PROF. DR. TUNCAY DİLCİ İLE ‘’DİJİTAL BAĞIMLILIK” ÜZERİNE

Fikir Yazıları - Prof. Dr. Tuncay Dilci Uğur Özeren

PROF. DR. TUNCAY DİLCİ İLE ‘’DİJİTAL BAĞIMLILIK” ÜZERİNE

Uğur Özeren:Sayın Prof. Dr. Tuncay Dilci, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Prof. Dr. Tuncay Dilci: Kayseri/Pınarbaşı doğumluyum. Kayseri Lisesi, 1990 mezunuyum. Dicle Üniversitesinden, 19 Mayıs Üniversitesinden, Amasya Eğitim Fakültesinden 1994’te mezun oldum. Belirli bir süre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yaptıktan sonra Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden yüksek lisans ve doktora derecesinde 2009 yılında mezun oldum. 2002 yılında girmiş olduğum Gaziantep Üniversitesi ve Kilis 7 Aralık Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştım. 2010 yılından itibaren Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde görev aldım. Bu sırada bir yıl süreyle Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinde görevlendirmeyle çalıştım. Başlıca uzmanlık alanlarım; dijital bağımlılık, çocuklarda davranış ve duyguların yönetimi, gelişim ve öğrenme psikolojisi… Uzmanlık alanlarımda ilgili son on yıl içerisinde 400.000 kişiye konferanslar ve seminerler vermiş/vermekteyim.

Başlıca patentli çalışmalarım:

  1. DİJİTANALİZ (Bilinçaltı Dijital Bağımlılık Ölçer)
  2. e-KA (Elektronik Kişilik Analizi)
  3. DAMAS (Deprem Acil Müdahale Agi Sistemi)

Kitaplar:

  1. Dijital Bağımlılıkla Mücadele Rehberi
  2. Dijital Diyet Zamanı
  3. Dijitalizm
  4. Dijitist Dünya’da DeğerSizsiniz
  5. Duyguların Yönetimi
  6. Mekan Psikolojisi
  7. Davranışların Bileşenleri ve Duyguların Yönetimi
  8. Çocuklarımızın Karakterine İnşa Ederken
  9. Aile İçi Yaşamın Çocuk Resimlerindeki İzi

Ayrıca yüzlerce bilimsel makale yayımladım.

Uğur Özeren: İnternetin hayatımızdaki yeri arttıkça bağımlılıklar da şekil değiştirdi. Yeni nesil bağımlılık kavramları ve bağımlılıklarda değişti. Dijital bağımlılığı bu bağlamda düşünürsek dijital bağımlılık nedir? Bireyler bu bağımlılığa nasıl yakalanıyor?

Prof. Dr. Tuncay Dilci:Dijital bağımlılık; bireylerin gün içerisinde dijital nesneleri aşırı ve gereğinden fazla kullanarak teknolojik cihazlar veya dijital platformlarla aşırı ve kontrolsüz bir şekilde etkileşimde bulunma ihtiyacı ve bunları bırakmakta zorlanma durumudur. İnternet, sosyal medya, video oyunları, akıllı telefonlar gibi dijital teknolojiler; kullanıcılarına kolaylık sağlar, eğlenceli olduğu kadar bireye sürekli dopamin ve adrenalin içerikli uygulamalar sunarak mutluluklarını her defasında daha fazla seviyeye çıkarma gibi atmasıyla da bağımlılık riskini de beraberinde getirebilir.

Dijital bağımlılık şu nedenlerle ortaya çıkmaktadır: Sosyal medya, oyun veya internet kullanımının cazibesi, sosyal izolasyon, duygusal veya psikolojik problemler, stres, boş zamanın etkili kullanılamaması… Dijital bağımlılık özellikle kırılgan kişilikler, boşanmış aile çocukları, akran zorbalığına maruz kalanlarda daha çok görülen bir dijital nesne kullanım bozukluğu olarak da ifade edilebilir.

Uğur Özeren:Sosyal medya; katılım, açıklık, karşılıklı konuşma, topluluk özellikleriyle öne çıkmış ve kullanımı hızla artmıştır. Günümüzde dijitale bağlı olmak veya bağımlı olmak arasındaki sınır gittikçe aşılmaya başlanmıştır. Dijital bağımlı hale gelen kişilerde "Suskunluk Sarmalı"nasıl ortaya çıkar?

