Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit ile " ANAOKULLARIMIZDA BİRGÜN NASIL OLMALI " üzerine söyleşi

Eğitim Bilimleri - Uğur Özeren

" ANAOKULLARIMIZDA BİRGÜN NASIL OLMALI "

Uğur Özeren: Sayın Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit: Yeniden Merhaba; Ben Osman Basit. Okul öncesi

öğretmeniyim ve okul öncesi eğitimi alanında çalışmalar yürüten bir akademisyenim.

Çukurova Üniversitesi’nden 2009 yılında okul öncesi öğretmeni olarak mezun oldum. Aynı yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nda göreve başladım. Yaklaşık dört yıl çeşitli köy okullarında öğretmenlik yaptıktan sonra Araştırma Görevlisi olarak akademiye geçiş yaptım. Gazi Üniversitesi’nde Okul Öncesi Eğitimi alanında 2017 yılında Yüksek Lisansımı, 2020 yılında da Doktoramı tamamladım. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalında Doktor Öğretim Üyesi olarak çalışmaktayım.

Uğur Özeren: Çocukların gelişim alanlarını düşünürsek çocukların anaokullarında bir günü hangi gelişim alanlarını destekleyecek şekilde planlanmalıdır?

Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit: Öncelikle bu konuda bize yol gösterici olan bir okul öncesi eğitim programı var. 2013 yılında güncellenen okul öncesi eğitim programı biz okul öncesi alanında çalışanların neler yapacağını genel hatlarıyla ortaya koyuyor. Tüm okul öncesi eğitim kurumları hangi kuruma (MEB, ASHB, Üniversiteler, Belediyeler vd.) bağlı olurlarsa olsun bu programı uygulamakla yükümlüler. Bu programda çocukların gelişim alanları bilişsel, dil, sosyal duygusal, motor gelişim ve öz bakım becerileri olarak sınıflanmakta. Biz öğretmenler bu gelişim alanlarında çocukların gelişimlerine katkı sağlamak üzere yine programda belirtilmiş olan Türkçe, matematik, fen, drama, oyun, hareket, müzik, sanat etkinlikleri ile sınıf içerisinde, alan gezileri ve ev ziyaretleri ile de sınıfın dışında eğitim faaliyetleri yürütürüz. Bunun yanında programda aile eğitim ve katılım faaliyetleri yapılması ifade edilmiştir.

Uğur Özeren: Sayın Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit, okul öncesi eğitim kurumlarında çocuklarımız bir günde hangi programlar ile çalışırlar? Yaptıkları çalışmalar öğrencilere neler kazandırır?

Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit: Okul öncesi eğitim kurumlarında aylık planlar yapılır. Öğretmenler sene başında her ay için bir plan hazırlarlar. O ay içerisinde hangi kavramların öğretimi yapılacak, hangi günler kutlanacak, nerelere gezi düzenlenecek, hangi ebeveyn ile ne tür bir aile katılım faaliyeti yapılacak aylık planda yer alır. O ay için seçilen kavram ve kazanımlar için öğretmenler günlük eğitim akışlarını yaparlar. Bu akış içerisinde etkinliklerin çocukların gelişimlerine uygun, oyun temelli ve eğlenceli olmasına ve çocukların etkinliklerde aktif rol almasına dikkat edilir. Örnek vermek gerekirse içinde bulunduğumuz son bahar döneminde kış için turşu kurma telaşı hemen her evde vardır. Turşu kurma konusunda bir ebeveynden yardım istenebilir. Tüm çocuklardan önceden evden gelirlerken birer kavanoz ve havuç, lahana, karnabahar, kornişon, biber, sarımsak gibi turşu malzemeleri getirmeleri istenebilir. Tüm turşu malzemeleri ve kavanozlar çocuklara sunulup hep birlikte turşu kurulumu gerçekleştirilebilir. Peki bu etkinlik çocuklara gelişimsel olarak ne sağlar. Örneğin öğretmen bu etkinliği bir matematik etkinliğine çevirebilir. Havuçların olduğu bir kavanoz, kornişonların olduğu bir kavanoz şeklinde sınıflama kavramını çalışabilir. Dolu boş, az çok, önce sonra, gibi birçok temel matematik kavramını bu turşu etkinliği ile çocuklara kazandırabilir. Okul öncesi eğitim nedir diye soracak olsanız size çocuklara gelişim düzeylerine uygun yaşam deneyimleri sunulan program cevabını veririm. Çocuklara yaparak yaşayarak hayatı öğrenecekleri bir ortam sunuyoruz sınıflarımızda. Sınıflarımızda oyun oynayan çocuklar kazanma kaybetmeyi deneyimliyorlar, oyuncaklarla oynarken sırasını beklemeyi öğreniyorlar, bir parmak oyunu, tekerleme ya da şarkı öğrenirken bilişsel kapasitelerini artırıyorlar, sınıfın içerisinde örtük olarak teşekkür etme, rica etme, yardım etme gibi sosyal becerilerini geliştiriyor, oynadıkları oyunlarda kas gelişimleri ve beden koordinasyonlarını geliştiriyorlar.

