Prof. Dr. ADNAN GÜMÜŞ ile “UZAKTAN EĞİTİME DAİR”

Yaşam Bilimleri - Hülya Kandemir Yavuz

Prof. Dr. ADNAN GÜMÜŞ ile “UZAKTAN EĞİTİME DAİR”

Hülya Kandemir Yavuz: Hocam öncelikle “Uzaktan Eğitime Dair ”söyleşimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.
Hülya Kandemir Yavuz: Pandemi sürecinde eğitimde tüm kademelerde uzaktan eğitime zorunlu olarak geçiş yapıldı. Çevrim içi eğitime hazırlıksız olarak başladık. Bu süreç eğitimde bir dönüşüm yaratmaya başladı mı sizce?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Zorunlu olarak uzaktan eğitime geçiş ayrı bir tartışma konusu. Toplu karantinalarda kısa süreler içinde okul kapalı kalabilir. Bir, iki hafta gibi. Uzun süreli kapalı kalması politik, insani, maliyet tercihidir, zorunlu değil. Uzaktan eğitim ciddi bir dönüşüm yaratıyor. Gerek evde, gerek dünyada mekânın yetersizlikleri yani ev halkının ortak alanları toplu kullanılması düşünülürse:
1-Ortamsal olarak uyumun sağlanması,
2- Duygusal ortam yok. Dokunmadan, insanın bir araya gelmeden yaşaması uzun vadede toplum oluşturmada zarar oluşturuyor. Haftada beş günün sekiz saatin dışına çıkıldı. Köklü sonuçları var.
3-Ev ortamında, arkadaş ve öğretmenden uzak kalmak düşünsel, bilişsel düzeyi düşürdü. Okulda kız, erkek, farklı öğrenci ve farklı öğretmen düşünce çoğunluğu yaratıyordu. Demokrasi özelliği düşünce özgürlüğü ve çoğulculuktur. Demokrasiyi zenginleştiren çoğulculuk gitti.
Gerekse öğretimde; özlük hak, özgürleşme, sendikalaşma, Okul Aile Birlikleri tasfiye oluyor. Çok köklü değişimler olacak, pek çoğu olumsuz.
Hülya Kandemir Yavuz: Türkiye'de Internet erişimi, yapılan istatistiklere göre %40 olarak belirlenmiş. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilmek için bu durum nasıl çözümlenebilir?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: İnternet altyapısı yetersiz. Ailenin ekonomik durumu dışında, çoğu kez ses ve görüntü sorunu mevcut, altyapı yeterli değil. Şehirde bile kopmalar ve ses yansımaları oluyor. Altyapı yeterli olsa bile internet ve bilgisayar erişimi yok. Kırsalda, birden fazla çocuk olduğunu düşünelim bir ailede. Tüm dünyada ulaşımın yeterli olmadığını söyleniyor. Örneğin; Avusturya 9 milyon nüfusa sahip bir ülke üçte ikisinin erişime uygun olmadığını veya hane ortamının uygun olmadığını düşünüyor eğitimciler. Erişime uygun olan yüzde on civarındadır.
Hülya Kandemir Yavuz: Çevrim içi derslerin öğretmen ve öğrenci açısından karşılaşılan güçlükleri neler olabilir?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Birden fazla grup katılımlı, eş zamanlı grup çalışmaları azaldı. Görerek, grup oluşumu, ilkokul ve üniversite dâhil, çalışma gruplarını oluşturma olmuyor. Proje ödevi, ödev hazırlama şansları yok. Eksiğini, fazlasını iletebilme şansı yok. Çevrim-içi , uzaktan, konuşmasız tek bir yoldur. Yaparak yaşayarak öğrenmek, model alınması sınırlar üzerine geriye doğru azalıyor. Eğitim öğretim sadece geri ses yansımaları. Ses geliyor, bağlantı kopuyor. 50, 30, 20, 100 kişi bir dersi İnternet ortamında nasıl öğrenecek?
Hülya Kandemir Yavuz: Çevrim içi zorunlu eğitim ve üniversite eğitimde hangi kademeler için daha uygun olabilir ve çevrim içi eğitimde hangi derslerde daha çok başarı sağlanabileceğini düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Çok küçük ve bilinçli bir grupla, istekli bir grupla, yüksek lisans, doktora üzerinde bazı etkinlikler, bazı derslerin bir kısmı, bazı gruplarla yapılabilir. Bilinçli, istekli, mesleki uzmanlığı olan istekli gruplarla 14 hafta ya da 1 yıl olamaz. Haftada bir gün 2-3 saat olabilir. Bunda bile yüzde yirmi verimlilik sağlanıyor, en gelişmiş okullarda böyle açıklanıyor. Eğitimde bazı dersler için, başka gruplarla 15-20 dakika, yarım saati geçmeyen derse katkı olarak, tartışma ve görüş alınabilir. Ders olarak yapılmaya uygun değil ne okul ve ne üniversiteye uygun. Uzaktan sertifikasyon programları verimsiz.
