NE SÖYLENECEK; NASIL SÖYLENECEK YAPICI İLETİŞİM

Bilimsel Makaleler - İletişim, insan bireyinin toplumsal ve sıkı ilişkilerle zorunlu bağıntısının bir sonucudur. Yani yaşam iletişim içinde geçer. Ötesi, birey özü ile de iletişim içindedir çoğu zaman; özü ile tartışır, özünü değerlendirir, evren, dünya, insan ve bireyin yakı

İletişim, insan bireyinin toplumsal ve sıkı ilişkilerle zorunlu bağıntısının bir sonucudur. Yani yaşam iletişim içinde geçer. Ötesi, birey özü ile de iletişim içindedir çoğu zaman; özü ile tartışır, özünü değerlendirir, evren, dünya, insan ve bireyin yakın uzak ilişkileri hakkında düşünür. Bu nedenle Wygotsky adlı bir düşünür, dil ve düşünce adlı yapıtında düşünceyi,  DÜŞÜNCE:KONUŞMA-SES olarak belirtmiştir. Burada sözü edilen düşünce de sadece bireyin özü ile ilgili olan değil, genel olarak insan bireyinin aralıksız yaptığı bir ussal etkinliktir. Diğer bir deyişle insan aralıksız düşünür v e aralıksız iletişim içindedir.

Düşünce ve iletişimin en verimli, en sık kullanılan aracı ise dil’dir. Duygularımız da dilselleştirilerek düşünceye aktarılır ise birey ussal, yapıcı, üzerinde düşünülmüş, tüm bedensel tepkilerini denetime almış demektir. Böylesi bireyler, iletişim durumlarında anlamlı, tutarlı, yapıcı ev sonuç alıcı iletişim becerilerine sahip olurlar ve toplumsal, bireysel ilişkilerinde büyük beğeni, saygınlık kazanırlar.

İyi ve becerili insan olarak tanımlanan insanlardır bunlar. 

Dil çok karmaşık bir dizgedir. Üretimi, kullanımı çok sayıda ilişkisel birimleri gerektirir. İletişim bu birimlerden en doğruyu, en uygunu seçme ve kullanma ile ilgilidir. Bu da dilsel iletişimde neyi, nasıl söyleyeceğimiz, aktaracağımız, ileteceğimiz ile ilgilidir.

Dil insanın milyonlarca yılda oluşturup geliştirerek kullandığı bir deha’dır. İnsana sonsuz denecek sayıda olanaklar sunar; yeter ki dilin olanaklarını yeterince ve bilinçli biçimde edinebilelim.

Dildışı iletişim biçimleri de vardır. Ancak bunlar yüzeysel, basit, derinliksiz ve kısa süreli işlevi olan iletişim araçlarıdırlar. Beden dili, kuş dili, işaret dili, duman dili vb.

Dilsel iletişim ise her konuda, en derinlikli, en kapsayıcı, en uzun erimli, en karmaşık konular üzerine yapılabilir. Gündelik iletişim için, gündelik dil ; bilim, sanat, kültür, din gibi konularda, bilim dili ,sanat dili, kültür ve din dili kullanılabilir. Tek koşul, alanın yani iletişim konusunda yeterli kavramsal donanıma sahip olmak. Çünkü beyin kavramlar yaparak ve onları kullanarak düşünür ve bireylerde o kavramlar ile iletişim kurar, tartışır, görüş bildirir, yargı ve kararlar geliştirirler.

İletişim için bunlar yeterli midir? Hayır. Daha başka ve zorunlu kimi olgular da gereklidir. Bunların başında iletişim ortamı bilgisi gelir; ortam bilgisi, iletişimin kurulduğu, dil dışı ortamdır. Yani, iletişimi ortamı bir ev mi, okul mu, cami mi, sempozyum salonu mu, sokak mı, bir kafe mi vb.  ikinci olarak iletişimde bulunan birey ya da bireylere ilişkin bilgi; ki bu bilgiler, bireylerin dil düzeyleri, bilgi düzeyleri, kavram düzeyleri, duyarlı oldukları alanlar vb. Üçüncüsü iletişim süresi, çünkü dilsel iletişim, örneğin 20, 30 dakikayı aştı mı, bireyler yorulmuş ve birbirlerini yeterince anlayacak durumdan uzaklaşmışlardır. İletişim ortamında anlam kayıplar çoğalacaktır demektir.

Diğer yandan, İletişim içinde olan bireylerden biri, iyi niyetli, ussal, çözüm üretici ve yapıcı değilse, zaten orada iletişim olmayacağı için, yapıcı ve üretken bir sonuç da alınamayacaktır. Bu tür iletişim ortamlarından uzaklaşmak en doğru tutum olacaktır.

Görüldüğü gibi, sonuç alıcı, ussal, işe yarar, yapıcı bir iletişim kolay değildir. Özetlersek, kim, kime, neyi, ne amaçla, nerede, nasıl iletecek sorularının iletişim içinde olanların ya önceden ya da iletişim anında sürekli yanıtlaması ve iletişimi ona göre biçimlemesi gerekecektir. Kuşkusuz her iletişim ortamı ve iletişimdeki kişiler önceden belirlenemeyecektir. Ancak, birey öz eğitim ile iletişim becerisini, yukarda belirtilen soruları yanıtlayarak yapay iletişim ortamlarında kendini dener ve geliştirirse, önceden öngörülemeyen iletişim ortamlarında da hızla bu soruları yanıtlayarak, yapıcı, üretken, işe yarar bir iletişim süreci oluşturabilir. Hatta bu tutumu ile iletiştiği diğer kişileri de etkileyerek, onları da olumlu iletişim ortamına çekebilir. Şunu da eklemeliyiz ki; örneğin nerede sorusunun yanıtı bir ev ise; bu kez nasıl bir ev, kimler yaşıyor, aile evi mi, öğrenci evi mi, işçi evi mi vbg. Sorular ayrıntılandırılarak yanıtlanmalıdır.

Son olarak, iletişim insan bireyinin kaçınamayacağı dilsel etkinlikler toplamıdır. Dilsel ve dil dışı yanları vardır. Birey iletişim ortamında yer alan her olguyu bilmeli, iletişim konusu her neyse o konuda yeterli kavramsal birikime sahip olmalı ve dilsel olan ile dil dışı olanları anlamlı ve tutarlı biçimde bir bütünlük içinde kullanma becerisini geliştirmeli ve iletişim de kullanabilmelidir.