Uğur Özeren: Okul öncesi kurumlarda öğretmenlerimiz günlük eğitim akışlarını planlanlarken nelere dikkat etmelidir?

Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit: Günlük eğitim akışlarını planlarken çocukların gelişim alanlarını bütünsel olarak değerlendirip her gelişim alanına hizmet eden etkinliklere yer vermek gerekir. Sadece bilişsel gelişime odaklanılan günlük eğitim akışları sığ kalacaktır. Çocukların motor gelişimleri, sosyal duygusal gelişimleri dil gelişimleri de günlük akış içerisinde ele alınmalıdır. Okul öncesi eğitim kurumlarını diğer eğitim kademelerinden ayıran önemli bir fark bizim sınıflarımızın çocukların rahat hareket etmelerine olanak sağlamasıdır. Etkinlikler planlanırken sadece masa başı etkinlikler değil onlara hareket etme fırsatı sunulmalıdır. Özellikle büyük kentlerde yaşayan çocukların hareketlerinin sınırlı olduğunu düşünürsek motor ve hareket gelişimlerini desteklemek adına olabildiğince okul dışında koşup oynamalarına fırsat vermek gereklidir. Bu anlamda okullarımızın bahçelerinin çocukların gelişimlerini destekleyici öğrenme ortamı olarak düşünüp yeniden gözden geçirmemiz gerekmektedir.

Uğur Özeren: Okul öncesi eğitimde günlük, haftalık ve aylık planlama yaparken aileler ile nasıl bir işbirliği yapabilir? Etkileri nasıl ortaya çıkar?

Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit: Okul öncesi eğitim kurumları aileler ile işbirliğinin en iyi yapıldığı eğitim kademesidir diyebilirim. İyi bir okul öncesi öğretmeni sınıfındaki çocukların ailelerinin tümünü işe koşar. Bir diş hekimi anne sınıfa gelip ağız diş sağlığının önemini doğru diş fırçalamayı anlatabilir mesela. Eğer çiftçi bir aile ise mevsimine göre bir zeytin hasadına sınıftaki çocuklarla birlikte katılabilirsiniz. Marangoz bir babadan sınıfınızın bir eksikliğini gidermesini ve aynı zamanda mesleğinin zorlukları ve güzel yanlarını çocuklara anlatmasını isteyebilirsiniz. Sınıfınıza bazen anne babayı davet ettiğiniz gibi bazen de siz anne babanın işyerine gidebilirsiniz. Örneğin bir fabrika (çocuklar için tehlikelerden arınık olması koşuluyla) ziyaret etmek çocuklara eşsiz bir öğrenme fırsatı sunabilir. Anne babalar dışında diğer aile bireyleri ile de etkinlikler düzenleyebilirsiniz okul öncesi eğitim sınıflarında. Emekli tonton bir dedeyi sınıfa davet edip çocuklara hikaye okumasını isteyebilirsiniz. Yada bir hala/teyzeyi sınıfa davet edip bir enstrümanı sınıfta icra etmesini talep edebilirsiniz. Sınıfta bir anneanne/babaanneyi çağırıp hep birlikte kek kurabiye yapabilirsiniz. Ailelerin çocukların eğitimlerine katılımı hem çocuğa hem de aile bireylerine olumlu etki eder. Aileler sınıfta neler yaptıklarımız hakkında fikir sahibi olurlarsa çocuklarının gelişimlerini evde daha iyi destekleyebilirler.

