DUYGUSAL ZEKA ve DUYGUSAL OKUR YAZARLIK

Psikolojik Danışma ve Rehberlik - UZM.PSK.DAN.EMİN OKAN OKYAY

DUYGUSAL ZEKA ve DUYGUSAL OKUR YAZARLIK
Aile yaşamı bize ilk duygusal dersleri veren okuldur; yakın ilişkilerin bu potasında, kendimizi nasıl göreceğimizi ve başkalarının bizim hislerimize ne şekilde tepki vereceğini; bu hisler hakkında nasıl düşünmemiz gerektiğini ve tepki verirken ne gibi seçeneklerimiz olduğunu; umutları ve korkuları nasıl okuyup ifade edeceğimizi öğreniriz. Bu duygusal dersler sadece anne babanın çocuklarına doğrudan söyledikleri ve yaptıklarıyla değil kendi hislerini idare edişleriyle ve aralarındaki etkileşim modeliyle de verilir. Bazı anne-babalar üstün yetenekli duygusal öğretmenlerdir, bazıları ise gaddardır. Anne-babaların çocuklarına davranış tarzının katı disipline mi yoksa empatik anlayışa mı, umursamadan mı yoksa sıcak davranarak mı çocuğun duygusal yaşamı açısından derin ve kalıcı sonuçları olduğunu gösteren yüzlerce araştırma vardır. Yine de duygusal zekaya sahip anne ve babaların varlığı başlı başına büyük yararları olduğunu gösteren somut bulgular ancak son zamanlarda elde edilmiştir. Çocuklarıyla doğrudan ilişkilerinin yanı sıra, bir karı kocanın kendi aralarında hisleri ile nasıl baş ettikleri de ailedeki en ince duygusal alışverişleri bile gözden kaçırmayacak kadar akıllı öğrenciler olan çocuklara çok etkili dersler verir.
Duygusal açıdan yetersiz ebeveynlik tarzları arasında en sık rastlanan şu üçüdür. Hisleri tamamen göz ardı etmek. Bu tür anne babalar çocukların duygusal sıkıntılarını ıvır- zıvır ya da dert kaynağı olarak değerlendirerek, kendiliğinden geçmesini beklemeleri gerektiğine inanırlar. Duygusal anları, çocuğa yakınlaşma ya da onun duygusal yeterlilik konusunda bir şeyler öğrenmesine yardımcı olmak için bir fırsat olarak kullanmayı beceremezler. Fazlasıyla serbest bırakmak. Bu tür anne-babalar çocuğun ne hissettiğinin farkındadırlar, ancak çocuk içindeki duygusal fırtınayla nasıl baş ederse etsin hatta, isterse başka birine vursun yaptığı hiçbir şeye karışmazlar. Çocuğun hislerini göz ardı eden tiplerde olduğu gibi, bu anne babalar da çocuklarına alternatif bir duygusal tepki öğretmeye ender olarak kalkışırlar. Tüm rahatsızlıklarını yatıştırmaya çalışırlar ve örneğin üzüntüsünü ya da öfkesini geçirmek için pazarlığa ya da rüşvete baş vururlar. Çocuğu aşağılayıp hislerine saygı göstermemek. Bu tür anne-babalar genellikle çocuğun hiçbir yaptığını onaylamaz, sert bir şekilde eleştirir ve cezalandırırlar. Örneğin çocuğun öfkesini belli etmesine hiçbir şekilde izin vermeyip en ufak bir huysuzluk belirtisinde bile cezalandırmaya yönelirler. Bunlar çocuk bir şeyi kendi açısından anlatmaya başladığı zaman sakın bana karşılık verme diye öfkeyle bağıran anne ve babalardır.
DUYGUSAL OKUR YAZARLIK
Giderek artan sayıda aile artık çocukların hayata sağlam bir şekilde hazırlanmasını sağlayamadığından, çocukların duygusal ve sosyal yeterlilik eksiğinin telafisi için toplumların baş vurabileceği tek yer okul şudur bu çöküş içinde ya da çökmeye yakın olan tüm sosyal kurumların yerini tek başına okulun alabileceği anlamına gelmez. Ancak hemen her çocuk okula gittiğinden okul onlara belki başka hiçbir yerden elde edemeyecekleri temel hayat derslerini sunan bir yerdir. Duygusal okur yazarlık okullara, çocukların sosyalleşmesinde etkisiz olan ailelerin bıraktığı boşluğu doldurmak gibi ek bir görev yükler. Bu çetin görev iki temel değişikliği gerektirir. Öğretmenlerin geleneksel misyonlarını aşması ve yerel toplumun okullarla daha çok ilgilenmeleri. Bu derslerin nasıl öğretildiği, sadece duygusal okur yazarlığa adanmış bir sınıfın olup olmamasından daha büyük bir önem taşıyabilir. Öğretmenin niteliği bu açıdan çok önemlidir, çünkü onun sınıfını idare ediş tarzı, duygusal yeterlilik ya da yetersizlik konusunda başlı başına bir model, fiili bir derstir. Öğretmen bir öğrenciye cevap verdiğinde diğer yirmi ya da otuz çocuk bir şey öğrenir. Bu tür dersleri çekici bulan öğretmenler, bir yerde kendi kendilerini bu iş için seçmişlerdir, çünkü herkes mizaç olarak buna uygun değildir. İlk önce, hislerden söz etmekten çekinmemesi gerekir, her öğretmen bunu kolaylıkla yapamaz ya da yapmak istemeye bilir. Standart öğretmen eğitiminde, bu tür bir öğretme tarzına onları hazırlayan pek bir şey yoktur. Bu nedenle duygusal okur yazarlık programları öğretmen adaylarını bu yaklaşıma alıştırmak için birkaç haftalık özel eğitim verir.