HG: Psikodrama hangi davranışlarıincelemektedir.
GÜT:Psikodrama, hayatın kendisini dış dünyanın prototipi olan grup sürecinde sahnelemeyi içerir. Bir grup psikoterarapi yöntemi olan psikodrama sürecinde ana rahminde olmaktan, ölüme kadar her bir yaşam evresine dair yaşantıların, algıların, arzuların, rüyaların, yaşanılanların ya da yaşanmayanların, sahip olunanların ya da olunmayanların… kısaca her şeyin sahnelenmesi mümkündür. Dolayısıyla psikodramanın duygu, düşünce ya da davranış gibi tek bir odağı yoktur. Kişinin sahneye getirdiği her bir öge psikodramanın odağındadır. Bu bağlamda kişi psikodrama sahnesine çocukken yaşadığı bir duygu ya da davranışını getirebileceği gibi bu sahnede aynı dönemler sahip olduğu oyuncak bebeğinin rolüne de girebilir. Psikodrama bu yönüyle kişilere özgürlük alanı tanır, kişiye grup ortamında grup liderinin/psikodramatistin ve diğer grup üyelerinin desteğiyle geçmişe, şimdiye ve geleceğe ilişkin çeşitli rollere girme ve yeni sahneler oluşturma yoluyla yaşantılarını dönüştürme ortamı sunar.
HG: Psikodramada rol kavramının yeri ve önemine değinir misiniz?
GÜT: Psikodramada ele alınan rol kavramını belki de en iyi William Shakespeare’in “Beğendiğiniz Gibi” eserinde somutlaştırmak mümkündür. Shakespeare der ki:
Bütün dünya bir sahnedir...
Ve bütün erkekler ve kadınlar
sadece birer oyuncu...
Girerler ve çıkarlar.
Bir kişi birçok rolü birden oynar,
Bu oyun insanın yedi çağıdır.
İlk rol bebeklik çağıdır,
Dadısının kollarında agucuk yaparken...
sonra mızıkçı bir okul çocuğu...
Çantası elinde, yüzünde sabahın parlaklığı
Ayağını sürerek okula gider...
Daha sonra aşık delikanlı gelir,
İç çekişleri ve sevgilinin kaşlarına yazılmış şiirleriyle...
Sonra asker olur, garip yeminler eder.
Leopara benzeyen sakalıyla onurlu ve kıskanç,
Savaşta atak ve korkusuz,
Topun ağzında bile şöhretin hayallerini kurar...
Sonra hakimliğe başlar,
Şişman göbeği lezzetli etlerle dolu,
Gözleri ciddi, sakalı ciddi kesimli...
Bilge atasözleri ve modern örneklerle konuşur
Ve böylece rolünü oynar...
Altıncı çağında ise palyaço giysileriyle,
Gözünde gözlüğü, yanında çantası,
Gençliğinden kalma pantolonu zayıflamış vücuduna bol gelir.
Ve kalın erkek sesi, çocukluğundaki gibi incelir.
Son çağda bu olaylı tarih sona erer.
İkinci çocukla her şey biter.
Dişsiz, gözsüz, tatsız, hiç bir şeysiz...
