Sanat Eğitimine Giden Yolda Sanâyi-i Nefîse Mektebi ve Önemi
Öz
Bu yazıda, Türk maârifinde sistemleştirme ve kanunlaştırma çalışmalarına öncülük eden dönemin maârif nazırlarının eğitim faaliyetleri ve sanat eğitimi açısından Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nin öneminden söz edilecektir.
Anahtar sözcükler: Sanâyi-i Nefîse Mektebi, İnâs Sanâyi-i Nefîse Mektebi
Yeni Birey Tipi Özerk İnsan
18. yy’da yeni birey tipi, özerk insanın doğuşuna yol açmıştı. Marks, özerk insanın bir yandan feodalizmin toplumsal formlarının çözülmesinin, bir yandan da 16. yy’dan beri gelişen yeni üretim güçlerinin ürünü olduğunu söyler (Timur, 2002). Pozitif felsefenin kökenlerinin düşünsel tanısı, ana düzen ve ilerlemenin karşılıklı gerekliliğidir (Yıldırım, 2016). Descartes ve Newton ile temellenen bilim devrinde ortaya çıkan barok bahçeler, insanın doğayı matematiksel araçlarla bir bütün olarak kavrayabileceğinin göstergesiydi. Eldem, 18. Yüzyılı, Osmanlı Dünyasında değişimin farkına varıldığı dönem olarak tanımlar (Gürkaş, 2009). Bu yazıda toplumsal yeniliğin, kültürel değişimlerin ve sanatın eğitim programlarına yansıtıldığı Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nin Türk eğitim tarihindeki önemine değinilecektir.
18. yy’da Avrupa’yla kurulan ilişkiler sonrasında mimarlık, minyatür, şiir gibi sanat dalları arasında belirgin bir Batı etkisi kendisini gösterir.18. yüzyılın ilk yarısında hayat bulan Lâle Devri, bu devirde Fransa’ya gönderilen Yirmisekiz Mehmet Çelebi ile birlikte “Batılılaşma” sürecinin başlangıcı kabul edilir. Lâle Devri, sanata ilginin yoğun olduğu bir dönemdir. Devrin şiir alanındaki temsilcisi Nedim’dir (Bulut, 2001). Sultan II. Osman döneminde yenileşme yönünde atılan adımlar, hızla ilerleyip bilime, eğitime ve sanata yönelmenin önemi kavranır (Yaşaroğlu, 2013). Osmanlı’nın kültür üretiminin en yoğun bu çağı, III. Ahmet ve Nevşehirli İbrahim Paşa’nın yenileşme faaliyetleriyle Lâle Devri’nin sonuna kadar devam eder (Kuban, 2018).
18. yy’dan itibaren yenilikler, Sultan III. Selim Dönemi’nde (1789-1807) “yeni düzen” ile birlikte belirginleşir (Cücük ve Doğan, 2020). II. Mahmud döneminde Mühendishane-i Berri-i Hûmayun ve Mühendishane-i Bahri-i Hûmayun’un adlı askeri okulların eğitim programında, resim derslerinin yer alması resim sanatının gelişimesine büyük katkı sağlar. Sultan II. Mahmud (1808-1839) devrinde çağdaş anlamda eğitim veren Harbiye, Tıbbiye, Bahriye okulları açılır. Sultan II. Mahmud’un, kendi portresinin Bab-ı Âli ve tüm devlet dairelerine asılmasını buyurması, resmini taşıyan Tasvir-i Hümayun nişanını Şeyhülislam’a ve devletin diğer ileri gelenlerine vermesi de Osmanlı İmparatorluğu’nda Batılı anlamda resim sanatının gelişmesinde bir dönüm noktası olarak görülür (Renda, 2000: 449; Kılıç, 2010: 11; Sinanlar, 2008: 6; akt., Tunç, 2018).
Sultan II. Mahmud’un ardından tahta geçen oğlu Sultan Abdülmecid döneminde 3 Kasım 1839 tarihinde ilan edilen Tanzimat Fermanı ile yenilik hareketi zirveye ulaşır. II. Mahmud, Tanzimat Fermanı’nda mührü olan padişah olmasa da Tanzimat’ın hazırlayıcısıdır (Tunç, 2018). Tanzimat’ın ilanıyla oluşturulan “ikinci yeni düzen” Osmanlı eğitim modernleşmesini anlamlandırabilmek için önemli bir bağlam sunar (Cücük ve Doğan, 2020).
