Franz Joseph Haydn, 31 Mart 1732 yılında Avusturya’da doğdu. Avusturyalı klasik müzik bestecisi. Hem Mozart’ı hem Beethoven’ı etkilemiştir. "Baba Haydn" olarak bilinir. En çok senfoni türündeki eserleriyle tanınır; bu türde 104 eser verdi. 800'ün üzerinde besteye imza atmış, bunların yanında 450'nin üzerinde şarkının düzenlemesini yapmıştır.
Profesyonel meslek hayatının büyük bir bölümünde zengin Macar Esterhazy Ailesi'nin himayesinde "baş müzisyen" olarak yaşadı. Haydn, Nicolas Esterhazy döneminde saraya köle olarak alındıktan sonra emirler altında müzik yapmaya başladığı ve en canlı eserlerinde bile her zaman bir hüzün barındırdığı bilinmektedir...
Veda senfonisi de Haydn'ın bu zulüme bir başkaldırısı olarak hazırladığı bir eseridir.
Kış mevsimi ile birlikte ailelerini özlemiş olan tüm orkestra üyeleri prens tarafından zorla sarayda tutulmuş ve bu durum Haydn'ı çok kızdırmıştır...Prens, bir akşam da dostlarını konsere davet eder. konserin son parçası, Haydn’ın yeni bestelediği “veda senfonisi” dir. Dinleyiciler, senfoninin o güne kadar dinledikleri eserlere hiç benzemediğini fark ederek şaşırırlar. Ama onları eserin sonunda daha büyük bir sürpriz bekler... eserin birinci bölümü kederli bir hava için sürüp gider. Nefesli sazlardan çıkan sesler dertli bir insanın acı iç çekişlerini andırır. Üçüncü bölümde ise sazlar birden coşup öfkeli bir kimsenin çevresindekilere isyan edişini hatırlatan ilgi çekici bir melodiyi çalmaya başlamışlardır. Sonra birden bire sazların hepsi susuverir ve yine ağır bir parça başlar...
Bu son parçada işleri biten müzisyenler, sazlarının başındaki mumu söndürüp yavaşça salondan çıkarlar... sonunda salonda iki kemancıyla Haydn kalır. Kemancılar da gidince Haydn başını nota sehpasına dayanıp sessizce oturur ve beklemeye koyulur. Biraz sonra da prens, senfoninin manasını anladığını, ertesi gün tatile başlayabileceklerini söyler.
Orada kaldığı süre içerisinde birçok orkestra şefi olarak birçok konser ve opera idare etti. Diğer bestecilerden uzak ve münzevî bir yaşam sürmesi, dönemin müzikal akımlarından farklı, özgün eserler ortaya koyabilmesine yol açmıştır. Bu durumu şu sözleriyle ifade etmiştri: "Münzevî bir hayat sürdüm. Etrafımdaki hiç kimse, beni benim kadar şaşırtamaz ve hiç kimse bana benim kadar ıstırap veremez. İşte bu yüzden farklı ve özgün olmak zorundaydım."
1797 yılında Kutsal Roma Kralı Franz II için bir beste hazırlamıştır. Yazmış olduğu besteden Avusturyalı Lorenz Leopold Haschka ilham alıp, Gott! erhalte Franz (Tanrı Franz'ı korusun) şiirini yazmıştır. Bu beste Habsburg monarşisi'nin 1918'deki yıkılışına kadar kullanılmış olup, 1. Cumhuriyet (1918 - 1919)'de de kullanılmıştır. 1841'de Alman şair August Heinrich Hoffmann von Fallersleben'in yazdığı Das Lied der Deutschen (Almanlar'ın Şarkısı)'nı bestelemiştir. 1922'de formu değiştirilerek sonradan Almanya'nın millî marşı haline gelmiştir.
10 Mayıs 1809, Napolyon orduları Viyana kapılarına, bombalardan biri Haydn’ın evinin dibine kadar gelmiştir. Bombardımanın ardından Haydn da yatağa düştü.31 Mayıs 1809 öldü.