ÖZ’DEN BAŞLAYAN…

Kitap Tanıtımı - Özden Yılmaz Bilgin

ÖZ’DEN BAŞLAYAN…
özden yılmaz bilgin

Psikoterapi alanındaki bir uygulamacı olarak, bir ara, ülkemizde yayınlanmış psikoterapi konulu kitapları araştırmıştım; psikoterapi ekollerine ait bilimsel kitapların dışında, karşıma çıkan onlarcası “terapi” kelimesini kullanarak kendine yardımın farklı yollarını öneriyordu: sınav terapi, şiir terapi, masal terapi, seyahat terapi, nefs-i terapi, felsefeyle terapi, renklerle terapi, yunus terapi, aşk terapi ve benzeri ve benzeri! Elimdeki yeni yayınlanmış bu kitap ise ÖZ TERAPİ adını taşıyor. Acaba bu kitap bize ne anlatıyor? Yeni bir terapi ekolü mü? Bir kişisel gelişim kitabı mı? Bize, kendimize terapi yapmayı mı öğretecek?
Öz Terapi’nin yayımından önceki okuyucularından biri oldum. O süreçte, okuduğum bölümlerden sonra derin suskunluklar yaşardım. Biri sorsa da cevap vermezdim ne düşündüğüme ilişkin. Bu kadar öze dokunan kelimelerin üstüne yorum yapılması ne mümkün ne de gerekliydi! Kendini tanımanın ancak “öz”den başladığını yüzüme vuran satırlardı bunlar… Kitapta sık sık hatırlatılan ve bir okur olarak bende de harekete geçen sosyal yazılımın, bu satırları yazarken nasıl bir etki yaratmış olabileceğini düşünürdüm. Nasıl üstesinden gelebiliyordu acaba yazar, kendi kendine bu yolculuğu sürdürmeyi nasıl başarıyordu?
Öz Terapi yayımlanınca tekrar okudum. Yukarıdaki sorunun yanıtını aldım. Binnur Yeşilyaprak’ın bireysel öyküsüne dayanıyor gibi görünse de bu kitabın, her okuyan kadının ve belki de özellikle, karşı cinsi tanıma konusunda samimi bir çaba harcamak isteyen her erkeğin kendinden parçalar bulacağı bir metin olduğunu düşünüyorum.
Öz terapi, bir meydan okuma niyetiyle çıkılmış yolculuğun ‘tutanak kitabı’ aslında. Yazar ne olup biteceğinden kendi de habersiz, bir tür deneysel çalışmaya başlıyor ve süreci tutanak altına alıyor, bizi de bu serüvene tanık olarak tutuyor. Kendine bu kadar yakınlaşmaya niyet etmek ve bunu yaparken bilimsel bilgi ve deneyimin dışında belirsizlikle de karşılaşacağını bilerek her şeyi göze almak “cesaret” gerektiren bir durum! Cesaret, yani sosyal yazılıma karşı durabilmek! Cesaret, yani üzüntü, acı, utanç, suçluluk gibi zorlu duygularla başa çıkmayı göze alabilmek! Cesaret, yani anıların ortaya çıkışının, kendinin ve başkalarının üzerindeki yeni etkilerine razı olabilmek! Cesaret, yani toplumsal cinsiyetçi bakış açısına açıkça kafa tutabilmek!
Binnur Yeşilyaprak, psikolojik danışma alanında ders kitabı, araştırma kitabı, mesleki ve etik konularda kaynak kitaplar yazan değerli bir bilim insanıdır. Bunların dışında, çalışan kadınların annelik sorunsalına değindiği “Çalışan Anne ve Çocuk” ve köy enstitüsü mezunu öğretmen annesiyle yaptığı röportajı içeren “Damla Söyleşiler” adlı kitapları da var. Bu iki kitap, sanki ÖZ TERAPİ kitabını yazmak için attığı ilk adımlardır; birincisi bir kadının çalışan bir anne olarak yaşadığı zorluklara destek olmayı amaçlayan, ikincisi bir kız çocuğunun okullu ve meslek sahibi bir kadın oluşunun öyküsünü anlatarak kadınlara bir model sunan bu iki kitaptan sonra, Yeşilyaprak kadınlara kendi hayatıyla da seslenme, farkındalık oluşturma ve el verme, bağ kurma arzusuyla hareket etmiş gibi geliyor bana.
İyi yapmış Binnur Hoca, çok iyi yapmış. Hepimiz için yorulmuş, hepimiz için zorlanmış, hepimiz için rahatlamış, hepimiz için umutlanmış… Yazdıklarında kendimizden bir parça buluyoruz; evet evet o da bizden, yani tanıdığı tüm kadınlardan bir parça taşıdığını anlatıyor bize. Anneler, anneanneler, babaanneler başı çekse de, kardeşler, akrabalar, arkadaşlar arasındaki diğer tüm kadınlar da bu işin içinde yer alıyor. Farklı yaş dönemlerindeki Binnur’u tanırken, ülkenin farklı tarihlerdeki sosyal-kültürel bir panoramasını da izliyoruz kitap boyunca. Çocukluktan ileri yetişkinliğe ilerleyen bu süreçte neler değişmiş, bir kadının merkezinde olduğu bir sosyal atomda neler neler farklılaşmış, eşsiz bir gözlem şansı veriyor veriyor bize satırlar. Döne döne okuyacaksınız bu yüzden, meğer neler oluyormuş görünenlerin arkasında, toplumun bazen iki yüzlü, bazen adaletsiz bazen utanç verici yapısı karşısında çok içten bir tutumla kendini anlamaya, tanımaya ve başkalarını değil kendini sorumlu tutmaya hazırlanan bir insanın neler düşünüp neler hissettiğini anlamaya başlayacaksınız. Hayatınızın çatışmalarına çözümler bulmak için kendinize vereceğiniz izinlerin başlangıcı olabilir bu okuma, o yüzden daha fazla geç kalmayın….