Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN ile “SİZE DAİR”

Eğitim Bilimleri - Hülya Kandemir Yavuz

Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN ile “SİZE DAİR”
Hülya Kandemir Yavuz: Hocam öncelikle “Size Dair” söyleşimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Merhaba Hülya Hanımefendi sizi saygılarımla ve Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi okuyucularını sohbet anlamı içinde sevgilerimle selamlıyorum. Çağrınız benim için bir dost sohbetinin vesilesidir. Bu paylaşıma, sohbete imkân sağladığınız için ben teşekkür ederim.
Hülya Kandemir Yavuz: Çocukluk hayaliniz neydi, hayalinizi gerçekleştirebildiniz mi?
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Bir çocuğun hayali ne olur ki? Taş çatlasa yedi sekiz yaşındasınız. Daha küçükken hayaliniz elinizdeki oyunu kazanmak, en uçta dalında kalmış olan tek bir armudu zedelemeden düşürmek ve yemek, böylece arkadaşlarına göstereceğin üstün bir beceri veya başarı sağlamak, yani başarmak. Şimdi yetişkin olarak siz, bu soruyu sorarken geleneksel, hayır geleneksel değil "günümüz alışkanlığı" ile "ne olmayı hayal ediyordunuz? Demek istiyorsunuz sanırım. Öncesinde çevremin en yalın olduğu yaşlarımda kasabanın tek şoförüne öykünerek şoför olmayı hayal ederdim. Bu amaçla evimizin yakınındaki bir kayayı da kamyon olarak kullanırdım. Hiç uçak görmemiştim, uçağa binmemiştim ama ilkokulu bitirirken pilot olmayı hayal ediyordum fakat nasip! İlkokul öğretmeni oldum. İşte esas kapsamlı hayaller ondan sonra başladı. Her şey masal gibi çok iyiydi, insan hayal ettiği müddetçe yaşar ve mutlu olur. Benim gibi.
Hülya Kandemir Yavuz: Öğrencilerinizden öğrendiğiniz sizi etkileyen bir bilgi var mı, nedir, bizimle paylaşır mısınız?
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Hangi düzey için soruyorsunuz Hülya Hanım? İlk öğrencilerim köy ilkokulu öğrencileriydi, onlardan öğretmenliğin sevimli ve gururlu yönlerini öğrendim. Sonraki yıllarda öğrencilerim öğretmen okulu öğrencileri oldu, onlardan gençleri yönetmeyi öğrendim. Daha sonraki öğrencilerim üniversite öğrencileriydi, onlardan o zamana kadar öğrendiklerimin pek etkili olmadığını, kısaca işe yaramadığını öğrendim. Bütünde öğrendiğim şey öğretmenliği öğrenmenin bitmeyeceği oldu. Ama şimdi daha farklı bakıyorum "herkes için öğretmen olmayı" öğrenmem gerek.
Hülya Kandemir Yavuz: Öğrencileriniz sizi tek sözcük ya da nasıl nitelendiriyorlar?
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Aslında bu soruyu bana değil onlara sormanızı beklerdim; onlar beni "nasıl nitelendiriyorlar ?." Meslek yaşamımda hissetmişimdir; öğrencilerim genelde beni "çetin adam" olarak algılarlar. Genelde insanlar "biraz alışılmadık, farklı fakat sevecen adam" olarak nitelendirirler. Siz benim nasıl nitelendiriyorsunuz bu cevapları okurken.
Hülya Kandemir Yavuz: Siz, yıllar sonra nasıl anılacağınızı düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Geleneksel konuşma biçimimiz ile başlayayım Hülya Kandemir Yavuz Kardeşim, "Vallahi" ben de merak ediyorum nasıl anılacağımı. Ancak çok uzun yıllar sonra anılmayacağımı da biliyorum. O kadar çok derin izler bırakan biri olmam söz konusu değil, yani toplumun hemen hepsini etkileyecek çok iyi veya çok kötü bir şey yapmadım ki! Böyle unutulmak benim gibi sıradan insanlara az nasip olur.
Hülya Kandemir Yavuz: Hayattan geçip giderken dünyaya nasıl bir iz bırakmak istersiniz?
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Hülya Hanım, Değerli Kardeşim bunlar büyük, ağır, kapsamlı sözler ve zor sorular: "Dünyaya iz bırakmak." ve ben? Benim yetiştiğim kültürde "haddini bilmek" vardır. Ben yetişmişliğim ile elimde kalemim kendi alanımda çizgi çiziktiriyorum. Çizdiklerime bakıyorum sonra yanlış olanları siliyorum, ortada çizik bile kalmıyor. Her gün yeniden çizmek. Kesintisiz çizdiklerimi sorgulamak, hep yenilerini çizmek. Farklı boyutlarda farklı yönlerde çizmek! Bunlardan ne kalır geriye? "Hayattan geçip giderken" benim en son çiziklerimi gören birinin, çok uzun yaşamasını dilerim sadece.
Hülya Kandemir Yavuz: Sizce, alanınız size ne kattı, siz alanınıza ne kattınız?
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Sözün sonuna geliyoruz sanırım. Siz bu soruyu sorunca düşündüm ve anımsadım; çalıştığım "gelişim/eğitim" alanı bana çok uzun ve zengin bir yaşantı imkanı , alanı ve süresi verdi. Buna karşılık ben durmadan alanı çiziktirdim yani düşündüm; zaman zaman kazdım yani yazdım söyledim. Veysel'in deyişi ile "Karnın yardım kazma ile bel ilen /Gene beni karşıladı gül ilen." Benim sadık yarim alanda bana ün ve unvan veren eğitim gönüllüleridir. Bu nedenle saygılarım ve sevgilerim bu alanda ömür verenleredir..
Hülya Kandemir Yavuz: Hocam değerli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi ailesi adına hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.
Prof. Dr. Aytaç AÇIKALIN: Ben teşekkür ederim Değerli Kardeşim.