Kurumsal Çağdaşlaşma
Sultan II. Mahmud, Rauf Paşa, Sultan Abdülmecid, Mustafa Reşit Paşa
Sultan II. Mahmud 1824’te İstanbul ve çevresi için ilköğretim zorunluluğu ile ilgili ferman yayımlar. Bu fermanda, çocuklara ilk kez, Dünya’ya yönelik bilgi ve becerilerin verilmesinin önemini vurgulanır. 1838’de Sultan II. Mahmud tarafından Rüşdiye Mektebi adıyla okullar açılır (Binbaşıoğlu, 1995). II. Mahmud ve Sadrazam Rauf Paşa eğitim alanında değişimin çarklarını hızlandırırlar. Sadrazam Rauf Paşa, III. Selim, II. Mahmud ve Abdülmecid gibi yenilik yanlısı padişahlarla çalışır (Doğan, 2019). Sultan II. Mahmud döneminde, mimarlık okulunun açılması da gündeme gelir (Mert, 1998). Rüşdiye mekteplerinin ilk örnekleri, Mekteb-i Maârif-i Adliye ve Mekteb-i Ulûm-ı Edebiye-i Adliye sivil alanda açılan ilk çağdaş eğitim kurumlarıdır (Demirel, 2012). Avrupa’ya öğrenci gönderilir (Binbaşıoğlu, 1995).
Mustafa Reşit Paşa, II. Mahmud zamanında önemli görevler üstlenmiş, Abdülmecid döneminde sadrazamlık görevini yürütmüştür. Batıda olduğu gibi eğitim, öğretim sistemini, ilk, orta ve lise olarak üç kademede planlamak için Mekâtib- Umumiye Nezareti ve bir Meclis-i Maarif kurulmuştur. Mustafa Reşit Paşa, aydınların bir araya toplandığı Encümen-i Daniş’in kurulmasını sağlamıştır. Encümen-i Daniş’in başlıca görevi, okullarda okutulması için Türkçe ders kitapları yazmak ve tercüme etmektir (Yıldırım, 2016)
Maârif Nazırı Ahmed Kemal Paşa, Maârif Nazırı Saffet Paşa ve 1869 Maârif-i Umumiye Nizamnamesi (Genel Eğitim Yasası)
Maârif Nazırı Ahmed Kemal Paşa, dört farklı saltanat (Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz, V. Murad, Sultan II. Abdülhamid) dönemini kapsayan süreçte, eğitim reformu girişimleri için öncü çalışmalar yürütür (Cücük ve Doğan, 2020).
Maârif Nazırı Saffet Paşa zamanında 1869 Maârif-i Umumiye Nizamnamesi (Genel Eğitim Yasası) eğitim alanında yapılan en büyük reformdur (Demirel, 2012; Binbaşıoğlu, 1995). Bu Nizamname, Türk maârifinde sistemleştirme ve kanunlaştırma hareketinin ilkidir. Bu Nizamnamenin bir başka önemi de öğretmenliğin ilk kez meslek olarak kabulünü sağlamasıdır (Binbaşıoğlu, 1995). Ayrıca bu yasayla Rüşdiye ve Darülmuallimin gibi üst düzeydeki devlet okullarının öğretim programlarına resim dersi eklenir (Tunç, 2018).
Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Selim Sabit Efendi, Tahsin Efendi, Ebüz’ziya Tevfik
Mekteb-i Harbiye kökenli, Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, çağdaş bilim ve teknikleri Avrupa’dan Osmanlı’ya aktarmak için Paris’e gönderilen subaylardandır. Paris dönüşünde Mekteb-i İdadi’de matematik ve Mekteb-i Fünun-ı Harbiye’de fizik öğretmenliği yapar (Polat, 2019). Dârülfünun’da eğitim vermek amacıyla Selim Sabit Efendi ile İstanbul Dârülfünûn (İstanbul Üniversitesi) ilk müdürü Hoca Tahsin Efendi de bu dönemde Fransa’ya eğitime gönderilir (Kula, 2019). Osmanlı devletinde gazeteci ve yayımcı Ebüz’ziya Tevfik ise Türkiye’de matbaacılığı sanat haline getirir (Yavuz, 2019).
