22 Mayıs 1813’te Almanya’nın Leipzig kentinde dünyaya gelen Wagner, ''müzikli dram'' kavramını yaratarak müziği, dramı ve edebiyatı birleştirmiş ve bu yolla opera sanatında devrim yaratmıştı.
Wagner, küçük yaştan itibaren tiyatroya ilgi duymaya başladı. 1832'de belli başlı eserlerinden ilki olan "Do Major Senfoni"'yi besteledi. 1833'ten itibaren çeşitli küçük tiyatro topluluklarında orkestra şefi olarak çalıştı; 1834'te "Die Feen (Periler" operasının müziğini ve metnini yazdı. Bu eser, o hayattayken hiç seslendirilmediyse de ikinci operası olan ve Shakespeare'in "Kısasa Kısas" oyunundan hazırladığı "Das Liebesverbot" (Yasak Aşk) operası 1836'da Magdeburg'da sahnelendi.
Rienzi operası, Wagner'in Almanya'da adını duyurmasını sağlayan ilk eser oldu. 1843'te Uçan Hollandalı aynı kentte sahnelendi. Wagner, Dresden'de krallık orkestrası şefliğini yaptı. Romantik operası Tannhäuser 1845'te Dresden'de sahnelendiğinde geleneksel formların çok dışında bir eser olduğu için eleştirildi. Buna rağmen Franz Liszt, 3 yıl sonra Weimar'da bu eseri sahneledi ve Wagner'i her zaman destekledi.
İsviçre'de "Der Ring der Nibelungen" (Nibelungen Yüzüğü) adı verilen opera dizisini yazdı.Bu eser 4 ayrı operadan oluşmaktaydı. Eserin Nibelungen yüzüğü adını almasının sebebi ise, hikâyelerin birbirinin devamı olarak yazıldığı bu 4 ayrı operanın art arda sahnelenmesi fikri idi. Wagner , operalarının en uzunu ve en zoru olan "Tristan ve İsolde"'i (1857-1859) yazdı.
1877'de Parsifal operasını yazmaya başlayan Wagner, “saf ırk” konusundaki polemik yaratan yazılarını yayınlamayı sürdürdü. Parsifal, 1882'de Bayreuth'ta sahnelendi. Wagner, 1883 kışını geçirmek için gittiği Venedik'te kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bayreuth'taki villasının bahçesinde kendi adına hazırladığı mezarına gömüldü.
Richard Wagner insanlarda eserleriyle hayranlık, fikirleriyle ise dehşet uyandırmayı sürdürüyor.