Toplumsal Hareketlerde Yayılma Süreci

Siyaset Bilim - MURAT AYDIN

Toplumsal Hareketlerde Yayılma Süreci
Toplumsal hareketler veyahut kolektif eylemler birçok ortak eylemin bileşiminden oluşur. Korku ve saldırganlık aracılığıyla ya da kendiliğinden yayılabilen toplumsal hareketlerin genel yayılım potansiyeli basittir. Kolektif eylemlerin geleneksel olarak tanımlanan kısmı genellikle Habsbawn'ın değişiyle ''ilkel isyan''ı çağrıştırmaktadır. Oldukça esnek ve doğal olan geleneksel kolektif eylem repertuarının oluşumu mağduriyetlerin yükselmesiyle yakından ilişkilidir. Modern eylem tarzı ise esneklikten ziyade çeşitli aktörler aracılığıyla gerçekleşmekte ve itaat yöntemlerine dayanmaktadır(grev ve lokavt gibi). Modern eylem tarzı bir kere kullanıldığında ve anlaşıldığında aktörlerce kolayca ve fiili olarak herhangi bir yerde veya durumda kullanılabilmektedir. Sonuçta modern repertuarın hareket yöntemleri aktivistlerce farklı yerlerdeki en küçük örgütlenmeler aracılığıyla ulusal düzeydeki toplumsal hareketlere taşınabilmektedir. Toplumsal hareketlerde kullanılan araçlar kendine özgü olabileceği gibi farklı kitle eylemlerinin repertuarının doğrudan veya dolaylı benimsenimiyle de oluşabilir. Yani, farklı toplumsal pratiklerin öznesi olan kitleler, aktörler kendileri için avantajlı gördükleri taktikleri, sloganları vb.lerini ödünç alarak kullanabilmektedir. Bu nedenle eylem yöntemleri arasındaki yakınlık-benzeşim ya da aktörlerin eylem tarzlarını taklit etmeleri, eylemlerin dağılması veya benimsenmesini kolaylaştıran bir etmendir. Ayrıca, önceki eylem tarzlarının devamı olan bir eylem tarzı veya üyeler arası iletişimin açıklığı toplumsal hareketlerin eylem repertuarının etki büyüklüğünü genişletebilir.
Toplumsal hareketlerin eylem tarzları ve etkileri kadar bu eylem tarzlarının etki edebilirlik şekli de bir o kadar önemlidir. Eylem tarzlarının benimsenme veya kabul şekli yöntemin benimsenmesi ya da kabulünü belirleyen unsurlardan biri olduğundan eylemin aktarımındaki kanalın doğrudanlığı veya dolaylılığı önemlidir. Eylem yönteminin aktarımında doğrudan kanalların kullanımı, iletimi ve benimsemeyi kolaylaştırmakla birlikte ideolojik, yapısal veya pratik bakımdan bir homojenlik veya yakınlık yoksa sadece sezgisel bir etkilenmenin bulunması durumunda doğrudan etkileşim, aktörleri birbirine bağlaması başarılı olmayabilir. Bu nedenle toplumsal veya kültürel ortaklılıkların fazla olması doğrudan etkileşimin sonucunu etkileyen bir faktördür (benzer özellikler dolaylı etkileşim bakımından da geçerlidir). Açıkçası ideolojik ortaklık veya etkiler toplumsal iletişim ağlarının kurulabilmesinde ya da oluşturulabilmesinde belirgin etmen olduğunu söyleyebiliriz. Keza, 1730-1848 arasındaki kolektif eylemler, parçalı ilişkilerin mobilize edilmesinde, yani, doğrudan ilişkisel bağların kurulmasında etkili olduğunu göstermiştir.