Sanâyi-i Nefîse Mektebi, Sultan Abdülaziz’in Eğitim Reformları, Maârif Nazırı Münif Paşa, Osman Hamdi Bey
Korlaelçi’ye göre “Pozitivizmin Osmanlı’da doğuşu, edebiyat akımlarının, fen bilimlerinin, Fransızca eğitim öğretim uygulayan okulların, Avrupa’ya eğitim yapmaya gönderilen öğrencilerin, eğitim kurumlarına gelen yabancı uzmanların ve çevirilerin önemli yeri vardır. 1843’de Münif Paşa’nın Fenelon, Fontenelle ve Voltaire’den; Şinasi’nin Lafontaine, Racine ve Lamartine’den yaptığı çevirilerin Osmanlı’da pozitivizmin oluşmasına etkili olduğu belirtilebilir (akt., Yıldırım, 2016).
Sultan Abdülaziz döneminde de eğitim reformları ön plandadır. İstanbul’da Galatasaray Mektebi Sultanisi (1869), Darüşşafaka Lisesi (1873) gibi kendisinin döneminde açılan sivil eğitim kurumlarında, resim derslerine ağırlık verilir (Altınkaya Özcan, 2019). Bu çabalar, sanat okulunu kurma yolunda atılan ilk adımlardır.
Sultan Abdülaziz, 1867’de Paris Sergisini ziyaret eder. 1873 Viyana Dünya fuarı için Osman Hamdi Bey serginin komiseri olarak görevlendirilir (Eldem, 2010, akt., Gençel, 2021). Yağlıboya resim geleneğini Türk resim sanatına kazandıran (Altınkaya Özcan, 2019) Şeker Ahmet Paşa tarafından ilk resim sergisi açılır. Dönemin Maârif Nazırı Münif Paşa’dır. (https://www.kenandabirkuyu.com/osmanlilarda-guzel-sanatlar-ve-sanayi-i-nefise-mektebi). Maârif Nazırı Münif Paşa, ayrıca 1892’de İlkokul Programı, 1895’te Kız Öğretmen Okulu Programını da düzenler (Binbaşıoğlu, 1995).
Pera Bölgesi’nde Kültür-Sanat İklimi
1875 sonrasında Levantenlerin, Avrupalıların ve Hristiyan azınlığın toplandığı ve Batılılaşmanın kent içinde en yoğun yaşandığı Pera bölgesi, sanatın merkezi olur. Pera bölgesinde, fotoğraf, sinema ve sanat sergileri düzenlenir. Sanatsal etkinlikler desteklenir. Cumhuriyet’e doğru yol alırken, bu tür çabaların, olumlu birer gelişme olduğu söylenebilir. Ayrıca bu durum, yerli ressamlar ile yabancı sanatçılar arasında diyalogların başlamasında ve yeni üslubun biçimlenmesinde etkili olur (Altınkaya Özcan, 2019).
Sultan Abdülaziz'in ressam olması Türkiye’de resim sanatının gelişmesinde önemli rol oynar. Ressam Guillemet tarafından 1874’te ilk özel resim akademisi kurulur. 1877’de ise yalnızca sanat eğitimi veren ve eğitim dili Türkçe olan bir mektebin açılması düşüncesi doğar. Maârif Nazırı Münif Paşa Guillemet’in resim öğretmeni ve okulun müdürü olması için görevlendirir. Guillemet, ne yazık ki tifo nedeniyle yaşamını yitirir. Osman Hamdi Bey tarafından hükümete sunulan teklifle 1883’te Ticaret Nezaretine bağlı Sanâyi-i Nefîse Mektebi açılır, bu okul 1887’de Maârif Nezarati’ne bağlanır. Aynı yıl Müze-i Hümayun kurulur (Mert, 1998). Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nin amacı mimarlık, şehircilik, resim ve heykel gibi sanat mesleklerinde, sistemli bir öğretimle Batı anlayışında yapıcılığın ve yaratıcılığın canlandırılmasıdır (Katoğlu: 473; akt., Korur, 2008). Sanâyi-i Nefîse Mektebi, 19. yüzyılda, İmparatorluğun ilk ve tek resmî güzel sanatlar okuludur (Gençel, 2021). Paris’te hukuk ve resim öğrenimi gören Osman Hamdi Bey (Korur, 2008) kuruculuğunu üstlendiği Sanâyi-i Nefîse Mektebi’ne 1883 yılında müdür atanır (Mert, 1998; Altınkaya Özcan, 2019).