Prof. Dr. Tuncay Dilci:Dijital bağımlılık grubu, “Suskunluk Sarmalı” olarak adlandırılan bir olguyu deneyimleyebilir. Bir kişinin dijital platformlarda geçirdiği sürenin artmasıyla birlikte sosyal izolasyon ve iletişim eksikliği gibi durumları tetikleyen bir döngü olarak karşımıza “Suskunluk Sarmalı” çıkmaktadır. İşte nasıl gelişebileceğiyle ilgili bir örnek senaryo:

  1. Başlangıç: Bir kişi, dijital platformlarda vakit geçirmeye başlar. Bu; sosyal medya, oyunlar veya diğer çevrim içi etkinlikler olabilir.
  2. Bağlantı: Kişi, diğer insanlarla sosyal medya aracılığıyla bağlantı kurar ve çevrim içi etkileşimlerde bulunur. Bu durum arkadaşlarla mesajlaşma, beğeni ve yorumlar gibi etkileşimler içerebilir.
  3. Memnuniyet: Kişi, çevrim içi etkileşimlerden memnuniyet duyar ve bu nedenle daha fazla zaman harcamaya başlar. Dijital platformlar, beyinde ödül mekanizmasını tetikleyerek kişide bir tür bağımlılık etkisi yaratabilir.
  4. Azalan Gerçek Dünya Etkileşimi: Kişi, dijital platformlarda daha fazla zaman harcadıkça gerçek dünya etkileşimlerinden uzaklaşabilir. Yüz yüze sosyal etkileşimler azalır ve sosyal izolasyon ortaya çıkabilir.
  5. Sarmal Etkisi: Kişi, dijital platformlarda daha fazla zaman geçirdikçe sosyal izolasyon artar ve

gerçek dünya etkileşimlerinden uzaklaşır. Bu, “Suskunluk Sarmalı” olarak adlandırılan bir döngüye yol açar.

  1. Olumsuz Etkiler: Sosyal izolasyon ve iletişim eksikliği, kişinin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Depresyon, anksiyete, düşük öz saygı ve diğer psikolojik sorunlar gelişebilir.
  2. Bilinçsizlik: Kişi, zamanının çoğunu dijital platformlarda harcadığından dolayı bu durumun farkına varmayabilir veya bu durumu kabul etmekte zorlanabilir. Bu nedenle dijital bağımlılık döngüsü devam edebilir.

Tabii ki her bireyin deneyimi farklı olabilir ve bu süreçteki adımlar değişebilir. Ancak “Suskunluk Sarmalı” genellikle dijital bağımlılıkla ilişkili bir olgudur ve kişinin dijital platformlarda geçirdiği sürenin artmasıyla gelişebilir.

Uğur Özeren: İletişim, insanoğlunun temel ihtiyaçlarından biri konumundadır. Teknoloji artık yaşamımızda sosyalleşmiş bilgidir. Bağımlı olmadan bu sosyalleşmeyi nasıl devam ettirebiliriz?

Prof. Dr. Tuncay Dilci: Dijital mecralarda özgür yaşam odaklı Özeren’in süreci nasıldır?

Bağımsız Sosyalleşme: Günümüzde dijital mecraların yaygın kullanımıyla birlikte insanlar arasındaki gerçek bağlantılar sıklıkla göz ardı edilmekte ve dijital bağımlılık artmaktadır. Ancak dijital mecralardan bağımsız olarak sosyalleşme, sağlıklı ve anlamlı ilişkiler kurmanın mümkün olduğunu göstermektedir:

  1. Fiziksel Etkileşim İmkânları: Dijital dünyanın ötesine geçerek yüz yüze etkileşimleri teşvik etmek önemlidir. Topluluk etkinliklerine katılmak, yerel kulüplere üye olmak veya spor gibi fiziksel aktivitelerle uğraşmak gerçek bağlantıların kurulmasına olanak tanır.
  2. Dijital Detoks: Belirli zaman dilimlerinde dijital mecralardan uzak durmak gerçek dünyaya odaklanmanızı sağlar. Dijital detoks periyotları, duygusal ve zihinsel refahınızı artırabilir. Böylece sosyalleşmeye daha fazla odaklanabilirsiniz.
  3. Empati ve İletişim Becerilerini Geliştirme: Yüz yüze iletişim, duygusal bağlantıları güçlendirir. Empati geliştirme ve etkili iletişim becerilerini öğrenme, gerçek hayatta daha anlamlı ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir.
  4. Doğa ile Zaman Geçirme: Doğa ile etkileşim, dijital dünyadan uzaklaşmanın etkili bir yoludur. Yürüyüşe çıkmak, kamp yapmak veya doğal güzellikleri keşfetmek sosyalleşmenin keyifli bir yolu olabilir.
  5. Kitap Kulüpleri ve Eğitim Gruplarına Katılım: Kitap kulüpleri veya eğitim grupları gibi topluluklara katılarak ortak ilgi alanlarına sahip insanlarla tanışabilir ve gerçek bağlantılar kurabilirsiniz.

