ADALETSİZLİK
Belli bir toplumda, belli bir tarihsel dönemde haksız sayılarak kınanan toplumsal yapı. Elbette; bu konunun her toplumsal kurumla ilgisi bulunmaktadır. Çocukların büyüme süreçlerinde, ebeveynlerin çocuklara ilişkin tutum ve davranışları önem taşımaktadır. Çünkü, yetişkinlerin niteliği adalet açısında ele alınmaya muhtaçtır.
Aile bireylerinden, ebeveynlerin adaletli olmaları, bir ölçüde demokratik tutum ve davranışları benimsemelerine bağlıdır.
Demokratik anne- babaların temel nitelikleri:
Çocuğa demokratik yaklaşan anne – babalardan oluşan, ev içerisindeki kuralların çocuklara açıkça belirtildiği, çocuğun düşünce ve duygularını ifade etmesine fırsat verildiği, evde hangi davranışların kabul edileceği ya da onaylanacağının belirtildiği bir aile yapısı demokratik ailedir.
Belirtilen bu davranışları benimseyen ebeveynler, çocuğa söz hakkı verirler ve kendisini ilgilendiren konularda kararlar almaları için yüreklendirilirler. Böyle anne - babalar çocukla sözsüz ve sözel iletişime önem verirler. Demokratik aile ortamında ilgi ve şefkat görerek büyüyen çocukların topluma kabul edilme, çevre ile iyi ilişkiler kurma eğilimlerinin yüksek olduğunu girişken, bağımsız, gerçekçi, güvenli kendi kendilerini denetleyebilen, sosyal, arkadaş canlısı olduklarını belirtilebilir(Çağdaş, 2015:145-146).
Diğer taraftan, okul çağındaki çocuklar açısından sınıflarda adalet ilkesi önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle, okul yöneticileri öğretmenlerle kurduğu iletişimde adalet ilkesine dikkat etmek zorundadır. Demokratik bir tutum ve davranış içerisinde olması gereken okul müdürleri şu niteliklere sahip olmalıdır:
1- Okul yöneticileri, öğretmenleri karara katmalıdırlar.
2- Okul yöneticileri, öğretmenlerin duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine şans tanımalıdırlar.
3- Okul yöneticileri öğretmenlerle arasında karşılıklı bir iletişimi benimsemelidirler.
4- Okul yöneticileri öğretmenler açısında stres yaratan etkenleri ortadan kaldırmalıdır.
5- Okul yöneticileri öğretmenlerin gelişme yolundaki çabalarını desteklemelidir.
Öğretmenler öğrencilerle kurduğu iletişimde adaletin hüküm sürdüğü bir sınıf iklimi yaratmak zorundadırlar.
Bu açıdan öğretmenin tutum ve davranışları şu niteliklere sahip olmalıdır:
1- Kurallar öğrencilerle birlikte oluşturulmalıdır.
2- Öğrenciler arasında eşitlik ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır.
3- Öğretmenler öğrencilerle çift yönlü iletişim kurmalıdır.
4- Öğretmenler öğrencileri, ihtiyaç duydukları konularda desteklemelidir.
5- Öğretmenler öğrencilere karşı demokratik tutum ve davranış içinde olmalıdır.
Elbette bu konunun siyasi açıdan da değerlendirilmelerde bulunması kaçınılmazdır. Siyasi erk, yurttaşlar arasında kaynak ve değerleri halka hakkaniyet içinde dağıtmak zorundadır. Ülkedeki nimet ve külfet dengesi gözetilmelidir.
Ancak, bu açıdan bazı siyasi iktidarların bu ilkeye uymadıklarını görmekteyiz. Başka bir ifadeyle ülkeyi yönetenler adaletsiz olabilmektedirler. Yine siyasi iktidarlar kendi koydukları kararlara uymak zorundadırlar. Ancak bu açıdan da sorunun olduğunu görmekteyiz.
Ne olursa olsun yasalar yurttaşlara eşit biçimde uygulanmalıdır. Ancak bu bakış açısı ülkemizde sorunlu bir durumdadır. Yine yasaların eşit biçimde uygulanması gerekirken bu konuda yeterince adil davranılmadığını gözlemlemekteyiz.
Sonuç olarak eğer adaletli bir toplum yaratılacaksa ilkönce aileden, okuldan başlanmalıdır.
Siyasi erkin adaletli olması, sağlıklı toplum arayışı için önem taşımaktadır. Ancak bu bakış açısından çok uzak olduğumuz görülmektedir.
HASAN GÜNEŞ