Okumaz-Yazmazlık

Eğitim Bilimleri - HASAN GÜNEŞ

Okumaz-Yazmazlık

Okumaz-yazmazlık; uzmanların görüşlerine göre, okuma yazmayı oluşturamamış ya da okuma yazmadan yoksun toplumlarda görülen davranışlara verilen isim. Bu konunun, çeşitli toplumsal so­runlara yansıması elbette kaçınılmazdır. Özellikle; bazı ebeveynlerin okuma - yazma bilmemeleri aile içi iletişimi ve etkileşimi olumsuz yönde etkilediği bilinen bir gerçektir. Her çocuğun uygun kişiliği kazanmasında aile eğitimi önemli rol oynar. Bu anlayış içinde okuma – yazma ile birlikte ebeveynlerin yeterli bilgiye ve donanıma sahip olmaları gerekmektedir.

Ebeveynlerin okuma-yazma bilmemeleri çocuklarını şu şekilde etkilemektedir: Çocuklar duygu ve düşüncelerini etkili bir biçimde ifade edememektedirler. Bu anlayış da çocukların yetişkinlik dönemlerinde edilgen bir kimliğe bürünmelerine neden olmaktadır. Yine, böyle çocukların, gelecek yaşamlarında otoriter bir tutum be­nimsedikleri görülebilir.

Diğer taraftan; okuma-yazma bilmeyen ebeveynlerin çocuklarının iyi yetiştirile-medikleri için, bazı durumlarda suça yönelmeleri mümkündür. Yine bu tür ailelerde yetişen çocuklar çeşitli sosyal gruplarda duygu ve düşüncelerini ifade etmede güçlük çekmektedirler. Bu nedenle duydukları öz güven eksikliği çocukların kendisi olmalarını engellemektedir.

Kendisi olamayan kişilerin, sosyal yaşamda öz saygı düzeylerinin düşük, empati kurma yeteneklerinin eksik olma olasılığı yüksektir. Özgüven ve öz saygı düşüklüğü gençlerde ruhsal sorunlar yaratabilir.

Okumaz-yazmazlığın diğer koşullarla da bağlantısı bulunmaktadır. Bunların başında siyaset kurumu gelmektedir. Gelişmek isteyen, refah düzeyini, ekonomik koşullarını yükseltmek ve çocuklarına mutlu bir gelecek bırakmak isteyen bir toplumun etkin yurttaşlara sahip olması zorunludur. Ancak, okuma-yazma oranının düşük

HASAN GÜNEŞ