“Hibrit Okul ve Hibrit Eğitim Liderliği”

Eğitim Bilimleri - UĞUR ÖZEREN

“Hibrit Okul ve Hibrit Eğitim Liderliği”
Uğur Özeren: Sayın Prof. Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ: Köyde öğretmenlik ile başlayan, Bakanlıkta eğitim uzmanlığı, şube müdürlüğü ve sonrasında akademisyenlik ile devam eden eğitmenlik yolculuğum, Öğretmen akademisi Vakfı’nda uzman eğiticilikle çeşitlenmiş, bu vesile ile ülkemizin her şehrinde binlerce öğretmenin kendi okullarında 2-3’er günlük, sınıf yönetimi başlığındaki konular üzerine, bunun yanı sıra okul yöneticileri ve eğitim müfettişlerinin de hizmet içi eğitimlerinin gerçekleşmesinde fiilen katkıda bulunmuş biri olarak kendimi tanıtmam sanırım kısaca olur.
Uğur Özeren: Sayın Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ, dünyadaki tüm ülkelerde covit19 ile eğitim-öğretim literatürümüze ‘’Hibrit eğitim ve Hibrit Eğitim Liderliği’’ kavramı yaşamımıza girdi. ‘’Hibrit Eğitim Liderliği’’ hakkında neler düşünüyorsunuz?
Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ:“Her sorun en az bir fırsat doğurur” sözünden yola çıkarak salgın ve eğitim yan yana getirildiğinde ve yaşananlar analiz edildiğinde önümüze çıkan fırsatlardan birinin de hibrit eğitim olduğu kolayca görülebilir. Hibrit eğitim, birkaç farklı eğitim modelinin bir arada uygulandığı bir eğitim modelidir. Hibrit eğitimde farklı modellerin üstün özellikleri bir arada değerlendirilerek daha başarılı bir eğitim çıktısı elde edilmesi amaçlanır. Geldiğimiz durumda yapılmak istenen, uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitimin güçlü yanlarını birleştirerek yeni bir model çıkarmak. Pek çok ülke de bu durumu değerlendiriyor. Bu durumu eğitimdeki sıkışmışlığı çözücü bir unsur olarak da ele alanlar var. Bence de bizde bu durum çok iyi analiz edilmeli ve değerlendirilmelidir. Yani internet ve bilgisayar aracılığı ile öğretimin ne kadarını nasıl hallederiz? Öte yandan çok büyük bir yapılanma olan okulun fiziksel alanlarını başka nasıl değerlendirebiliriz? Ve bu bütünleşmeden daha verimli ve etkili bir sonuç çıkar mı? Arayışlar da bu yönde sanırım. Bu amaçla birtakım düşüncelerin oluştuğu söylenebilir. Bu düşüncelerin uygulamada nasıl olacağına ilişkin tartışmalar devem ediyor, etmeli de. Böyle bir durumda 40 kez ölçmeli ve bir kez kesmeli. Atılacak yanlış bir adımın telafisinin zor olacağını düşünüyorum.
Uğur Özeren: Okullarımızda kurulması gereken kurullar ve kurullardaki iş bölümünü ‘’Hibrit Eğitim liderliği’’ kapsamında değerlendirirsek neler olumlu etkilenecektir? Planlama Yaparken neleri dikkate almamız gerekecektir?
Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ:Yeni bir modelden söz ediyorsak bunun örgütlenme aşamasının da ayrıca ele alınması gereği ortaya çıkar. Bu modelin yönetimi eski iş bölümlerinin gözden geçirilmesini, belki de bazılarının kaldırılmasını ve yeni iş tanımlarının yapılmasını gerektirebilir. Söz gelimi uzaktan eğitimi yönetecek ayrı bir yönetici gerekebilir. Bu yöneticinin temel vasıfları uzaktan eğitim uzmanlığı olabilir. Yani hem bilgisayarlı eğitimi hem de eğitim yönetimini bilen yöneticilere ihtiyaç olabilir. Oluşturulacak modeli öğretmenler uygulayacağı için öğretmenlerin de bu modelde nasıl davranacakları çok iyi tarif edilmelidir. Sadece sanal sınıflarda ders anlatmak doğru bir yaklaşım mıdır? Bilgisayar teknolojisi gibi sınırları çok zorlayan bir yapıyı en verimli ve etkili kullanmanın yollarını nasıl devreye sokacağız? Öğrencileri pasif alıcılıktan çıkarmak nasıl olacak? Öte yandan okullar sanal sınıfların yanında nasıl bir role sahip olacaklar. Derslerin uygulama alanlarına mı dönüştürülecek ya değilse sanal sınıfların sayesinde yüklerini hafifletmiş mi olacaklar? Bu soruların cevapları oluşturulmaya başlandığında örgütleme süreci de başlar. Mevcut işleyişte nelerin devam ettirileceği, nelerin sonlandırılacağı veya nelerin yeni oluşum içerisinde var olacağı belirlenir.
Uğur Özeren: ‘’Hibrit Eğitim Liderliği’’ anlayışını okul veli iletişimi için nasıl etkili kullanabiliriz?
Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ:Benim veli okul iş birliği bağlamında savunduğum şey, model ne olursa olsun, öğretmen tarafından veli eğitimlerinin yapılması gereğidir. Hibrit eğitim modeli bağlamında, önce öğretmen ne yapacağını bilecek sonra da veliye düşen sorumlulukları anlatacak, öğretecek demektir. Böylece öğretmen hem veliye karşı uzmanlığını göstermiş, algı oluşturmuş olacak hem de veliden istediği davranış ve destekleri sağlamış olacaktır. Öte yandan salgın döneminde uzaktan eğitimde velilerin yaşamış oldukları sıkıntılar oldu. Alt yapı sorunu yaşayan aileler ve internete erişemeyen çocuklar basında ve sosyal medyada sıkça konuşuldu, izlendi. Durumların normal kabul edildiği yerlerde ise öğretim işleri genellikle ailelerle beraber gerçekleştirildi. Ancak ailelerin sorumluluğu ve onların neler yapması gerektiği konusunda sistematik bir uygulamaya gidildiğini hatırlamıyorum. Genelde uzaktan eğitim içerikleri hazırlanmasına ve bu içeriklerin dijital ortamlara aktarılmasına yoğun bir çaba harcandı. Velileri geçtim, öğretmenlerin bile bu süreçte görev ve sorumluluklarının ne olması gerektiğine ilişkin net bilgiler oluşturulamadığı için bir kargaşa oluştu. Bu durum TEDMEM’in 2020 raporunda da belirtilmiştir. Eğitim-öğretim işlerinin tamamı evde, diğer deyişle evde okul durumu oluştuğundan velilere başkaca görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. Bunlar arasında veli-öğretmen iletişiminin sürekliliği, teknik destek, öğrencilerin sosyal medya aracılığı ile sınıf arkadaşlıklarının devam ettirilmesinin sağlanması, spor ve sanatsal faaliyetler gibi durumlar söylenebilir. Hibrit eğitim modellerinde de bu veya benzer durumlar velinin sorumluluğu içinde yer alacaktır. Ancak modelin içinde bu duruma özellikle yer verilmesi velinin rol ve sorumluluklarının belirlenmesi ve uygulamada öğretmenler tarafından izlenmesi sağlanmalıdır.

Uğur Özeren: Öğrencilerimizi yarına hazırlarken onların Hibrit Öğrenme ve Hibrit liderlik becerilerini nasıl geliştirebiliriz? Bunun için öğretmenlerimiz ve öğrencilerimize önerileriniz neler olabilir?
Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ:Hibrit eğitim modellemesi ile hem çevrim içi hem de yüz yüze eğitimin güçlü yanlarını birleştirip alternatif bir eğitim modeli oluşturma amacı güdülüyor ya da güdülmesi gerekiyor. Öyleyse her iki durumun güçlü yanlarına odaklanmak güçsüz yanlarını ise uygulamalardan uzaklaştırmak gerekir. Böylesine bir model tasarlanırken geleneksel düşünce kalıplarından uzaklaşmak bir yerde risk almak gerekmektedir. Endişelendiğim, bu durumun iş yükünü ve okuldaki sistemsiz uygulamaları kolaylaştıracak bir araç olarak görülmesi. Söz gelimi okullarda uygulanmakta olan ders yapma durumlarının hiçbir değişikliğe uğramadan bazen evde bazen okulda devam ettirilmesi gibi. Bazı derslerin evde bazılarının okulda yapılması hibrit eğitim modelinin temel anlayışı ile çelişiyor. Hibrit eğitim modellemesi ile bireyselleştirilmiş eğitim uygulamaları düşünülmeli, teori-uygulama etkinliklerine yoğunlaşmalı, öğrencilerin kendilerini gerçekleştirmelerine olanaklar sağlanmalıdır. Bu nedenle öncelikle bu işin akademisyenleri ve uzmanları ile programı hazırlanmalı, uygulayıcıları yetiştirilmeli ve oldubittiye getirilmeden uygulama bir plan dahilinde geliştirilerek genişletilmelidir. Okullarda yer alan her bir ders önemlidir. İnsanı bütünde değerlendirmek ve güçlendirmek için dersler oluşturulmuştur. Sınava odaklı öğretim, derslerin önemini farklılaştırmış öğrencilerin sosyal ve ruhsal yanlarına değinen dersleri önemsizleştirmiştir. Umarım bu anlayış hibrit eğitim uygulamasına geçmede baskın olmasın, temel felsefenin dışına çıkıp günü kurtarma olarak belirlenmesin. Hibrit eğitim, öğrencilerin evde daha çok araştırma yapmalarına, bilgiyi analiz, sentez ve değerlendirme boyutlarında ele almalarına olanak sağlamalı. Öğrencilerin yüz yüze oturumlarda yaptıklarını paylaşacak ortamlar düşünülmeli, etkinlik ve oyunlarla sosyal becerileri güçlendirilmeli ve öğrendiklerini uygulama fırsatları yaratılmalıdır. Hibrit eğitim anlayışı ile fiziksel-dijital, akademik-akademik olmayan, çevrimiçi-çevrimdışı, resmi-resmi olmayan, bireysel-kolektif, öğrenme-öğretme ve eğitimdeki geleneksel ayrımları aşmak, atlatmak veya alt üst etmek için aktif olarak çabalayan eğitimsel tasarım kalıplarının kullanımı kastediliyor. Bu uygulamada sitem yaklaşımı, eleştirel pedagoji, risk alma, deneyimleme, keşfetme ve empati gibi yaklaşımlara dayanan bağlantılar yer almaktadır. Kendi gerçeğimizden hareket ilkesiyle oluşturulacak hedeflerin ve ilkelerin tutarlı bir biçimde modellenmesi gerekiyor. Böylece öğrenciler, kendi kendilerine, kendi zaman ve ihtiyaçlarına göre öğrenme, zamana ve mekâna ihtiyaç duymadan istedikleri biçimde bilgiye ulaşma olanaklarına kavuşmuş olurlar. Bununla birlikte, öğretmen, öğrencilere rehberlik etmek ve onları tutarlı bir şekilde yönlendirmek durumundadır. Öğretmen, senkron ve asenkron öğrenmeyi bir arada düşünecek planlamalar yapmalıdır. Öğrencilerin düşünce oluşturmalarına ve sunmalarına, kişisel ilgi alanlarını fark etmelerine, bağımsız öğrenme fırsatlarını yakalamalarına teşvik edilmesi amaçlanmalıdır. Öğrencilere geri bildirim verme ve onların ilerlemelerini kontrol etme yine öğretmenlerin yapmaları gerekenleri arasındadır.
Uğur Özeren: Sayın Prof. Dr. Tuncay Akçadağ, değerli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi ailesi adına hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.