MEB'in Kılıfı

Eğitim Bilimleri - Yusuf İpekli

MEB'in Kılıfı

Okullar açılıyor. Okullar soru(n)larla açılıyor.

Öğrenciler istemeye istemeye, öğretmenler ayakları geri geri gide gele suyu çekilmiş değirmene dönen okulları şenlendirecek (!)

Neden?

Bir öğrencinin okula başlamasının bedeli ağır değil, çok ağır.

Fakirsen devlet okuluna gideceksin. Bunun için yabancı uyruklu öğrencinin az olduğu iyi okul arayışın başlayacak. Buldun buldun bulamadın dizini kırıp oturacaksın.

Arkasından önlük / forma, çanta, hemen hemen hiç kullanılmayan ve/veya kontrol edilmeyen defter, kalem, silgi, boya, yapıştırıcı, cetvel, ayakkabı, suluk, içi boş kalacak olsa bile beslenme çantası... alacaksın.

Köpek kellesi gibi para!

Para.

Ya yoksa...

Merdiven altı, kaçak, kalitesiz, Çin işi / Japon işi, sağlığa zararlı malzemeye mahkumsunuz demektir.

Hani emekli öğretmenim, uzun yıllar okul müdürlüğü de yaptım ya, onlarca telefon geliyor bugünlerde.

"Hocam, bizim çocuğun kaydı şu okula çıktı. O okul çok uzak. Servis paramız da yok. Şu okulu istiyoruz da, elin kolun uzundur, bi yardımcı olsan."

"Hocam, çocuğun kaydının çıktığı okulun tamamı Suriyeli. Her gün kavga, gürültü. Öğretmenler de bıkmış. Ne olur başka bir okul."

"Hocam, ortaokul yok mu buralarda?"

"Hocam, bizim çocuk dokuza gidecek de puanı çok düşük geldi. Acep sağlık okuluna gitse. Bi yardımcı olsan."

Of ki of!

Karı koca çalışan memursan, az çok ticaret yapıyorsan yol taşlı dikenli olsa da istikametin belli: "Özel okul!"

Bir kere özel okul demek boyu aşan para demek. Yok efendim yemek ücreti. Sadece okulda satılan pahalı forma. Servis parası. Piyasanın iki üç katı kitap kırtasiye gideri. Sosyal etkinlik masrafı, falan filan...

Devlet okuluna giden çocuk okula gitmek istemiyor. Çünkü çocuk biliyor ki, okulda öğren(e)miyor, öğrense bile öğrendiği işine yaramıyor. Devamsızlık sorun değil. Sınıfta kalma yok. Çalışan da taktir alıyor, çalışmayan da...

Özel okula giden çocuğun notları obez. Akran zorbalığı, mahalle baskısı, aile kıskançlıkları hat safhada. Öğretmen alımını ucuz iş gücü belirliyor. Etkinlikler boya küpü, makyajlı...

MEB, kıyafet alamayan öğretmenlerin ayıbını örtmek için işin kolayını buldu. Yeni kılıf; "Öğretmenler beyaz önlük giyecek.". Yandaş sendikalara üye ol, üye kal aidatı verdiğin gibi okkalı bir önlük giyme ödeneği verirsen niye giymesin ki!

Gülsem mi, ağlasam mı bilemedim de, keşke MEB atanamayan öğretmenler için de bir kılıf bulabilse. Her yıl milyonlarca sayfa ders kitabının gittiği çöplerin de kılıfını ayarlasa. Özel okul ve kurumlarda çalışan onbinlerce öğretmenin sefalet ücretiyle çalışmasına da kılıf dikebilse. Okul öncesi eğitimden yoksun kalan milyonlarca çocuğu içine alabilecek devasa kılıf oluşturabilse. Keşke MEB, liyakatsiz, usule uygun olsa bile esasa uygun olmayan atamaların da kılıfını izah edebilse. Bile isteye kendi yarattığı öğretmen / imam çelişkisi ve karşıtlığına kelli felli bir kılıf sipariş etse. Her geçen saat ayaklar altına düşen orta öğretimin, iflas eden yüksek öğretimin devasa sorunlarını yok edecek ham maddesi ipek olan bir kılıf geliştirebilse. Cumhuriyet düşmanı tarikat ve cemaatlerin art niyetli planlarını eritecek asit yüklü kılıflar ithal edebilse. Öğretmene itibar kazandıracak kılıflar icat etse. Önü alınamayan, yükselişi durdurulamayan ve yakın gelecekte bir büyük risk oluşturacağı gün gibi ortada duran akran zorbalığını ortadan kaldıracak bir kılıfa imza atsa. Meslek liselerini toplumun ihtiyacı olan ara eleman yetiştirir noktaya getirecek kılıfın adını başarı koyabilse. Matematiği, Türkçeyi, fizik, kimya, biyilojiyi, resim, müzik, beden eğitimini ve en önemlisi Atatürkçü düşünce sistemini önemsemeyen kılıfı yırtıp atabilse.

Bir de minareyi çalanın becerisine ortak olup kendi beceriksizliğini, ayıbını örtmek için de şaşalı bir kılıf bulabilse...

Ne dersiniz?