Farklı coğrafya veya kentler arasında farklı zamanlarda oluşan eylem tarzlarının ve kullanılan sembollerin aynen veya belirli değişiklikler yapılarak kullanılması toplumsal hareketlerde sosyalleştirici kimliğin ve yöntemsel ortaklığın oluşmasına imkân vermektedir. Hatta birbiriyle bağlantılı olmayan eylem tarzlarının başka eylem repertuarlarında yer alması dolaylı etkileşim kalıplarının oluşturulmasında kültürel anlayış özelliklerini geliştirmesi muhtemeldir. Dolayısıyla farklı grup aktörleriyle iletişim ağına sahip olmak parçalı/dağınık olanlarla mobilize olmuş olanlar arasında bağlantıyı ve bilgi akışının oluşturulmasını mümkün kılabilir. Bu nedenle medya, özellikle hem farklı kent kesimleri hem de ortak paydaları olmayan olaylar arasında iletişimin ve bilgi akışının sağlanmasında örtülü/dolaylı bir işleve sahiptir. Dolayısıyla medya, kolektif eylemlerde motivasyonun yükseltilmesiyle yerel ve ulusal düzeyde farkındalığın yaratılarak etkinin genişletilmesinde katalizör işlevi görebilmektedir. Bu dolaylı etkileme/etkilenme tarzında temel ölçüt aktivistler arasındaki kimlik hissiyatıdır. Ayrıca aktörlerin veya aktivistlerin çeşitliliği hareketlerin yönelimini ve örgütlenmesini fikirsel/taktiksel açıdan doğrudan veya dolaylı olarak kolaylaştırabilmektedir. Bu nedenle toplumsal hareketleri belirli kategorilerle ya da kimliksel bir ayrımla ele almak yerine öncül, ikincil veya çıktı niteliğinde bir yaklaşımla değerlendirmek daha makul olabilir. Çünkü toplumsal hareketlerdeki eylem veya provalar uzun vadeli devinime sahip olduklarından ve patikaya bağımlılık gösterebileceklerinden dolayı sonraki eylem tarzları üzerinde etki de bulunmaları muhtemeldir.
Toplumsal hareket aktörleri diğer grupların yöntem ve uyum tekniklerini daha rahat benimsemek adına esnek repertuarlar kullanılmasından yanadır. Özellikle benzer ya da yakın nitelikli protesto eylemlerinin taklit edilerek kullanılması eylemin dalga halinde yayılımını ve protestonun içerisine absorbe edilmesini kolaylaştırmaktır. Bu nedenle dışarıdan alınan hareket tarzlarını benimseyenin kültürü, eylem tarzlarını ileten aracı aktörler açısından stratejik konuma veya niteliğe sahiptir. Çünkü bir eylem tarzının benimsenmesi veya iletilmesinde inançların kültürel boyutu ve sembollerinin üstlendiği aracılık fonksiyonuyla toplum liderlerinin hedefleri önemli bir belirleyendir. Dolayısıyla toplumsal hareketlerin yayılması ya da görünür olmasında ağlar veya iletişim kanalları ne kadar önemliyse yeni pratiklerin deyimlerle, değerlerle, düşünce ve amaçlarla ve aktivistlerin ihtiyaçlarıyla olan uyum düzeyi de etkinin muhtemel niteliğini belirlemektedir (Örneğin yeni bir yöntemin kullanılması düşünüldüğünde, şiddet yöntemleri gibi, hareketi örgütleyenlerin geçmişinde şiddet kullanımı mevcutsa benimsenmesi de bir o kadar rahat olur). Diğer yandan yeni bir eylem tarzının benimsenmesi açısından yeni olanın işlevi, benimsenme gerekçe(si)leri, aktörlerin iletişim ve birikimi, toplumsal eylemin mahiyeti gibi birçok unsur devreye girmektedir. Bu nedenle toplumsal hareketlerin eylem tarzlarındaki veya repertuarlarındaki ortaklık kadar hareketin kitle bileşenleri(kitlenin deneyim durumu, yeni katılımının oransallığı gibi hususlar) mevcut sorunsal ve bu mevcut sorunsalla eylem araçlarının uygunluğu başarının niteliğini belirlemektedir.