PROF.DR. TUNCAY DİLCİ İLE ‘’ YAPAY ZEKA VE ETKİLERİ” ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Uğur Özeren:Sayın Prof.Dr. Tuncay Dilci , kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Kayseri Pınarbaşı doğumluyum. Uzmanlık alanım psiko-Pedagoji- Dijital bağımlılık. Halen Cumhuriyet Üniversitesi’nin de öğretim üyesi ve bu alanda arge çalışmaları yapmaktayım. Ülkemizin her köşesinde dijital bağımlılık ve bilinçli dijital nesne kullanımı ile ilgili konferanslar ve bilinçlendirme çabaları içerisindeyim.
Uğur Özeren: Yapay zeka nedir? Gelişim basamakları nasıl oluşmuştur?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin insan benzeri zekaya sahip olma yeteneğini ifade eder. Bu yetenek; kodlamalarla oluşturulmuş algoritmik sistemler bütününü ve insan-vari benzerlik içeren ifade, görüş ve çözümler üreten sistemlerdir.
Gelişim basamakları genellikle şunlardan oluşur:
1. Makine Öğrenimi; Bilgisayarların veri analizi yaparak desenleri öğrenmesini sağlayan bir alandır.
2. Derin Öğrenme; Bu, yapay sinir ağlarını kullanarak karmaşık veri setlerinde otomatik öğrenme ve tanıma yapma yeteneğini ifade eder. Bu durum yüz okuma, insan hareketlerini, jest ve mimikleri tanımlama şeklinde kendini gösterir.
3. Büyük Veri Kullanımı; Yapay zeka uygulamaları genellikle büyük veri setleri üzerinde çalışır ve bu verilerden öğrenir. Bu veriler sistematik olarak çözümlenir ve amaçlar doğrultusunda değerlendirilir.
4. Doğal Dil İşleme; Metin içi bilimsel analizler, çıkarsamalar, yorum ve öngörü odaklı, Metin verilerini anlama ve işleme yeteneği olarak tanımlanır.
5. Özerk Sistemler; veriler üzerinden algoritmik sistemlerle Yapay zekanın, karar alma süreçlerinde insan müdahalesi olmaksızın çalışabileceği sistemlerdir.
6. Yapay zekanın insan vari tutum ve duygusal yaklaşımlarına dönük çalışmalar devam etmektedir.
Bu adımlar, yapay zeka alanındaki gelişim yolculuğunu temsil etmektedir.
Uğur Özeren: Yapay zekanın, programlama ile belirlenen sınırları kullandığını nasıl kotrol edilir?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Yapay zeka programlarının sınırlarını belirlemek için genellikle birkaç yöntem kullanılır:
1. Veri Kalitesi ve Miktarı; Yapay zeka sistemleri, kullanılan veri miktarı ve veri kalitesine bağlı olarak performans gösterir. Dolayısıyla, veri setleri üzerinde yapılan kontroller ve veri kalitesinin sağlanması önemlidir. Bunun için veri toplama araçlarının güvenilir olması gerekir. Aynı zamanda yöntemlerin uygulama biçimlerinin ve süre de dikkate alınmalıdır.
2. Algoritmaların Yetenekleri; Kullanılan algoritmaların sınırları da dikkate alınmalıdır. Bazı algoritmalar belirli tipteki verilerle daha iyi çalışırken, diğerleri için farklı veri yapıları gereklidir.
3. Hesaplama Gücü ve Kaynaklar; Yapay zeka sistemleri, genellikle hesaplama gücüne bağlı olarak performans gösterir. Bu nedenle, kullanılabilir hesaplama kaynakları sınırları belirler.
4. Etik ve Yasal Sınırlamalar; Yapay zeka uygulamalarının etik ve yasal sınırlamaları da göz önünde bulundurulmalıdır. Veri gizliliği, ayrımcılık, güvenlik gibi konular, yapay zeka sistemlerinin sınırlarını belirler.
Bu faktörler, yapay zeka sistemlerinin programlama ile ilgili sınırlarını belirlemede önemli rol oynar.
Uğur Özeren: Yapay zekanın üstleneceği görevlerin artması ile ortaya çıkması muhtemel sorunlar var mıdır? Nasıl etkileniriz?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Yapay zekanın üstleneceği görevlerin artmasıyla beraber bazı önemli sorunlar ortaya çıkabilir. Bunlar arasında:
1. İş Kaybı: Otomasyon ve yapay zeka, bazı işlerin insanlar yerine makineler tarafından yapılmasını sağlayabilir, bu da belirli sektörlerde iş kaybına neden olabilir.