II. Meşrutiyet Dönemi Maârif Nazırı Şükrü Bey, Mühendis Edhem İbrahim Paşa, Ahmet Vefik Paşa
Meşrutiyet Dönemi Maârif Nazırı Münif Mehmed Paşa’nın öncülüğünde aylık ilim, fen ve kültür dergisi Mecmûa-i Fünûn yayımlanır. Edhem İbrahim Paşa, Ahmet Vefik Paşa da bu dergide yazılarını yazarlar (İslam Ansiklopedisi; Celkan, 2008). Bu dergi, bilimin sınıflandırılıp geniş halk kitlelerine mal olmasında Avrupa’daki ansiklopedicilik hareketine benzeyen ilk örnek olarak kabul edilebilir (Doğan, 2006, akt., Yıldırım, 2016). Edhem İbrahim Paşa ayrıca Encümen-i Daniş üyesidir. Mısır’da yönetimi kendisine verilen Vakıf okullarında Türkçe dersleri verir. 1868’de “Çocuk Eğitimi” adlı kitabı yayımlanır (Binbaşıoğlu, 1995). Bu kitabında oğulları Osman Hamdi ve Halil Edhem’e ve yurdunun tüm çocuklarına “gözümün nuru” diye seslenir (Edhem İbrahim Paşa, 2018).
II. Meşrutiyeti izleyen gelişmelerin bir sonucu olarak, 1 Kasım 1914’te Maârif Nazırı Şükrü Bey döneminde Resim ve heykel bölümlerini de içeren kız öğrenciler için 1914’te İnâs Sanâyi-i Nefîse Mektebi Sanâyi-i Nefîse Mektebi (Kız Güzel Sanatlar Okulu) açılmış (Mert, 1998) 1926 yılında bu iki okul birleştirilmiştir (Korur, 2008). Kız ve erkek öğrencilerin bir arada eğitim görmesi ise, 1923 yılında başlamıştır. Kız heykel bölümü öğrencilerinin İnâs Sanâyi-i Nefîse Mektebi ile başlayan eğitim hayatları, Güzel Sanatlar Akademisi’ne dönüşen Sanayi-i Nefise Mektebi’nde devam etmiştir. Sabiha Bengütaş ülkemizin ilk kadın heykeltıraşıdır (Uzun Aydın, 2014).
Türk sanat eğitimi tarihimizin önemli adımı olarak tanımlanan Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nin kuruluşu plastik sanatlar eğitiminin kurumsallaşması anlamında ilk adımdır. Bu okulda ilk yıllarda askeri okullarda görevli ressamlar, sanat eğitimi derslerinden sorumlu oldular. Özellikle askeri okullarda görevli bu ressamlar, eğitimciler yetişinceye kadar sivil okullarda sanat dersleri vererek Türk eğitim tarihine çok önemli katkı sağlamışlardır (Çetin ve Avcı, 2010).
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla Sanâyi-i Nefîse Mektebi, binasından eğitim programına kadar pek çok alanda güncellenerek Cumhuriyetin kültür politikalarıyla uyumlu bir hâle getirilir (Gençel, 2021). Cumhuriyet dönemi eğitim bakanlarından Hamdullah Suphi Tanrıöver de bu okula çok değer verir. Sanâyi-i Nefîse Mektebi, 1929 yılı sonundan itibaren Güzel Sanatlar Akademisi adını alır. 1982’de yeni fakülteler eklenerek Mimar Sinan Üniversitesi’ne dönüştürülür (Mert, 1998).
Sonuç
Çağdaş Türk sanat eğitimi açısından önemli bir kurum olan Sanâyi-i Nefîse Mektebi, II. Abdülhamid döneminde Osman Hamdi Bey’in kuruculuğunu üstlendiği sanatçılarla 1882’de kurulmuş, 1883 yılında eğitim ve öğretim yılına başlamıştır. Resim, heykel ve mimarlık sanatının gelişmesine öncülük etmiştir.
Kaynaklar
Altınkaya Özcan, G. (2019). Cumhuriyet Döneminden 1950’lilere Türkiye’de Sanat Yazınının
Eleştirisi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Binbaşıoğlu, C. (1995). Öğretmen Yetiştirme Açısından Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi Üzerinde
Bir Araştırma. Araştırma-İnceleme Dizisi. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Bulut, H. (2001). Yeniliklerle Dolu Yüzyıldan İki “Yeni” İsim: Nedim-Levnî ve Eserlerindeki Sevgili
Figürleri. Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Yaymlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara.
Celkan, H. Y. (2008). I. Meşrutiyet Döneminde Modern Bir Eğitimci: Münif Paşa. Gaziantep
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7, (2), 399-388.
Cücük, E., & Doğan, A. (2020). A Pioneering Character in the Process of Educational Modernization in
the Ottoman Empire: Ahmed Kemal Pasha’s Educational Policies and Practices (1847-1878). Kastamonu Education Journal, 28(6), 2465-2483. doi: 10.24106/kefdergi.786703
Çetin, Y. Avcı, M.A. (2010). Çağdaşlaşma Sürecinde Sanayi-i Nefise Mektebinin Kuruluşu ve Asker
Ressamların Bu Okuldaki Faaliyetleri Üzerine Bir Değerlendirme. Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, 25-51.
Demirel, F. (2012). II. Meşrutiyetten Sonra Osmanlı’da Orta Öğretim: Sultaniler. Tarih İncelemeleri
Dergisi, 27 (2), 339-358
Doğan, M. (2019). Mehmet Emin Rauf Paşa. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
Edhem İbrahim Paşa (2018). Çocuklara Hayat Bilgisi. Terbiyetü’l Etfal Risalesi. Haz. İlknur Kirenci.
İstanbul: Büyüyen Ay Yayınevi
Gençel, Ö. (2021). Sanayi-i Nefise Mektebi (1882-1928). Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
Gürkaş, T. (2009). Bir Mimarlık Tarihi Alanı Olarak Türkiye’de Peyzaj Mimarlığı Tarihi ve Peyzaj
MimarlığıDevlet İdeolojisi İlişkisi. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 7, (13), 171-190.
Korur, A. (2008). Cumhuriyetin İlk Onbeş Yılında Türk Resim ve Heykel Sanatı. Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Kuban, D. (2018). Mustafa Itri Efendi’nin Tekbir’inden çağdaş uygarlığa, Herkese Bilim Teknoloji
Sayı, 129. https://www.herkesebilimteknoloji.com/yazarlar/dogan-kuban/mustafa-itri-efendinin-tekbirinden-cagdas-uygarliga. 14 Kasım 2021 tarihinde erişilmiştir.
Kula, T. (2019). Son Dönem Osmanlı Bilim Tarihinde Modern Psikolojinin Öncülerinden Hoca
Tahsin ve Psikoloji Yahut İlm-i Ruh. Turkish Studies Social Sciences, 14 (6), 3191-3210.
Mert, T. (1998). Sanayi-i Nefise Mektebi. Tarih ve Medeniyet Dergisi.
Polat, Atilla (2019). “Son Dönem Osmanlı Matematikçi-Bürokratı Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa’nın
Hayatı.” Osmanlı Bilimi Araştırmaları 20, (1) 16-46. DOI 10.30522/iuoba.497567
Timur, T. (2002). Osmanlı-Türk Romanında Tarih, Toplum ve Kimlik. Ankara: İmge Kitabevi.
Tunç, U. (2018). Osmanlı Modernleşmesinde Eğitim, Sanat ve Kadın: İnas ve Sanayi-i Nefise Mektebi
Âlisi Örneği. İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul
Uzun Aydın, D. (2014). İnas ve Sanayi-i Nefise Mektebi’nin İlk Kadın Heykeltraşları. Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9 (10) s. 1125-1139.
Yaşaroğlu, H. (2013).Osmalı’da bir darbe ve tahlili: Genç Osman Örneği. Turkish Studies 8,(7),705-
732.
Yavuz, N. (2019). Bir fikir ve siyaset adamı olarak Ebüz’ziya Mehmet Tevfik hayatı ve eserleri
üzerine bir çalışma. BELLEK/Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dergisi Uluslararası Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi, 1 (1)
Yıldırım, Z. (2016). Mustafa Reşit Paşa ve Pozitivizmin Türk Siyasal Hayatına Girişi. Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa.
https://islamansiklopedisi.org.tr/edhem-pasa-ibrahim 9 Kasım 2021 tarihinde erişilmiştir.
htts://www.ttk.gov.tr/belgelerle-tarih/osmanli-padisahlari/ 9 Kasım 2021 tarihinde erişilmiştir.