Sonuç:

Dijital mecraların dışında sosyalleşme, insanlar arasındaki gerçek bağları güçlendirebilir. Fiziksel etkileşim, dijital detoks, empati geliştirme, doğa ile zaman geçirme ve topluluklara katılım gibi stratejiler, dijital bağımlılığın etkilerini azaltarak daha tatmin edici sosyal ilişkiler kurmaya olanak tanır.

Uğur Özeren: Dijital bağımlılık süreci nasıldır? Dijital bağımlılık belirtileri nelerdir?

Prof. Dr. Tuncay Dilci:Dijital bağımlılık, dijital cihazları aşırı ve kontrolden çıkarak kullanma durumudur. Bu durum; internet, akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler gibi dijital araçlara olan bağımlılığı ifade eder. Dijital bağımlılığın belirtileri ise şunlardır:

  1. Dijital Cihazları Sürekli Kullanma İsteği: Dijital bağımlılık yaşayan kişiler; sürekli olarak telefon, tablet ya da bilgisayar kullanma isteği duyarlar. Bu araçları sürekli olarak kontrol etmek ve kullanmak onlar için bir dürtü haline gelir.
  2. Kontrolsüz İnternet Kullanımı: Dijital bağımlılık yaşayan kişiler, interneti kontrolsüz bir şekilde kullanır. İnternet üzerinde ya da sosyal medya platformlarında saatler geçirebilirler. Bu durum, zaman yönetimi sorunlarına neden olabilir.
  3. Sosyal İlişkilerde Sorunlar: Dijital bağımlılık yaşayan kişiler, sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşayabilirler. Dijital dünyaya yoğunlaştıkları için yüz yüze iletişimden uzaklaşabilirler ve sosyal etkileşimlere daha az zaman ayırabilirler.
  4. Uyku Sorunları: Dijital bağımlılık, kişinin uyku düzenini de etkileyebilir. Geç saatlere kadar dijital cihazlarıyla uğraşan kişiler, uyku düzensizlikleri yaşayabilirler ve uyku saatlerini kaçırabilirler.
  5. Zihinsel ve Duygusal Rahatsızlık: Dijital bağımlılığa sahip olan kişilerde zihinsel ve duygusal rahatsızlık belirtileri görülebilir. Örneğin odaklanma güçlüğü, huzursuzluk, sinirlilik, anksiyete gibi durumlar yaşanabilir.
  6. Sosyal İzolasyon: Dijital bağımlılık, kişinin sosyal çevresinden uzaklaşmasına neden olabilir. Dijital dünyayla daha fazla vakit geçiren kişiler, sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınabilir ve sosyal izolasyona yönelebilirler.
  7. Okul ve İş Performansında Düşüş: Dijital bağımlılık, okul ve iş performansında da düşüşlere neden olabilir. Dikkatlerinin dağılması, sürekli olarak dijital cihazlara yönelmeleri ve zaman yönetimi sorunları başarılarını etkileyebilir.

Bu belirtiler dijital bağımlılığın en yaygın belirtileridir. Eğer bu belirtileri kendinizde ya da bir başkasında fark ederseniz bir uzmana danışmak önemlidir.

Uğur Özeren: Öğrencilerde dijital bağımlılık nedir? Dijital bağımlılık nasıl ve neden başlar?

Prof. Dr. Tuncay Dilci:Öğrenciler açından dijital bağımlılık; bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tabletler, oyun konsolları gibi dijital teknolojilerin aşırı ve kontrolsüz kullanımı sonucunda ortaya çıkan bir durumu ifade eder. Dijital bağımlılık, öğrencilerin bu teknolojik cihazları sürekli olarak kullanma isteğiyle kendini gösterir ve zamanla bu cihazların kullanımının kontrolünü kaybetmelerine neden olur.

Dijital bağımlılık; öğrencilerin dijital dünyada geçirdikleri sürelerin artmasıyla sosyal ilişkilerinden ve gerçek hayattan kopmalarına sebep olabilir. Öğrenciler; sık sık internet, sosyal medya, oyun veya diğer dijital aktivitelerle meşgul olmaktan dolayı ders çalışma zamanlarını ihmal edebilirler. Bu durum, akademik başarılarını olumsuz etkileyebilir.

Ayrıca sürekli olarak dijital teknolojilerle meşgul olmak, uyku düzenini bozabilir ve obezite gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Dijital bağımlılık, aynı zamanda sosyal ilişkileri etkileyebilir ve öğrencilerin gerçek dünyada sosyal etkileşimlerini azaltabilir.

