“SALGIN DÖNEMİNDE OKUL MÜDÜRLERİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR VE STRATEJİK ÖNERİLER” 

Eğitim Bilimleri - CEMİL KURT

“SALGIN DÖNEMİNDE OKUL MÜDÜRLERİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR VE STRATEJİK ÖNERİLER”

Cemil KURT
Sayın Prof. Dr. Ali Rıza Erdem, öncelikle “salgın döneminde okul müdürlerinin karşılaştığı sorunlar ve stratejik öneriler” söyleşimizi kabul ettiğiniz için Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi adına çok teşekkür ediyoruz.
1. Sayın Hocam, birçok araştırmanın ortak sonucu olarak Türk Eğitim Sisteminin yapısal ve sistemler sorunlarının olduğu düşünülmektedir. Bu görüşe katılır mısınız? Genel bir çerçeve çizer misiniz? Ayrıca, Türk Eğitim Sistemindeki okul yöneticilerimiz salgın sürecinden bağımsız olarak bu sorunlardan geneli itibari ile nasıl etkilenmişlerdir? Açıklar mısınız?
Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM: Öncelikle böyle bir fırsatı verdiğiniz için size ve Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi yetkililerine teşekkür ederim. Türk Eğitim Sistemi uygulayıcıların üzerinde konuştuğu, teorisyenlerin araştırma yaptığı çok büyük ve karmaşık bir yapı ve alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Eğitim Sistemi dediğimizde 20 milyon öğrencinin eğitim aldığı, bir milyonu aşkın öğretmenin aktif olarak görev yaptığı ve yüz bine yaklaşan okul müdürü ve yardımcısının okul yönetimi sorumluluğunu üstlendiği bir sistemden bahsetmekteyiz. Diğer eğitim sistemlerinin olduğu gibi Türk Eğitim Sisteminin de karşı karşıya bulunduğu sorunlar vardır ve bu sorunlar bazen sistemi bazı alanlarda çıkmaza sürükleyebilmektedir. Özellikle şu dönemde diğer eğitim sistemlerini de etkileyen salgın hastalık koşulları Türk Eğitim Sistemini de derinden etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir.
Türk Eğitim Sisteminin salgın hastalık koşullarından bağımsız çözülmesi gereken önemli sorunları bulunmaktadır. Bunlardan sadece önemli gördüğüm ilk ikisine değineceğim. Bunlardan ilki nicelik baskısıdır. Türk Eğitim Sisteminde eğitim alan öğrencinin sayıca fazla olması başta derslik, laboratuvar, oyun alanı, sağlık hizmetleri vb. birçok sorunun anında ve hemen çözülmesini gerektirmektedir. Nicelik baskısı öyle bir baskı ki sadece eğitimcileri ve eğitim yöneticilerini değil toplumun tüm kesimlerini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Durum böyle olunca, eğitim konusunda herhangi bir uzmanlığı olmayan kişiler durumdan vazife çıkararak (sözüm ona) sorunların çözümü adına ahkam kesmektedir. Böylesi bir durum toplumdaki bireylerde özellikle çocuğunu okula gönderen veliler kafa karışıklığına neden olabilmektedir. Ayrıca Türk Eğitim Sistemindeki her düzey eğitim yöneticisi özellikle karar alçısı konumundaki üst düzey eğitim yöneticileri karar alma ve uygulamada zorluklar yaşayabilmektedir.