Yukarıdaki dizelerin yaşam döngüsünde aldığımız çeşitli gelişimsel rollerin altını çizdiğini görmemiz mümkündür. Esasında psikodrama sürecinin kendisi rol kavramına karşılık gelir. Öyle ki psikodramanın öncüsü olan Jacob L. Moreno psikodrama sürecinde ele alınan eşleme, aynalama ve rol değiştirme olmak üzere her bir tekniği rol gelişimi aşamaları bağlamında ele alır. Moreno bir çocuğun ruhsal gelişiminin aşamalarına paralel olarak rol gelişimin gerçekleştiğini ve bu sürecin beş temel aşmada tamamlandığını öne sürer. Bu bağlamda ruhsal gelişimin aşamalarına göre birinci aşamada çocuk dış dünya ile kendini bir olarak yaşar ve bu dönemde başka bir insanı (anneyi) kendisinin bir parçası olarak algılar. İkinci aşamada çocuk bütün dikkatini, kendisinin bu özel durumdaki yabancı bölümü(anne) üzerinde yoğunlaştırır. Üçüncü aşamada, çocuğun içinde kendisinin yabancı bölümünü oluşturan bu varlık (anne) özel bir yer alır. Bu kendisi de dahil olmak üzere onun bütün dünyasının en ilginç parçasını oluşturur ve sonuç olarak da onu (anneyi) başlı başına bir varlık olarak alır. Dördüncü aşamada ise çocuk, öteki insanın (annenin) rolünü yalnızca kabul etmekle kalmaz, artık aktif olarak kendisini de o role koyabilir ve onu oynayabilir. Son olarak beşinci aşamada, çocuk oynayarak (oyun içinde) ötekinin (annenin) rolünü alır. Böylece ilk kez bu rolden (anne) hareketle kendisinin dışına çıkıp, oradan kendini yaşar. Moreno’ya göre ruhsal gelişimdeki her bir aşama, bütün rol değiştirme sürecinin temelini oluşturur. Bu bağlamda her bir psikodrama tekniği ruhsal gelişim aşamalarına dayalı betimlenebilir. Bu tekniklerden biri olan eşleme tekniği ruhsal gelişimin ilk iki aşamasına denk gelir. Tıpkı bu süreçte bir çocuğun anneden kendisini ayrıştırıp ben olamadığı gibi eşleme tekniği ile de kişi karşıdakiyle tamamen bütünleşir ve o olarak tepkide bulunur. Burada eş, bir grup üyesi ya da eşleme tekniğinde eğitilmiş kişidir, diğer kişinin, protagonistin, rolünü alandır. Bir diğer teknik olan aynalama tekniği ise ruhsal gelişim sürecinin üçüncü aşaması ile benzerlik gösterir. Çocuk bu aşamada kendisini dış çevresinden ayırır ve kendi varlığını dış dünyadan ayrı olarak tasarlayabilir. Bu dönem çocuğun aynaya baktığında aynadakinin kendisi olduğunu algılaması ve buna tepki vermesi ile başlar. Son olarak rol değiştirme tekniği ise ruhsal gelişim aşamalarının dördüncü ve beşinci aşamasında denk gelir. Bu aşamada çocuk, kendisini başkasının rolüne sokar, o rolü oynar, aldığı bu rolde kendisini görmeye, algılamaya yönelir. Rol değiştirmede fiziksel ve duyuşsal olarak da bir yer değiştirme vardır. Bir kişi rol değiştirmeyle diğerlerinin gözleriyle kendisini görür. Bu bağlamda protagonist yeni rolde yalnız kendisine bakmak ve rolünü aldığı kişinin gözüyle olayı görmekle kalmaz, aynı zamanda kendi karşıtının rolünü hem oynar hem yaşar hem de hisseder. Böylece başkasının rolünü alan kişi, rolünü aldığı kişiyi özne, kendisini ise nesne (öteki) olarak yaşar.HG: İç yaşantıyı tekrar yaşam vardır. Bu anlayışın ruhsal yaşam için önemi nedir?
GÜT: Psikodrama süreci kişiye grup ortamında artı gerçeklik ortamı sunar. Bu, danışanın olanı ya da olmayanı sahnede oldurmasına karşılık gelir. Söz gelimi kişi yitirmiş olduğu annesini sahneye getirebilir ya da artık sahip olmayıp da olmak istediği bacağının rolüne girer sahnede. Böylelikle içsel yaşantılarını sahneleme yoluyla tekrar yaşama yoluna girer kişi. Bu durum kişiye bir yönüyle bitirilmemiş işlerini bitirme ve tamamlanma fırsatı sunarken, diğer yönüyle arzularını sahnede eyleme dökme olanağı sağlar. Böylece kişi ruhsal olarak fark eder, değiştirir, dönüşür.
Kaynaklar:
Karp, M. (2013). Yönetici: Eylemde biliş (N. Kalkan Oğuzhanoğlu, Çev. Ed.). M. Karp, P. Holmes & K. B. Tauvon, (Eds.). Psikodrama rehberi içinde (s. 147-167). Nobel.
Özbek, A., & Leutz, G. (2011). Psikodrama: Grup psikoterapilerinde sahnesel etkileşim JL Moreno’ya göre psikodrama. Ayrıntı.
Tauvon, K. B., (2013). Psikodramanın ilkeleri.( N. Kalkan Oğuzhanoğlu, Çev. Ed.). M. Karp, P. Holmes & K. B. Tauvon, (Eds.). Psikodrama rehberi içinde (s. 29-45). Ankara: Nobel Yayınları.