu davranış devir teslim törenlerine katılan binler tarafından alkış, tezahürat ve coşkuyla karşılanıyor.

Mutluyum, hem de çok mutlu.

Bu ekmek, su, özgürlük, iş, aş, hak, hukuk, adalet, liyakat kadar önemli mi?

Güldürmeyin Allah aşkına Türkiye Cumhuriyeti yoksa, Atatürk yoksa ekmek olacak mı? İş, aş, özgürlük olacak mı? Hak, hukuk, adalet olacak mı? İnsanca yaşama mümkün olabilecek mi?

Elbette ve tek kelimeyle HAYIR!

Şimdi anladınız mı neden (u)mutlu, hatta çok (u)mutlu olduğumu?

Sevinelim, hepimiz hep birlikte çok sevinelim ki, güneş ufuktan daha güçlü doğsun, yarınlar hepimizin için daha aydınlık olsun.

Bu sevinç 2028 seçimlerinin ilk adımı ve başlangıcı olsun.

Türkiye Cumhuriyetinin kısaltılmış hali olan T.C. tabelası hayırlı olsun, uğurlu olsun.