İkinci önemli sorun, verilen eğitimin niteliğidir. Türk Eğitim Sisteminde verilen eğitimin niteliği, her ne kadar niceliğin baskısı nedeniyle göz ardı edilse ya da önemsenmese de her düzeydeki eğitimin amaçlarının gerçekleşmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bir eğitim sistemi amaçlarını gerçekleştirebildiği ölçüde etkilidir. Verilen eğitimin niteliğinin istenilen düzeyde olmaması en başta eğitim sisteminin etkililiğini azaltmaktadır. Eğitim sisteminin etkililiğinin azalması, eğitim sistemine olan güveni olumsuz etkilemektedir.
Cemil KURT:Sayın Hocam, eğitim geneli itibariyle Covid-19 salgınından en çok etkilenen süreçlerin başında gelmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı süreci yönetebilmek adına yoğun bir çalışma yaptığı söylenebilir. Bakanlık bu çalışmalarında yoğun bir eleştiriye de maruz kaldığı görülmüştür. Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığının salgını yönetebilme kabiliyetini nasıl buldunuz? Buna paralel olarak Milli Eğitim Bakanlığı okul/kurum yöneticilerini salgın sürecinde yeterince destekleyebildi mi? Bu kapsamda ortaya çıkan açık alanlar neler olmuştur?
Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM: Türk Eğitim Sistemi, yaşanan salgın hastalık döneminde dünyadaki diğer eğitim sistemleri gibi zorlanmıştır. 2021-2022 eğitim öğretim yılında yüz yüze eğitim yapılması konusundaki kararlılık doğru bir karardır. Yüz yüze eğitimin devam edebilmesi için salgın hastalığın olumsuz sonuçlarını ortadan kaldıracak veya en aza indirgeyecek tedbirlerin eksiksiz ve taviz vermeden uygulanması gerekmektedir. Uygulanacak tedbirlerin ilgili uzmanlara danışılarak alınması doğru uygulamaları ve sonuçları da beraberinde getirecektir. 12 yaş üstü öğrencilerin velinin izniyle aşılanması kararı, eğitimin yüz yüze yapılmasını olumlu katkıda bulunacaktır. MEB salgın hastalık döneminde yüz yüze eğitimin devam edebilmesi için okul müdürlerine karar alma serbestliği tanıması doğru bir karardır. Salgın hastalık dönemi yaşadığımız bugünlerde okullarda dersliklerin, oyun alanlarının ve beslenme alanlarının yetersizliği yüz yüze eğitimin devamında karşılaştığımız önemli sorunlardır.

Cemil KURT:Sayın hocam salgın sürecinde okul müdürlerimizin yaşadığı sorunları genel başlıklar altında toplamak istersek, nelerdir?
Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM:Okul müdürleri ve yardımcıları okulda karşılaştığı sorunların çözümü konusunda büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Özellikle öğretmenlerimiz yüz yüze eğitimin devam etmesi konusunda takdire değer bir çaba göstermektedir. Okul müdürlerimiz de öğretmenlere yardımcı olmak için ellerinden geleni yapmaktadır. Salgın hastalık yaşadığımız bu dönemde okul müdürlerimiz okullarında öncelikle fiziki kapasite sorunları yaşamaktadır. Karşılaştıkları ikinci önemli sorun beklenmedik sorunlardır ki bu okul müdürlerimizi oldukça zorlamaktadır. Bu beklenmedik sorun öğrenciyle, öğretmenle, veliyle, çevreyle, salgın hastalıkla ilgili olabilmektedir. Okul müdürlerinin karşılaştığı diğer bir sorun karşılaşılan sorunların hemen çözülmesi konusunda yapılan baskıdır. Bu baskı okul müdürlerinin sorun/sorunları doğru karar alarak çözme konusunda aceleci davranmasına neden olarak, bazen sorun/ sorunların çözümünde yanlış kararlar almasına yol açabilmektedir.

Cemil KURT:Sayın Hocam, salgın sürecinde okul yöneticilerimiz karşılaştıkları sorunlara yönelik başa çıkma stratejileri geliştirdikleri görülmüştür. Bu anlamda yöneticilerimizi karşılaştıkları sorunlara yönelik başa çıkma stratejilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Merkezi yönetimden bağımsız düşünürsek okul yöneticilerimizi sorunları çözmede başarılı buluyor musunuz? Merkezi yönetimi de sürece kadarsak genel olarak okul yöneticilerimizi nasıl buluyorsunuz?
Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM:Okul yöneticilerimiz, salgın döneminde kendilerine tanınan inisiyatif doğrultusunda okullarında karşılaştıkları sorunları çözme yönünde okuluna özgü çözümler üretmede başarılıdır. Fakat bazen çözümü okul yöneticilerini aşan sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Bu durumda üst yönetimin devreye girmesi gerekmektedir. Okul yöneticilerimiz okulunda karşılaştığı sorun/sorunları çözme konusunda kendilerine tanınan inisiyatif ölçüsünde başarılı uygulamalara imza atmaktadır. Fakat üst yönetim okul yöneticilerine sadece inisiyatif değil aynı zamanda her açıdan destek olması gerekmektedir.

