24 KASIMA BEŞ KALA...

Fikir Yazıları - Yusuf İpekli

24 KASIMA BEŞ KALA...

Mevcut hükümet ekonomide başarısız. Dış politikada başarısız. Demokraside yok. Sağlıkta sıkıntılı. Çalışma hayatı alt üst. Ancak en başarısız alan hiç kuşkusuz eğitim.

Akp iktidarları 2002 kasımından günümüze kadar görev yapan,
1) Abdullah Gül,
2) Recep Tayyip Erdoğan,
3) Ahmet Davutoğlu,
4) Binali Yıldırım,
5) Recep Tayyip Erdoğan hükümetlerinin 21 yılında;
1) Erkan Mumcu (4 ay),
2) Hüseyin Çelik (6 yıl),
3) Nimet Çubukçu (2 yıl),
4) Ömer Dinçer (18 ay),
5) Nabi Avcı (3 yıl 4 ay),
6) İsmet Yılmaz (2 yıl 2 ay),
7) Ziya Selçuk (3 yıl),
8) Mahmut Özer (1 yıl 10 ay),
9) Yusuf Tekin (halen 5 aydır görevde) olmak üzere dokuz kişiye milli eğitim bakanı olarak görev verdi.

Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Ziya Selçuk artık aktif siyasette değil. Ömer Dinçer cumhurbaşkanının en yakındaki isimlerden biri olup başbakanlık müsteşarı idi. Hüseyin Çelik partinin kurucusuydu. İsmet Yılmaz milli savunma bakanlığı dışında grup başkanlığı bile yaptı. Ziya Selçuk akademisyen olup bir zamanlar MEB'in beyni olan Talim ve Terbiye Kurulu'nun başkanlığını ifa etti. Mahmut Özer ÖSYM başkanlığı ve rektörlük yapması yanında bakan yardımcısı iken bakan oldu. Yasa değişikliği ile bir günde profesör olup kısa süre sonra rektör yapılan Yusuf Tekin MEB'in efsane müsteşarı değil miydi?

Peki doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından bizzat göreve getirilen bakanlar eğitimi neden eğitime muhtaç hale getirdiler?

Sıralayalım.

1) Eğitimi önce tarikat ve cemaatlerin arka bahçesi yaptılar. Sonra tarikat ve cemaatlere teslim ettiler.

2) Kendi çıkardıkları müfredatı bile uygulama dirayeti gösteremediler.

3) Kadrolaşma adına liyakatsiz isimleri göreve getirdiler.

4) Öğretmene güvenmediler. Çünkü öğretmeni yetiştiremediklerini çok iyi biliyorlardı.

5) Dindar ve kindar nesil yetiştirme adına okulları eğitim öğretim mekanı olmaktan çıkarıp adeta cami/mescit konumuna getirdiler.

6) Bilimsel, özellikle biyolojik ve pedagojik verileri umursamadan 4+4+4 gibi ucube bir sisteme teslim oldular.

7) Okul diye yapılan 5/6 katlı, buz gibi binalar çocuğu okuldan soğutmaya devam ediyor.

8) İçi de, içeriği de bomboş olan milyonlarca ders kitabını her yıl yeniden basıyorlar. Kitaplar değersizleşti.

9) Akıl dışı bir kararla akıllı tahtalara trilyonlar harcadılar. Merak uyandıramadıkları için öğretmenler kolaycı, çocuklar pasif hale geldi. İlgi ve yetenekler körelmekle kalmayıp ülkenin kaynakları heba oldu gitti.

10) Uzman öğretmen, baş öğretmen diyerek öğretmenleri böldüler.

11) Kontrolsüz internete engel olamadılar, akran zorbalığı aldı başını tırısa kalktı.

12) Madde bağımlılığı ve okula devamsızlık oranı göğe merdiven dayadı.

13) Proje okulu gibi okul türleri icat ettiler, merdiven altı dersaneciliği hortladı. Özel okulların hiç bir özelliği yok.

14) Bütün bunlar yetmiyormuş gibi neyin ayıbını örteceklerse işi öğretmene önlük giydirmeye kadar indirdiler.

Şimdi 24 kasıma beş var.

Önüne gelen öğretmenlere övgü üstüne övgü düzecek. Tren, uçak bileti indirimi müjdesi verilecek. Salon toplantılarında iki şiir, içi süslü cümlelerle dolu bir konuşma ile eğitimin uçtuğu iddia edilecek.

Karnımız tok, istemiyoruz da gelin şu 4+4+4 uygulamasından vazgeçerek okul öncesini 2, ilkokulu 5, ortaokulu 3 yıl yapın. Liseleri zorunlu olmaktan çıkarın.

Değişin, değiştirin ki; bir milletin geleceği aydınlık olsun; okullar, derslikler sevgiyle dolsun.