Dalımdaki yük

Fikir Yazıları - Dalımdaki yük ağır. Taşıyamıyorum...

Dalımdaki yük

Yusuf İPEKLİ

Emekli öğretmen

ipekli65@gmail.com

Dalımdaki yük ağır.

Taşıyamıyorum, çünkü emekliyim.

Her sabah yaz saati uygulanmadığı için şafak atmadan kalkıyorum. O market senin bu market benim mekik dokuyorum. Bakıyorum ki; yağ ve sinir oranının oldukça yüksek olduğu kıyma kuyruğu uzamış gitmiş.

Bir yandan üzgün öte yandan sevinç içinde eve varıp yemin billah edeceğim. "Billahi kuyruk uzundu. Üşüdüm. Sıra filan gelmezdi. Çıktım geldim."

"Oh be, hanım inanacak. Başım ağrımayacak! Uzun kuyruk beni sevindirecek. Çünkü cebimde et alacak para yok."

Hay Allah, nasıl da unuttum?

Neyi mi?

Hiç emek harcamadan, bir kuruş prim ödemeden elli seçmenli köye muhtar olan kadar bile maaş alamadığımı...

Bu nedenlerle, geçinemediğim için zekat ve fitrelerinize talibim.

Dalımdaki yük ağır.

Taşıyamıyorum, çünkü kiracıyım.

İkide bir ev sahibi kapıma dayanıyor. "Çık Allah çık." Yahu kış kıyamet, nereye çıkayım, nasıl çıkayım? Çıkmıyorsan üç ayda bir kirayı artır. Bana senin aldığın on bin liradan?

Eskiden üçüncü sayfaları ihanet ve kıskançlık cinayeti haberleri doldururdu. Şimdi ev sahibi kiracı cinayet ve haberleri manşete çıktı manşete.

Dalımdaki yük ağır.

Taşıyamıyorum, çünkü hastayım.

SMA teşhisi aldım. Şekerim var. Tansiyonum yüksek. Kanserim. Kemiklerim eriyor. Kolum kırık. Kalbim tekliyor. Egzamam azdı.

Randevu almak zor. Muayene olmak daha zor. İlaç almak mı, ölüm ölüm.

Sağırım, görmüyor, okuyamıyorum.

İyi ya, biz de görme, okuma, duyma istiyoruz. Görürsen etkilenirsin, okursan bilirsin, duyarsan karşı durur, bana oy ver-mez-sin.

Dalımdaki yük ağır.

Taşıyamıyorum, çünkü yükümün adı TRT.

Geliri,

1. Benim vergilerimle oluşan bütçeden ayrılan paydan,

2. Telefon, televizyon, radyo istasyonu gibi iletişim araçlarından alınan bandrol ücretlerinden,

3. Özellikle devlet bankalarının verdiği yüklü reklam gelirlerinden oluşuyor.

Eee!

Esi şu: "TRT kime ait? Devlete, yani millete..."

Peki TRT kimin televizyonu, kimin kurumu? Kimin sesi, kimin reklamını, niye yapıyor?

Diyet borcundan dolayı mevcut yapının kurumu, koltuk için mevcut yapıya hizmet ediyor.

Gün(ah!)...

TRT, halka ne kadar ilgi gösteriyor, halkın derdini, sorununu ne kadar dile getiriyor?

Hiç kadar?

Var olanı nasıl yok, yok olanı nasıl var ediyor?

Mukemmellik içinde (!)

Kul hakkı mı dediniz?

Geçiniz efendim geçiniz. Mesele kul hakkı olunca katran kazanında fokur fokur kaynayacak o kadar çok insan var ki, liste uzaya merdiven olur.

Dalımdaki yük ağır.

Taşıyamıyorum, çünkü stresliyim.

Öyleyse dal kırılmadan bu kadar yükü nasıl taşıyor?

Direcen* vuruyorlar direcen de, dal var, dal var..

TDK "dal" sözcüğünü iki biçimde tanımlamış.

Birincisi, "Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri."

Bu tanım ilgi alanım dışında.

İkincisi, " halk ağzıda arka, sırt; kol; omuz; boyun, ense."

Şimdi anladınız mı, "yüküm neden çok ağır ve ben bu yük altında neden ezim ezim eziliyorum"?

Açıklama

---------

*Direcen: Yaprak yerine meyve ile örülü olan ağaç dalı kırılmasın diye dala destek olması için yerden dala doğru dikilen ucu çatal mertek.