Cemil KURT:Salgın sürecinde okul yöneticilerimizin karşılaştıkları sorunlara yönelik stratejik önerileriniz nelerdir?
Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM:Her şeyden önce okul yöneticilerimiz, karşılaştığı sorun/sorunları doğru ve amaca uygun bilgiye dayalı olarak tanımlaması gerekmektedir. Sorun/sorunları doğru bir biçimde analiz edemez ve tanımlayamazsak çözüm için doğru kararlar alamayız. Bu söylemesi kolay ama uygulamada oldukça zordur, çünkü önünde birçok engeli vardır. Öncelikle zaman baskısı vardır. Sorun/sorunları yaşayanların beklentisi hemen çözülmesidir, halbuki sorun/sorunları analiz ederek çözmek zaman alıcıdır. Böyle olunca sorun/sorunları yaşayanların beklemeye tahammülü olmamakta ve okul yöneticilerinin sorun/sorunları çözmesini engelleyen (hatta başka sorunların ortaya çıkmasına neden olan) arayış ve eylemlere yönelebilmektedir. Bu nedenle okul yöneticileri, sorun/sorunları yaşayanlara sorun hakkında doğru bilgiye dayalı kararlarla çözümü gerçekleştireceğini ikna etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde hem sorun/sorunlar çözülmemekte hem de beklenmedik yeni sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

Okul yöneticilerin doğru bilgiyle sorun/sorunları analiz edip tanımladıktan sonra yine doğru bilgiye dayalı çözüm seçeneklerini okulun ve çevrenin şartlarını da göz önüne alarak etraflıca değerlendirmesi gerekmektedir. İlk bakışta çözüm gibi gelen hem doğru olmayabilir hem de sorunu çözmediği gibi yeni sorun(lar) ortaya çıkaracak nitelikte olabilir. Bu nedenle okul yöneticileri sorun/sorunların çözüm seçeneklerini değerlendirirken deyim yerindeyse ince eleyip sık dokumalıdır.

Cemil KURT:Salgın sürecinin okul yöneticiliğini tekrar düşünme açısından bir fırsat penceresi açtığını düşünür müsünüz? Bu konuda alternatif bir okul yönetim modeli konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM:Salgın hastalık dönemi, okul yöneticiliğinde değişim ve değişim liderliğinin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Değişim süreklidir ve akıp giden zaman içerisinde bazı değişimler şu ya da bu nedenle fark edilmemektedir. Fakat bazı beklenmedik ve ani değişimler – salgın hastalık, doğal felaketler vb. – sadece eğitim sistemlerini değil toplumdaki her sistemi doğrudan ve dolaylı olarak keskin bir biçimde etkileyebilmektedir. Beklenmedik ve ani değişimler diğer alanlarda olduğu gibi eğitim yöneticiliği açısından değişim liderliğini uygulayabilmek için bir fırsat olarak görülmelidir. Burada bakış açısı önemlidir, beklenmedik ve ani değişimler bir fırsat mıdır yoksa tehdit mi? Eğitim yöneticiliğinde beklenmedik ve ani değişimler, değişime uyum ve değişimi başlatabilme açısından fırsat olarak görülmeli, farklı bir bakış açısı ve mantıkla hareket edilmelidir. Aksi takdirde beklenmedik ve ani değişimlerde bildik uygulamaların hem işe yaramayacağı hem de durumu daha da içinden çıkılmaz hale getireceği unutulmamalıdır.

Alternatif arayışı, daha iyiye ve daha nitelikliye ulaşabilme konusunda bir anahtar olarak görmek gerekmektedir. Herşey yolunda gitse bile mevcut durumun daha iyisinin olabileceği ve bunun için arayış içerisinde olmak gerektiği unutulmamalıdır. Okul yönetiminde de bu durum böyledir. Her okul öğrencisiyle, öğretmeniyle, yöneticisiyle, velisiyle ve çevresiyle kendine özgüdür. Her okul yasal çerçevede kendi şartlarına uygun bir okul yönetimi modelini paydaşlarla birlikte gerçekleştirebilmelidir. Bunun öncülüğünü “daha iyisi ve güzeli okulumuz için mümkündür” anlayışıyla hareket eden okul müdürü yapmalıdır.