Öğrenciler açısından dijital bağımlılık sorunları; dikkat eksikliği, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtilerle birlikte başlar ve genellikle yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Bu nedenle öğrencilerin dijital teknolojileri dengeli bir şekilde kullanmayı öğrenmeleri ve zamanlarını yönetmeleri önemlidir.

Dijital bağımlılık, teknolojik cihazların (akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar vb.) aşırı kullanımı ve internetin sürekli olarak kullanılması sonucunda gelişen bir bağımlılık türüdür. Bağımlılığın nasıl başladığı bireyden bireye farklılık gösterebilir ancak genellikle şu şekillerde başlamaktadır:

  1. Merak ve Keşfetme: İnternet dünyasının sonsuz kaynaklarına erişim, kişinin merak duygusunu tatmin etmek ve yeni şeyler öğrenmek için harikadır. İnsanlar yeni uygulamaları, oyunları, sosyal medyalar platformunu veya diğer dijital içerikleri keşfetmek istedikçe zamanla bu keşfetme süreci bağımlılığa dönüşebilir.
  2. Sosyal Etkileşim: Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla insanlar sosyal etkileşimlerini de bu platformlar üzerinden gerçekleştirdiğinden sürekli olarak online olma ihtiyacı hissedebilirler. Arkadaşlarınızla iletişim kurmak, fotoğraf ve paylaşımlarınızı görmek, oyunlarda veya mesajlaşmalarda bulunmak dijital bağımlılık oluşumunda önemli bir rol oynayabilir.
  3. Aşırı Kullanım Alışkanlığı: Belirli bir dijital aktiviteyi (oyun oynamak, video izlemek, sosyal medya kullanmak) sürekli tekrarlamak zaman içinde bu aktiviteye yüksek düzeyde bağımlılık geliştirebilir. İyi bir denge sağlanmadığında kişi dijital etkinliklere olan bağımlılığını arttırabilir ve sürekli olarak internete veya diğer dijital cihazlara ihtiyaç duyabilir.
  4. Duygusal Rahatlama: Dijital cihazlar ve internet; insanlara stresli, endişeli ve sıkıntılı anlarda kullanım veya boş zamanları doldurmak için bir kaçış imkânı sağlayabilir. Problemli duyguları veya zorlukları bastırmak için dijital etkinliklere sığınmak kişiyi daha fazla bağımlı hale getirebilir.
  5. Fiziksel Etkiler: Dijital dünyada geçirilen uzun süreler, beyin kimyasında değişikliklere neden olabilir. Özellikle internet, oyunlar veya sosyal medya gibi etkinlikler ile beyinde dopamin salınımı artabilir, bu durum kişinin haz alma duygusunu daha da yükseltebilir. Bu neden bağımlılık geliştirmek mümkün olur.

Dijital bağımlılığın başlaması genellikle bu faktörlerin bir kombinasyonuyla ilişkilidir. Her bireyin deneyimi farklı olabilir ancak genel olarak dijital bağımlılığın belirtileri bağımlılık sürecini başlatan bir veya daha fazla faktöre bağlıdır.

Dijital bağımlılık; internet, bilgisayar, akıllı telefon gibi dijital teknolojilerin aşırı kullanımı sonucu ortaya çıkan bir bağımlılık türüdür. Bu bağımlılık, bağımlıyı normal hayattan koparıp dijital dünyaya yönlendirir ve dijital aktivitelere sürekli erişim ihtiyacı duymasına yol açar.

Dijital bağımlılığın nedenleri arasında şunlar yer alır:

  1. Yoğun Şekilde Kullanılabilirlik: Dijital teknolojilerin kolay ulaşılabilir olması, her an, her yerde erişim imkânı ile kullanıcılara sürekli yeni içerikler sunması, kişilerin bu teknolojilere daha fazla zaman ayırmasına neden olur.
  2. Sosyal Bağlantı: Dijital ortam, insanlar arasında bağlantı kurma ve iletişim kurma imkânı sağlar. Özellikle sosyal medya platformları kişilerin sürekli olarak sosyal ağlarını güncellemesini ve diğer insanlarla etkileşimde bulunmasını teşvik eder.
  3. Ödül Mekanizması: Dijital teknolojiler, kullanıcıları üzerinde ödül etkisi yaratır. Örneğin sosyal medyada bir beğeni veya yorum aldığında kişi kendisini ödüllendirilmiş hisseder ve bu da daha fazla içerik paylaşma ve takipçi sayısını artırma isteği yaratır.