2. Veri Gizliliği ve Güvenliği: Yapay zeka, kişisel verilerin kullanımıyla ilgili gizlilik ve güvenlik endişelerine yol açabilir. Bu, veri koruma yasaları ve etik standartlarının gözden geçirilmesini gerektirebilir.
3. Önyargı ve Adaletsizlik: Yapay zeka sistemlerinin veri eğilimleri, önyargıları ve ayrımcılığı pekiştirebileceği endişesi bulunmaktadır. Bu durum, adalet, eşitlik ve çeşitlilik konularında sorunlar yaratabilir.
4. İnsan İletişimi ve Bağlantısı: Yapay zeka, insanlar arasındaki doğal iletişimi ve bağlantıyı azaltabilir. Bu durum, insan ilişkileri ve empati gibi alanlarda sorunlara neden olabilir.
Bu sorunların üstesinden gelmek için etik standartların, yasal düzenlemelerin ve yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi sürecinde çeşitlilik ve adaletin gözetilmesi oldukça önemlidir.
Yapay zeka uygulamalarının artması, birçok alanda fırsatları beraberinde getirmekle beraber bu yönde büyük etkiler yaratabilir. Öncelikle iş dünyasında verimliliği artırabilir, tıpta daha iyi teşhis ve tedaviler sağlayabilir ve otomasyon sayesinde birçok iş kolunda değişikliklere neden olabilir. Bununla birlikte, etik, gizlilik ve güvenlik gibi konularda da yeni tartışmaları beraberinde getirebilir. Bu nedenle dijital dünyanın getirmiş olduğu yenilikleri ve işleyişi düzenleyici hukuki altyapı sistemlerinin oluşturulması gerekir. Ayrıca, iş gücü piyasalarında ve eğitim sistemlerinde de değişikliklere neden olabilir. Özellikle eğitim sisteminde birey odaklı beyin uyumlu öğrenme alanlarının oluşturulması, bu yönde gerekli yönlendirme ve seçim ya da tercihlerin yapılmasında fırsatları beraberinde getirecektir. Bu nedenle, yapay zeka uygulamalarının gelişimiyle birlikte insanlığın bu değişimlere uyum sağlaması ve etik sorunlara karşı duyarlı olması önemli hale gelmektedir.
Uğur Özeren: Eğitim ve eğitim uygulamalarının gelecekte yapay zeka ile yaşayacağı işbirliği çalışmları ve karşılaşabilceğimiz muhtemel sorunlar neler olabilir?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Eğitim ve eğitim uygulamalarının yapay zeka ile gelecekte işbirliği yapması, birçok avantajın yanı sıra bazı muhtemel sorunları da beraberinde getirebilir.
Avantajlar arasında, öğrenciye özelleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunma, öğretmenlere destek sağlama, öğrenci performansını izleme ve değerlendirme konularında yapay zekanın büyük katkı sağlaması bulunmaktadır.
Ancak, bu işbirliği sırasında karşılaşabileceğimiz potansiyel sorunlar şunlar olabilir:
1. Öğretmenlerin Rolü ve Yeterliliği: Yapay zeka destekli eğitim uygulamaları, öğretmenlerin rolünü ve gerekliliğini değiştirebilir. Bu durum, öğretmenlerin yeterlilikleri ve eğitim sürecindeki rolü konusunda belirsizliklere neden olabilir.
2. Veri Gizliliği ve Etik Endişeler: Öğrenci verilerinin toplanması, saklanması ve kullanılmasıyla ilgili gizlilik ve etik endişeleri ortaya çıkabilir. Bu konuda sıkı yasal düzenlemeler ve etik standartların belirlenmesi gerekebilir.
3. Erişim Eşitsizliği: Yapay zeka destekli eğitim uygulamalarının herkes tarafından erişilebilir olmaması, dijital eşitsizlik ve fırsat eşitsizliği yaratabilir.
Bu sorunların üstesinden gelmek için yapay zeka destekli eğitim uygulamalarının geliştirilmesi sürecinde şeffaflık, adalet, ve çeşitliliğin gözetilmesi önemlidir. Ayrıca, öğretmenlerin eğitimdeki rolünün ve insan etkileşiminin önemini vurgulamak da bu süreçte büyük önem taşır.