Uğur Özeren: Anaokullarımızda deney, drama, sanat, müzik, matematik, okuma yazma, oyun, türkçe gibi etkinlikleri ile zenginleştirilmiş gün içi çalışmalar ile neleri daha fazla kazanırlar?

Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit: Okul Öncesi Eğitim Programı bütünsel bir programdır. Çocukların tüm gelişim alanlarına katkı sağlaması hedeflenmektedir. Okul öncesi öğretmenleri çocukların gelişimlerini takip eder eksik yönlerini destekler ve yaşına göre önde oldukları noktaların da ilerlemesini sağlayıcı etkinlikler planlar. Son dönemde giderek azalsa da öncede okul öncesi eğitim kurumlarına bakıcı gözüyle bakılıyordu ve eğitimsel ve gelişimsel olarak yüksek beklentiler yoktu ebeveynlerde. Günümüzde erken eğitimin önemi genel anlamda anlaşıldı diye düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanlığının son dönemde okul öncesi okullaşma oranının arttırılması ile ilgili çalışmaları da bunun bir göstergesi aslında. Çocukların gelişimine okul öncesi eğitimin etkisine geri dönecek olursak okul öncesi eğitim alan ve almayan çocukların arasında ciddi farklılıklar birçok araştırma tarafından ortaya koyuldu koyulmaya da devem ediyor. Öncelikle bahsetmemiz gereken etki akademik başarıya olan etkisi. Eğitim alan çocukların toplam eğitim süresi, üniversite mezunu olma durumları, akademik not ortalamaları okul öncesi eğitimi almayanlara göre daha yüksek seviyelerde. Okul öncesi eğitimin son dönemde önemi daha da ortaya çıkan sosyal duygusal gelişim yönünden de önemli etkileri bulunmakta. Özellikle büyük kentlerde yaşayan çocukların sosyal ilişki kurabilecekleri kişi sayısı oldukça sınırlı. Birçok çocuk aile bireyleri dışındaki kişilerle iletişim kurmuyor. Okul öncesi eğitim kurumları çocukların erken dönemde kişiler arası ilişki kurmasına olanak sağlıyor. Bu ilişkiler çocukların dil gelişimine katkı sağlıyor. Ev dışında kendi işlerini yapan çocukların yemek yeme, el yıkama, diş fırçalama gibi özbakım faaliyetlerini yardımsız yapabilmeye başlıyor. Son olarak okul öncesi eğitim programının oyun temelli olması neticesinde oynadıkları hareketli oyunlarda, atlama, koşma, zıplama, denge gibi kaba motor; kalem tutma, makas kullanma, hamur yoğurma gibi ince motor ve koordinasyon faaliyetleri içerisinde bulunmaları onların psikomotor gelişimlerine de önemli katkılar sunuyor. Erken eğitim sürecinde çocukların herhangi bir alanda gelişim geriliği ya da yüksek potansiyelli olup olma durumları erkenden fark edilip o çocuklara uygun programlar uygulanabilir.

Uğur Özeren: Sayın Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit, değerli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi ailesi adına hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.

Dr. Öğr. Üyesi Osman Basit:

Ben teşekkür ediyorum. Okuyucularınıza, ailelere ve dolaylı olarak da çocuklara faydalı olmasını diliyorum. Görüşmek dileğiyle.