Dijital bağımlılığın kimlerde görüldüğü konusunda yapılan araştırmalar aşağıdaki gruplarda daha sık görüldüğünü göstermiştir:

  1. Genç Nesil: Gençler, teknolojiye daha kolay adapte olurlar ve dijital aktivitelere daha fazla zaman ayırma eğilimindedirler. Sosyal medyada takipçi sayısını artırmak veya online oyunlarda başarı elde etmek gibi faktörler, gençleri dijital bağımlılığa yönlendirebilir.
  2. İş Dünyası Çalışanları: İnternet ve teknoloji, iş dünyasında vazgeçilmez bir hal almıştır. İş dünyasında sürekli olarak e-postaları kontrol etmek, toplantıları takip etmek veya iş ile ilgili diğer aktiviteleri yürütmek için dijital teknolojilere bağımlılık geliştirmek iş dünyası çalışanlarında dijital bağımlılık riskini artırır.
  3. Depresyon, Anksiyete Gibi Ruh Sağlığı Sorunları Olanlar: Dijital platformlar, insanlar arasında sosyal bağlantı hissi yaratır ve bu da mental sağlık sorunları yaşayan bireyler için bir kaçış veya rahatlama sağlayabilir. Bu nedenle ruh sağlığı sorunları olan bireylerde dijital bağımlılık daha sık görülebilir.

Sonuç olarak dijital bağımlılık; teknolojinin kolay ulaşılabilirliği, sürekli olarak yeni içerik sunma ve ödül mekanizmalarının etkisiyle ortaya çıkan bir bağımlılık türüdür. Gençler, iş dünyası çalışanları ve ruh sağlığı sorunları olan bireyler dijital bağımlılığa daha yatkın olabilir.

Uğur Özeren: Öğrencilerde dijital bağımlılık tedavisi için aileler ne yapmalıdır?

Prof. Dr. Tuncay Dilci:Dijital bağımlılık tedavisi için aileler aşağıdaki bilişsel ve evresel adımları takip edebilir:

  1. Farkındalık Oluşturma: Öncelikle aileler, dijital bağımlılığın zararlarını ve olası sonuçlarını anlamalıdır. Bu bilinci, çocuklara teknoloji kullanımının nasıl dengelenmesi gerektiği konusunda düşünmeleri için kazanmalıdır.
  2. Sınırlama Koyma: Aileler çocuklarına teknoloji kullanımı için belirli sınırlar koymalıdır. Örneğin haftada belirli bir saat boyunca ekran süresi olabilir veya belirli etkinlikler için teknoloji kullanımı sınırlanabilir.
  3. Etkinliklere Katılma: Aileler, çocuklarıyla birlikte teknoloji kullanmadan yapılabilecek etkinliklere katılarak onlara zaman ayırmalıdır. Örneğin birlikte spor yapmak, yürüyüşe çıkmak, oyunlar oynamak gibi etkinlikler aile bağlarını güçlendirecektir.
  4. Alternatif İlgi Alanları Oluşturma: Aileler, çocuklarına farklı ilgi alanları sunarak teknolojiye bağımlılığı azaltabilirler. Örneğin müzik, spor, sanat gibi hobiler çocukların dikkatini teknolojiden başka yönlere çekebilir.
  5. Teknoloji Kullanımıyla İlgili Kurallar Belirleme: Aileler, çocuklarıyla birlikte teknoloji kullanımıyla ilgili kurallar belirlemelidir. Örneğin yemek saatlerinde telefon kullanmamak, yatak odasında telefon bulundurmamak gibi kurallar koyarak teknoloji kullanımını sınırlayabilirler.
  6. Örnek Olma: Ebeveynler çocuklarına teknoloji kullanımında iyi bir örnek olmalıdır. Kendi teknoloji kullanımını sınırlamaya çalışarak çocuklara model olmalı ve zamanın daha verimli nasıl geçirilebileceğini göstermelidirler.
  7. Aile İçi İletişimi Arttırma: Aileler, çocuklarıyla daha fazla iletişim kurmalı ve aile içi iletişimi geliştirmelidir. Sorunları paylaşmak, duyguları ifade etmek ve aile içi bağları güçlendirmek dijital bağımlılığı azaltmada yardımcı olacaktır.
  8. Profesyonel Yardım Almak: Durum ciddiyse aileler profesyonel yardım alabilir Psikologlar veya bağımlılık uzmanları, dijital bağımlılık konusunda ailelere danışmanlık ve tedavi desteği sağlayabilir.

Uğur Özeren: Sayın Prof. Dr. Tuncay Dilci, değerli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem “Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi” adına hem de okuyucularımız adına çok teşekkürederiz.