Hülya Kandemir Yavuz: Çevrim içi eğitimde ders süreleri ve ders saatleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Çevrim içi eğitimde derslerde alınan devamsızlık konusunda ne düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Devam- devamsızlık bir öğrenci karşısında kamera, mikrofon açık olduğunda olabilir. Kamera, mikrofon kapalı.Birkaç kişinin açık. Olan giriyor, olmayan girmiyor giren de kopuyor ya da arka planda oyun oynuyor, derse de girmiş gibi görünüyor. Kontrol mümkün değil, sıfır. Bütün gün 4 saat ekran karşısında olmak, sadece insani özellik değil, biyolojik fiziksel durumlara uygun değil. Farklı hazırlıklar için kullanılacak. Tablet, bilgisayarı mâhkum etmek bu. Derse hazır buluştukları yok. Plato'nun mağara alegorisi gibi; mağarada yaşayan insanların, güneşi görünce mağaraya kaçmaları gibi.Mağara başında, mağaraya doğru seslenmeye çalışıyor öğretmen.
Hülya Kandemir Yavuz: Çevrim içi eğitimde disiplin sağlamak amacıyla uygulanan kamera ve mikrofonların eğitimcinin denetiminde olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çevrim içi eğitim öğrenci için bir öz disiplin zorunlu kılıyor mu?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Karşısındakini görmeden konuşma, değildir eğitim, monolog değildir eğitim. Eğitimde monolog olarak konuşma olmaz. Eğitim-öğretim diyalogtur. Öğrenciyi saymamak, öğrenciyi yok saymaktır. Öğretmen boşluğa konuşuyor, bu olamaz iki kişi arasında. Bütün bunlar eğitimin ilkeleri psişik sosyal bileşenleriyle uyuşmuyor. Anlamı ve açıklaması yok.
Hülya Kandemir Yavuz: Çevrim içi eğitimin faydaları ve faydasızlığı yönünde nasıl değerlendirebiliriz? Ekran karşısında öğrencilerle iletişimi güçlendirmek nasıl mümkün?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Animasyon, görsellikler olabilir ama öğretmen reklâmcı değil. Ufak tefek canlı kılabilecek görsel, işitsel materyal kullanılabilir. Video, film olursa, dersten zaten kopuyorlar, bu daha da artıyor. Sınıfta projeksiyona yansıtığınızda verimli olurken, cazip olmayacak 20- 30 dakikalık süre içerisinde. Bu daha zor. Bu tür materyaller azaltılmalı, sürekli canlı diyaloglar olmalı, farklı teknikler daha kötü çevrim-içinde. Diyalog yöntemidir eğitim.
Hülya Kandemir Yavuz: Çevrim içi eğitimde ölçme ve değerlendirme nasıl olabilir?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Bir ödev olabilir, canlı diyaloglar yapabiliriz, küme çalışmaları yaşamla ilgili olacak. Anında yapılacak testler sıkıntılı; mikrofon ve internetten kopmalar var. Normal sınavlar için hiç uygun değil. 3 ya da 4 sınav yapacaksınız 3 ya da 4 ödev verilmez, ödevler bıkkınlık verdi. 3-4 sınav karşılığı zorluyor uzaktan eğitimde. Eğitim değil bu, öğretim. Zorladığımız aile, öğreten okulları dışa çıkarıyor. Maliyeti var. Uzaktan eğitimle yerel ve benzeri düzeyde ulusal okulların tasfiyesi olacak. Normal okullar tasfiye olacak. Merkezden tüm beyinlerin kontrol edilmesi, uluslar arası zincir diplomasisi bu. Tüm zihinlere ele geçirilmeye uygun subliminal mesajlar var. Okulların ortamının o coğrafyaya ait, çıplak kalması lazım. Küresel etkiler, bunu CIA, vb. kontrol ettiği zaman, o kuruluşların verdiği mesajlar verilmeye çalışılacak.
Hülya Kandemir Yavuz: Son sorum, eğitimin sorunu sınıf mevcutlarının 40 ve üzerinde olması idi. Çevrim içi eğitimde bu sorun olmaktan çıktı mı sizce, yani çevrim içi eğitimde verimli bir ders için sınıf mevcudu kaç olmalı?
Prof. Dr. Adnan Gümüş: Çevrim-içi eğitimde 40 kişilik mevcut boşluğa dönüştü. İnsan olmadığı için mevcudiyeti aranamaz. 5, 6, 7 kişilik sınıflar için çevrim-içi mümkün. 20 kişilik sınıflarda 20, 25 kişinin bulunduğu yerde mevcut konuşulamaz. Sanal ortamın küçük, istekli gruplarda kısa sürede uygunluğu mümkün. Karşılığı, bir an önce yüz yüze eğitime dönmek. Okul bizzat bir yaşam alanıdır. Belli bir müfredatın bilişsel aktarıldığı; çocuğun, gençliğini dostluğunu dertlerini paylaştığı ortamdır. Sanal, ders değildir, okul değildir Bazı içerikleri belirtmesi ile sanal ,tekil, toplumdan uzaklaştırılan alanlar sanal düzeyde eğitim demek. Normal eğitim yaparken zaman zaman yararlandığımız tekniklerdir, sanal. Ders yerine, okul yerine uygulandığında ağır sonuçlar, toplumsal sonuçlar, küresel sonuçlar doğurur. Her sokak, sosyal etkinlik, deprem için, ders için kullanılabilir. Hijyen önlemleri alınarak her sitede sınıflar, derslikler, sokak ve apartman okulları olabilir. Âskeri alanlı kontrol altında öğrenci ve öğretmen. Ana amaç merkezi bir denetleme ve yalnızlaşma. Küme, grup olmayacak, insan olmayacak toplum olmayacak.
Hülya Kandemir Yavuz: Hocam değerli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi ailesi adına hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz