ANALİTİK BİLİM FELSEFESİ” İLE İLGİLİ SÖYLEŞİ

Eğitim Bilimleri - HASAN GÜNEŞ

ANALİTİK BİLİM FELSEFESİ” İLE İLGİLİ SÖYLEŞİ


Hasan Güneş: Anı yayıncılıkta yayınlanan “Analitik bilim felsefesi” kitabını neden yazdınız?
Prof. Dr. Ali Rıza Erdem: Analitik bilim felsefesi adlı eserimi, mutlaka yazılması gerektiğini düşüncesinden hareketle iki yıllık bir çalışmamın sonucunda yazdım. Yurt içi ve yurt dışında birçok bilim felsefesi kitabı var ama “analitik bilim felsefesi” adlı bir çalışma yok. Analitik bilim felsefesi adlı eserimi, toplumdaki tüm bireylerin günlük yaşamlarındaki zorlu mücadelenin getirdiği sıkıntılarla uğraşırken, hayatını kolaylaştıran teknolojinin temelini oluşturan bilimi doğru anlama ve anlamlandırmada hayati önem taşıyan bilimin amacını, yapısını, hangi süreçlerle işlediğini ve değerini farkına varabilsinler diye yazdım. Eserimi yayınlayarak toplumdaki tüm bireylere ulaşmasını sağlayan Anı Yayıncılığın sahibi Özer Daşcan’a ve çalışma ekibine çok teşekkür ederim.
Hasan Güneş: Analitik düşünmenin modern toplumun sorunlarını çözmede getirdiği katkılar sizce ne olabilir?
Prof. Dr. Ali Rıza Erdem: “Analitik düşünme”, bireyin olguları ve olayları ele almada, değerlendirmede işe koştuğu düşünme biçimlerinden biridir. Analitik düşünme, bütünün bütünü oluşturan parçalara ayrılması ve parçaların birbiriyle ve bütünle nasıl bir ilişkisi olduğunun ortaya konmasıdır. Analitik düşünmenin bireye sağladığı yarar karar vermeden önce amaca uygun yeterli veri toplaması, değerlendirmesi ve buna göre karar vermesidir. Toplumdaki tüm bireyler analitik düşünmeyi gerçekleştirebilirse modern toplumun sorunlarını çözmede ortak bir yol, yöntemde uzlaşı sağlanmış olur.
Hasan Güneş: En geçerli bilgi olan bilimsel bilgiye toplumumuzda gerektiği önem verilmekte midir?
Prof. Dr. Ali Rıza Erdem: Bilimin en önemli özelliği ve katkısı, bilimsel bilgiyi ortaya koyması ve insanlığın yararına sunmasıdır. Bilimsel bilginin en belirgin özelliklerinden birisi, insan yargılarına göre değil bilimsel ölçüm sonuçlarına bakılarak oluşturulmasıdır. Bilimsel bilgiye toplumumuzda hiç değer verilmiyor dersek gerçeği söylemiş olmayız, ama gerektiği kadar değer veriliyor dersek de gerçeği söylemiş olmayız. Toplumumuzda “bilimsel düşünce”ye sahip birey ve kesimler, bilimsel bilgiye değer vermekte ve günlük hayatında etkin bir biçimde işe koşmaktadır.
Hasan Güneş: Kitabınızda merak duygusunun doğuştan olduğunu ifade etmişsiniz? Oysa duygu sonradan edinilmiş bir öğe değil midir?
Prof. Dr. Ali Rıza Erdem: Merak duygusu sanılanın aksine insanın doğuştan getirdiği potansiyelinin bir parçasıdır. Merak duygusu, aile, çevre ve eğitim alınan okul tarafından ya etkin bir biçimde işe koşularak bireyin potansiyelini sonuna kadar geliştirebilmesi sağlanmakta ya da köreltilerek bireyin potansiyelini geliştirebilmesi engellenmektedir.
Hasan Güneş: Yaratıcı düşünmenin merak duygusu ve özgürlük, eşitlik ve adalet ile bağını kurabilmek mümkün mü?
Prof. Dr. Ali Rıza Erdem: Farklı düşünme biçimlerinden bir de “yaratıcı düşünme”dir. Merak duygusunun daha çocukluktan itibaren “kamçılanması” bireyin hem öğrenmesini kolaylaştırarak güdülenmesini sağlamakta hem de sorun çözme gücünü ve yaratıcı düşünmesini artırmaktadır. Özgürlük olmadan yaratıcı düşünmeden bahsedilemez. Yaratıcı düşünmenin olmazsa olmazı özgürlüktür. Eşitlik ve adalet duygusu bireyde yaratıcı düşünmeyi teşvik eder, fakat bunu tüm bireyler için söyleyemeyiz ve genelleyemeyiz.
Hasan Güneş: İnsan değer üretebilen bir canlıdır demişsiniz. Bu anlamda insan değer üretirken özgürleştiğini söyleyebilir misiniz?
Prof. Dr. Ali Rıza Erdem: İnsan “değer” üretebilen bir canlıdır. Fakat insanın ürettiği değerlerin niteliği, insanı özgürleştirmekte veya köleleştirmektedir. İnsanın ürettiği değerler, insanın potansiyelini sonuna kadar kullanabilmesini sağlıyorsa ve diğer bireylere en az kendisi kadar değer vermesini sağlıyorsa olumlu ve özgürleştiricidir. Fakat insanın ürettiği değerler, potansiyelini köreltiyorsa ve şu ya da bu nedenlerle diğer bireyleri değersiz olarak gösteriyorsa olumsuz ve köleleştiricidir.